Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinin yeni Genel Başkanı Annegret Kramp-Karrenbauer oldu. Almanya Başbakanı Angela Merkel’in parti genel başkanlığına yeniden aday olmaması üzerine üç aday arasından seçilen Annegret Kramp-Karrenbauer, CDU’nun genel başkanlık koltuğuna oturan ikinci kadın oldu. Bunun yanı sıra, CDU’nun 40 yıldan uzun bir zaman sonra ilk kez Alman meclisi üyesi olmayan bir lideri oldu.
CDU’nun Hamburg’taki parti kongresinde yapılan genel başkanlık seçimlerinde 55 yaşındaki siyasetçi ikinci tur oylamada mutlak çoğunluğu sağlayarak 63 yaşındaki Angela Merkel’in halefi seçildi.
Annegret Kramp-Karrenbauer, genel başkanlığa aday olan diğer isim Friedrich Merz’in aldığı 482 oy karşısında 517 oy alarak genel başkanlığa seçilen isim oldu. Kramp-Karrenbauer, kongrede ilk tur oylama öncesinde yaptığı hareretli konuşmada, CDU’nun “bir kitle partisi” olarak kalması gerektiğini vurguladı. "Siyasetteki doğal düşünce kuruluşunun, kitle partisi olması" gerektiğini söyledi.
Kramp-Karrenbauer, konuşmasında Avrupa Güvenlik Konseyi ve Avrupa ordusu ile “içeriye karşı açık, dışarıya karşı güvenli olan güçlü bir Avrupa” çağrısında bulundu. Konuşmasında, dijitalleşme, güçlü devlet, çalışanların güvence altına alınması gibi konulara değinen Kramp-Karrenbauer, güçlü bir CDU’ya da vurgu yaptı.
Eşinden büyük destek
Annegret Kramp-Karrenbauer, parti tabanına yakın bir siyasetçi olma özelliği taşıyor. Memleketi Saar eyaletinde de bu özelliği ile tanınıyor. Eşi Helmut ile 34 yıldan beri evli olan Annegret Kramp-Karrenbauer, üç çocuk annesi. Motosiklete bindiği bilinen Kramp-Karrenbauer’i bazen Mannheim’da futbol veya buz hokeyi maçlarında da görmek mümkün. Maden mühendisi olan eşi çocuklarla ilgilenebilmek ve eşine destek olabilmek için mesleğini bırakmış. Helmut Karrenbauer, Hamburg’daki parti kongresini konuklara ayrılmış bölümden izledi.
Kitle partisinin savunucusu
CDU Genel Sekreterlik görevini yürüten Annegret Kramp-Karrenbauer, Başbakan Angela Merkel’in Ekim ayı sonunda genel başkanlıktan çekileceğini duyurmasının ardından, adaylığını ilk açıklayan siyasetçi oldu. Bu nedenle de, genel sekreterlik görevini askıya aldı. Daha muhafazakâr söylemleri ile tanınan diğer adaylar Friedrich Merz ve Jens Spahn’a karşı yürüttüğü genel başkanlık mücadelesinde, Hristiyan Demokrat Birlik’in adında yer alan Hristiyan ifadesinin temsil ettiği sosyal boyut ve temel değerlere vurgu yaptı.
Annegret Kramp-Karrenbauer, Hristiyan Demokratların geriye kalan son "kitle partisi" olarak toplumun merkezinde sağlam bir yer edinmesi gerektiği fikrini sıklıkla dile getirdi. Bunun yanı sıra partisinin “sağa kaymasını” kesin bir dille reddetti.
