• BIST 9672.75
  • Altın 2962.961
  • Dolar 35.2472
  • Euro 36.7735
  • Lefkoşa 11 °C
  • Mağusa 13 °C
  • Girne 13 °C
  • Güzelyurt 11 °C
  • İskele 13 °C
  • İstanbul 10 °C
  • Ankara 9 °C

Mesajınız var...

Mesajınız var...
Mesajınız var...

Sn. Ünal Üstel, bizim Minik Kuşlar rahat durmuyor zır zır kafamın etini yiyor. Neymiş efendim Haziran’da Kudret Hoca’nın istifasından sonra bir Milletvekili için ara seçim olacak ya, ‘Cıncırak’ döndürerek, dümbür düdük açıklamadınız ama, hükümetin kabine-i umumiyede değişiklik yapacağınızı söylüyorlar. Gidin o o tarafa, yok öyle birşey dedik ‘Ölümüzü öp’’ki 3 tane bakan gidici 3 tane gelici diyorlar. Ayşaba, Ünsl ovlucuğum, Mehteran Takımı gibi iki öne bir geriye giden, attıkları zaman mangalda kül bırakmayan ama icraattan sınıfta kalanların arkasından asla beddua etmeyin. İçinizden edeceğiniz küfürle beraber bir tükür bir de çok şükür deyin yeterli olacaktır dedi.

**

Sn. Metin Feyzioğlu, Evkaf’ın genel müdürü İbrahim Benter ile resim çektirerek övgülerden bir buket, yere göğe sığdıramamaktan da bir demet sundunuz. Ajda Pekkan’a kendinden küçük sevgilisi var diye laf ediyorlarmış. Vallahi kadın ne yapsın yaşıtlarının hepsi ölü. Bizim Evkaf’ın genel müdürü, İbrahim Benter’in de emekliye çıkmasına hatta zinciri çıkan ‘Velespit’ gibi pedalları ayni yerde dönmesine rağmen, Sn. Erdoğan’ın hasat zamanı çiftçinin orak ile otları biçtiği gibi etrafındaki adamları biçmesinden yerine geçecek adamların hepsi ölü. Sn. Elçi, Amerikalı psigologlar insanın iki kişiyi ayni anda sevebileceğini söylermiş. Hacı amca tövbee, Türk erkekleri bunu keşfedeli yıllar oldu dedi. Vallahi o da yalan. Bakın ismi birçok noktalı virgüllü işlere karışan. Emekliye çıkmasına karşın, vezgeçilmeyen bir genel müdür hala daha ilk aşk gibi seviliyorsa ‘No coment’ derim.

**

Sn. Erhan Arıklı, Vallahi senin başına gelenler düdüklü tencerede pişmekte olan tavuğun başına gelmedi. Açılışının gecikmesine artık tahammülüm yok dediğin anda 24 bininci kez Ercan’ın açılış yine ertelendi. Kahbe felek sana müthiş bir oyun oynuyor. Halbuki, seçim öncesinde Erdoğan’ın propagandasını yaparak koltuğu birkez daha sağlama alacaktın. Üzülme şans kırk ayak gibidir bir ayağı kopar ötekisi ile yine gelir. Eskiden küçükken küseceksen oynamayalım derdik. Şimdi ne diyelim bilmiyoruz. Ama bu defa suç senin değilki. Bütün suç El-Sen’in. Kalktılar tamda Erdoğan’ın geleceği günlerde grev ve eylem düzenlediler. Ceryanı Ercan’a tam döşemedikleri için sırmaların ucu açık kaldı. Ceryanda seni tepti. Sn. Arıklı seni zorda bırakan El Sen mayınların üstüne basana kadar sessiz olduğunu bilsin. Şimdi mayına bastılar. Akaryakıtı tanker ile değil maşrappa ile alacaklar

