Sizce UBP ve DP, den hangisi daha “milliyetçi” ?
Mesela hangisinin mitinginde daha çok bayrak olur?
En büyük Türk Bayrağı, hangisinin parti binasında vardır?
Peki, Şafak Nöbeti tutanlardan, kaçı UBPli kaçı DPlidir?
Hangisi daha fazla anavatana bağlıdır?
KKTC’yi , hangisi daha fazla savunur?
Rumlara karşı Kıbrıslı Türkleri koruyup, bu adadan silinmesine izin vermeyecek olan babayiğitler hangi partide çoğunluktadır?
KKTC vatandaşlarını Rumlara muhtaç etmeyecek parti hangisi, UBP mi, yoksa DP mi?
Söylemlere bakarsanız, “milliyetçilikte” yarışırlar değil mi?
Mesela her ikisi de Güzelyurt’u canları pahasına koruyup, bir karış toprak vermezler(!)
Ama Güzelyurt’tan göç edenler, hangisinin umurunda?
Hatta Kıbrıs’ı bırakıp başka ülkelere göç etmek zorunda kalanlar da.
Kaç kişinin ve hangi nedenle göç ettikleri ile ilgileniyorlar mıdır?
İlgilenmezler.
Çünkü göç edenler, ekonomik çıkmaza girdikleri için göç ederler ve bu çıkmazı yaratanlar da kendileri olduğu için, göç edenlerden oy alamayacaklarını bilirler.
Her gün, çalışmak içini güneş doğmadan Rum kesimine geçen onca insan umurlarında mı sizce?
Sanmıyorum.
Umurlarında olsa, "özelde sendikalaşmayı” getirecek olan “İş Değişikliği Yasa tasarısını” onaylarlardı.
Eğer özelde sendikalaşma yasası onaylanmış olsaydı, özel sektör çalışma koşullarını zorunlu olarak düzeltecekti, ve göç azalacaktı.
Ya da çalışmak için, Rum kesimine geçen olmayacaktı.
Ama UBP ve DP milletvekillerinin umurunda olan, kimin göç ettiği ya da kimin Rum’a muhtaç olduğu değil, “Kimseyi Rum’a muhtaç etmeyeceğiz” söylemidir.
Bu söylem tutuyor mu?
Tutuyor.
Bütün gün köle hesabı çalışanlar da, göç edenlerin aileleri de, Rum’a muhtaç olanlar da, hala daha bu partilere oy veriyor mu?
Veriyor.
O zaman bu vekiller ne diye sendikalaşmaya EVET desin ki?
Niye sponsorları olan iş adamlarını üzsünler ki?
İş adamları, sendikalı olacak olan çalışanlarına haklarını verirse, seçimde ne harcanacak?
Zaten, halk için, memleket için hükümet olmamışlar mıydı?
Patronlar da halktan değil mi?
O yüzden, sermayeyi düşündüler.
Eğer sendikalaşmayı onaylasalardı, iş adamları zora düşmeyecek miydi?
Eğer sermayeyi üzerlerse, koltuklar tehlikeye düşmeyecek miydi?
Değer mi, birkaç yüz bin kişi için üç beş iş adamını üzmeye.
Emekçi nasılsa alışmış köle gibi yaşamaya, düzeni bozmaya ne gerek var?
UBP ve DP, emekçiye, Cem Karaca’nın dediği gibi; “İşçisin sen işçi kal” dedi.
“İnsanca yaşamak senin neyine “ dedi ama zaten işçi alışık değildi ki, iyi koşullarda çalışmaya.
Alışık olsaydı, ses çıkarırdı.
Hesap sorardı.
“Eğer benim haklarıma sahip çıkmayacaksan, kimin hükümetisin o zaman” diye sorardı.
Nasıl sorsun ki; ekmek kavgasından, hak kavgasına fırsat mı buluyorlar?
Zaten, özel sektörde çalışanların kaçının böyle bir yasa tasarısından haberi oldu ki?
Milletvekillerinden bazılarının bile haberi yokmuş(!)
Öyle demişler.
Haberimiz olsaydı “hayır” demezdik demişler.
Ama, işlerinin sadece yasa yapıp, yapılan yasalarla ilgilenmek olduğunu unutmuş olmalılar.
O maaşı, bunun için aldıklarını unuttular demek ki?
Ne diyelim, hatırlatan olur inşallah.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.