Merhaba Ortadoğu

14İnsanoğlu elindekinin değerini kaybetmeden anlamıyor. Nefes almanın kıymetini mesela grip olmadan fark edemiyoruz. Günlük kaygıların peşinde incir çekirdeğini doldurmayacak meselelerin derdine düşüyoruz. Hâlbuki hayatta en önemli şey değil midir nefes almak? Kaybetmeden anlamıyoruz işte… Türkiye de maalesef çok acı tecrübeler ile nefes almanın önemi hatırlıyor bu günlerde. Son dönemde Ortadoğu'da aktif rol oynama çabasının bedelini vatandaşlar hayatları ile ödüyor. Ekranlarda Türkiye'nin zaten bir Ortadoğu ülkesi olduğunu vurgulayıp durumu içselleştirmeye çalışanları görünce cinlerim tepeme çıkıyor. Türkiye Ortadoğu ülkesi değildi efendiler, sayenizde oldu. Atatürk'ün Türkiye'nin yüzünü batıya çevirmesinin kıymeti bugün çok daha net anlaşılıyor. Arap Baharı adı verilen kanlı tuzağa adım adım düşen Türkiye, Ortadoğu'da lider ülke olma hayallerinin peşinde koşarken bataklığa saplanmış durumda. Sabah işe ölüm korkusu olmadan gidebilmek; eve sağ salim dönebilmek ne kadar da önemliymiş oysa. Kıymeti yeni anlaşılıyor... *** Türkiye artık Ortadoğu'daki çatışmaların bir cephesi. İç savaşın başladığı ilk yıllarda Suriye istikametine geçişlerin yönü tam tersine dönmüş durumda. Rusya'nın bölgeye müdahalesi ile birlikte silahlı grupların sivil görünüm ile Türkiye tarafına kaçmaya çalıştıkları bildiriliyor. Bölgedeki çatışmalarda aktif rol oynayan silahlı unsurların hemen hemen hepsinin Türkiye sınırları içerisinde uzantıları var. Esad rejimi belini doğrulttuktan sonra elbette rahat durmayacak. Suriye, Rusya, İran gibi istihbarat ve operasyon kabiliyeti yüksek ülkelerin doğrudan müdahaleleri ile kışkırtılan Türkiye'nin hali hazırdaki mevcut iç çatışmalarının yanı sıra PYD-IŞİD başta olmak üzere Ortadoğu'da birbirleri ile çatışan gruplar artık Türkiye sınırları içinde de birbirlerine saldırılar düzenleyecekler. Ankara'nın göbeğindeki saldırının istihbaratının alınamamış olması ve mitingin düzenleneceği bölgeye giriş çıkışlardaki kontrol eksikliği nereden bakarsanız bakın elinizde kalıyor. Özellikle Suruç saldırısı sonrası bu zafiyetlerin kabul edilebilir bir tarafı yok. Fakat istediği kadar güvenlik önlemlerini arttırsın, Türkiye'nin içine düştüğü terör bataklığından artık tek başına çıkması mümkün değil. Yüz tane canlı bombayı eylem gerçekleştirmeden yakalasanız bile yüz birinci çıkıp kendisini patlatır ve onlarca cana yine kıyar. Sinekler yakalanarak bitmez, acilen bataklığı kurutmak gerekiyor. Suriye ve Irak'taki çatışma ortamı sonlandırılmadan Türkiye'deki terör olaylarının artık sonu gelmez. Bu noktada Türkiye'nin Suriye politikasını en kısa sürede güncellemesi gerekiyor. Öncelikli hedef olarak Esad'ın devrilmesinden artık vazgeçilmesi ve bir an önce Suriye iç savaşın sonlandırılması yönünde politikalar üretilmesi gerekiyor. Yoksa Irak ve Suriye'deki karmaşadan beslenerek filizlenen ve büyüyen IŞİD tehdidi çok yakında Türkiye'yi de saracak. IŞİD'in uyuyan hücre tohumları Türkiye'ye çoktan ekildi.