Siyasette deneyimli bir isim
Kramp-Karrenbauer, Başbakan Angela Merkel’e yakın isimler arasında bulunuyor Ama siyasi çalışmalar konusunda her düzeyde deneyime sahip bir isim. Siyasal bilimler ve hukuk öğrenimi gören Kramp-Karrenbauer, 1998 yılında yaklaşık 6 ay kadar Federal Meclis’te milletvekili olarak görev yaptı. Ancak dönemin Saar eyaleti Başbakanı ve bugün Anayasa Mahkemesi yargıcı olan Peter Müller’in desteği ile eyalet politikasına geri döndü. Saar eyaletinde 12 yıl boyunca içişleri, aile ve kadın, eğitim ve kültür, çalışma ve sosyal işler ile adalet bakanlıkları görevlerini yürüttü. 2011 yılında Müller’in halefi olarak Saar eyaleti başbakanlığına seçildi. Hristiyan Demokrat Birlik içinde, eyalet başbakanlığı yürüten ikinci kadın siyasetçi oldu.
2017 yılının Mart ayında Saar eyaletinde yapılan seçimler, Federal Meclis seçimlerinin yaklaştığı bir dönemde, kendini baskı altında hisseden CDU açısından büyük önem taşıyordu. Saar eyaletinde Annegret Kramp-Karrenbauer’in liderliğindeki CDU, oylarını 5 puan artırdı ve oyların yüzde 40,7’sini alarak büyük bir zafer elde etti. Bu zafer, CDU’nun federal düzeyde yürüttüğü siyaset açısından çok önemliydi.
Parti genel sekreterliği görevi
Annegret Kramp-Karrenbauer, Şubat 2018’de ise CDU Genel Sekreteri seçilerek, siyasi hayatını Berlin’de sürdürmeye başladı. CDU’nun Berlin’deki kongresinde yaptığı konuşmada, "Yapabilirim, istiyorum ve olacağım. Bu nedenle de kendimi partinin hizmetine sunuyorum" demişti. Büyük alkışlarla genel sekreterliğe seçilen Kramp-Karrenbauer, partinin birbirine rakip olan farklı siyasi kanatları ve çıkarları arasındaki arabuluculuğu ile isim yaptı.
Kramp-Karrenbauer’in parti içindeki en önemli projesi ise yeni bir parti programı üzerinde çalışmak oldu. Başbakan Angela Merkel döneminde muhafazakâr ve ekonomik açıdan liberal seçmen gruplarının partiye olan güveninin azalmasından sonra, Kramp-Karrenbauer’in üzerinde çalıştığı yeni program, CDU’nun muhafazakâr söyleminin yeniden tanımlanmasını içeriyordu. Bu proje için Almanya’nın yaklaşık 50 kent ve kasabasını ziyaret eden Kramp-Karrenbauer, partinin yerel teşkilatlarının üyeleri ile görüş alışverişinde bulundu.
Merkel’in genel başkanlığa aday olmayacağını açıklamasının ardından CDU’nun liderliğine aday olan isimlerin sekiz bölgesel konferansta kendilerini tanıttıkları toplantılarda, Kramp-Karrenbauer’in bu ziyaretlerinde edindiği izlenim ve deneyimleri aktardı. Geriye dönüp bakıldığında sanki Kramp-Karrenbauer için hazırlanmış olan bu proje, parti liderliğine giden yolun önünü açmış oldu.
Merkel ile birlikte çalışacak
Katolik olan Kramp-Karrenbauer, seçilmesinin ardından yaptığı konuşmada, diğer adaylara "adil bir yarış" yürüttükleri için teşekkür etti. Merkel’in halefi olarak seçilen Annegret Kramp-Karrenbauer, başbakanlıktaki koalisyon görüşmelerinde veya CDU’nun parti yönetiminin toplantılarında Merkel ile birlikte çalışacak. Kramp-Karrenbauer, CDU’da siyasetin artık tabandan yukarıya doğru şekillenmesi gerektiğini söylemişti. Avrupa siyaseti, eğitim politikası veya yeni konutların inşa edilmesi gibi konularda ise Başbakan Merkel ile CDU lideri Kramp-Karrenbauer arasında ilk görüş ayrılıkları görülebilir. Ne olacağı merakla bekleniyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.