**

Sn. Tufan Erhürman, Meclis sokakta, sokak mecliste diyorsun. Da, sokağın mecliste olduğunu, milletvekillerin bir birlerinin yakasına yapışmasından anlıyoruz. Ama meclisin sokakta olduğunu hayata geçirdikleri ‘Muhalefet’te baktıkça onu göremiyoruz. Yalnız ‘Yüce Meclis’ diye nitelendirilen yerde, muhalefetin ‘Hindiya Horozu’ gibi kabarıp öterken, gagalamak yerine efelenmekten öte birşey yapamadığına tanık olduk. El –Sen grev ve eyleminde tokat yediği yanağını döndürüp öteki yanağına da erkekseniz vurun dediğini ve diğer yanağına da yediği tokat sonrasında kafasını eğip sümük çektiğini gördük. Tufan hocam, halk olarak  bizler süpermarket poşetleriyle mahalle bakkalının önünden geçerken ona ihanet etmiş gibi hissederken, muhalefetin iktidardan tokat yerken ne hissettiğini inan bilmediğimiz gibi kestiremiyoruz

**

Sn. Kasım Kuni Ailemle bilgi yarışması izleyip doğru cevabı bulduğumda ki Profesörlük duygusunu inanın size anlatamam. Ama bu defa sizin çözümü zor çok bilinmeyenli denkleminizi çözemeyince, inanın ilkokul çocuğunun yanında kendimi çırak gibi hissettim. Yahu dedim kendi kendime. Koskoca genel müdür tüzüğün, yasadan, yasanın da Anayasa’nın üzerinde olamayacağını bilmiyormu? Yenidüzen kalkmış sizin seyrüsefer çıkartmayan arabaların kenara çekilmesi ile ilgili bir haber yaptı. Avukatlar ‘Nayır Nolamaz’ yasada araba tutulacak diye bir madde yok.Gerekirse mahkemeye gideceğiz diyor. Ayşabada kalkmış polis yasaların koruyucusu ve uygulayıcısıdır diyor.  İmam cami duvarına işerse cemaat ne yapar diye soruyor. İlle beni s........r dedirtecekler. Ama söyletemezler. Sn.Kuni, ben Gatriyabaya kızdım. Durup dururken, beyaz gülün gölgesi bile siyahsa gerisini siz düşünün dedi. Anlamadım.

**

Sn. Özdemir Berova evde oturmuş Tayfun’un birzamanlar ‘Hit’ olmuş ‘’Hadde yine iyisin, iyisin’’ şarkısını dinlerken nedendir bilmem siz aklıma geldiniz. Herhalde gece gördüğüm rüyanın etkisinde kaldım. Rüyamda siz siyah bir Mersedes’in arka koltuğunda oturmuş. Şoföre çek oğlum ‘Sağlık Bakanlığına’ dediniz. Sağlık Bakanlığına gelince, bakan odasına girip koltuğa oturdunuz. Hayırdır dedim. İçimden yahu birzamanlar doktor,  bakanken, mutluluğu çorba yapıp, eline çatalı vermişlerdi. Sonra onu çıkmaz sokağın başına bırakıp güle güle sana yolun açık olsun demişlerdi. Demek devran döndü. Doktorum, rüya bu. Ama yaşananlar için sussan gönül razı değil. Konuşsan tam 5’nci vitesi takmış mersedes ile giderken, birilerinin dütü kalkacak. Boşver tırıs gitsin.

**

Sn. Hüseyin Cahitoğlu, UBP’nin siyaset içinde yoğrulmuş, genç bireyleri olarak, partinin ‘Umut’ ışığını yakarak yol alırken, grankı kopan, tekerlek rulemaları yıpranan 1956 model DODGE araba gibi siyaset yollarında yampuri  giden ‘Nuh ‘ zamanından kalan bazı abileriniz, düt korkusundan. Pardon koltuğu kaybetme korkusundan partinin umut lambasına püf diyor. Parti içerisinde  yeni açan ve görüntülerinin yanısıra icraatları ile mis gibi kokan, eskiden övünerek isimlerinin altını çizenler, şimdilerde  isimlerinin üstünü çizmeye çalışıyor. Sn. Cahitoğlu, bu zat-ı muhteremler, dütlerini yırtıp takke diye başlarına geçirseler bu dakikadan sonra bir muk yiyemezler. Bu vesile ile gözümüzde büyüttüklerimizin, kıçımızla güldüklerimiz ile eş değer olduklarını da görmüş olduk.

**

Sn. Hüseyin Kelle,  dün gece Kadir gecesini idrak ettik. Bakanlıklar önünde yüro atarken ağızlarının suyu akanların, Kadir gecesinde ‘Tanrım ne olur bir koltuk’ diyerek dua edenlerin ne duaları nede ağız suları doğru adresi bulmayacak. Ama bizim minik kuşlar 3 ‘Büyük ikramiyeden’ bir tanesinin sana vuracağını söylüyor. Venüs, pluton ile ayni hizaya, ay ve dünya arka arkaya geldiğinde ‘Güneş’ senin için doğacak diyor astrologlar. Sn. Kelle, Çirkini güzelleştiren üç şey; Canon, Nikon, Avon. Bir siyasiyi tebessüm ettiren üç şey ise bakanon, koltukson, mersedeson. Gelmekte olan Tarımson hayırlı olsun

**

Sn. Ulaş Barış siz bizim yavrularımızsınız diyen Anamızın sende gazabına uğradın. iadeli tahahhütlü mektup gibi seni  havaalanından KKTC’ye geri gönderirlerken Türkiye’ye alınamayanlar kervanına dahil oldun. Ah be Ulaş, büyük sözü dinlemiyorsun be abim. Bak sende yağ satarım, bal satarım ustam ölmedi ona övgü düzerim diyenlere katılıp yandaş ordusuna mensup olmadın. Bülbül ne çekerse dilinden senin gibi gazetecilerde sivri uçlu kalemlerinden çekiyor be abim. Kalemin ucu bir yerlerine dokandımı, 9 köyden değil 10’ncu köyden bile govcalarlar. Sevgili Ulaş, birilerine beddualarımız işlemiyor. Yediklerinden de zehirlenmiyor. Pandemide de virüs bunları teğet geçtiği için etkilenmediler. Eee ecelleri ile de ölmüyor. Bununla napacaz söylermisin?

**

Sn. Murat Şenkul, din işleri başkanı Ahmet Ünsal ile iftar yemeğinde bir araya gelip ayni resim karesinde olman, yalnız ilahları değil daha önce söylediklerine bakan herkesi kızdırdı. Özellikle CTP’nin Mağusa’da yaptığı ve söyledikleri ile "Persona non grata" yani istenmeyen adam ilan ettiği bir zat-ı muhterem ile ayni karede olman birçok CTP’liyi kızdırmadı. Kızıdrmaktan öte fitil etti. Bir belediye başkanının işi bence de ‘İftar Yemeği’ vermekten öte ‘Dünya güzeli ‘ tacını başına geçirdikten sonra onu ‘Çirkinler Kraliçesi ‘ tacı ile değitiren Güzelim Girne’ye eski tacını giydirmek olmalıdır. Ben zat-ı muhterem o efendi hakkında söylediklerimin arkasındayım dedin. Söylemek başka şey icraat başka şeydir. Bir solinayı yanlış basolarsan basoların dişleri gider. Aman dikkat et solina ikinci kez yanlış basolanmasın.

**

Sn. Plümer Osman, millet senden şikayetçi. Sanırım bazıları seni mahkemeye vermeyi bile düşünüyor. Bunlar yahu bizler düşünmeden uzaklaşmışken. Gülümsemeyi bile unutmuşken, Plümer efendi, yaptığı hiciv dolu, espirili karikatürleri ile bizi düşündürürken katıla katıla güldürüyor. Karikatür fıtıkları çıkarttık. Düşünürken gülmeyelim diyoruz. Ama Plümer bey rahat durmuyor. Ertesi gün o nefis karikatürlerini vizyona sokunca yine ayni şeyleri yaşatıyor. Gülmekten tahtalıköye, düşünmekten noroloğa gitmeye az kaldı. Plümer Osman’dan şikayetçiyiz diyorlar. Plümer gardaş. dünyadaki en gariban şeye, sabah çalan alarma döndün. Sabah çalan alarm, Çalsa suç, çalmasa suç. İkisinde de küfür yiyor. Sende düşündürsen suç, güldürsen suç gardaş.

**

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler