Azeriler mülteciye “ kaçkın” der. İnsanlar kaçıyorsa, arkalarından onları kovalayanlar var demektir. Siz de kabul edin ki; Kaçmak zoruna kalanlar direnemeyen, canından korkan güçsüzlerdir. Silahlı zorbalara, işgal ordularına kimler direnemez? Çocuklar, kadınlar, yaşlılar hem direnemez, hem de kaçamazlar. Kovalayan caniler, kaçan tavşanı yakalayan köpekten beterdir. Yakaladığını parçalar, ırzına geçer, diri diri gömer, kafasını keser. Elinde bıçak, kameralara poz veren korkağın yüzü kapalıdır. Yüzünü kapatır çünkü… … Ola ki bir gün, kendi kafasını da aynı yöntemle keserler diye korkmaktadır. İşte; Ölüm korkusuyla yollar düşen sığınmacılar, kaçkınlar yani, daha güvenli yerlere ulaşmak için; açlıktan ölmeyi, denizlerde boğulmayı göze alırlar. Şanslı olanlar, hayatta kalmayı başarabilenler sığındıkları yerlerde artık “ mültecidirler”. Çoğu zaman nereye, hangi ülkeyesığındıklarını bile bilmezler. Geçen günlerde, ülkemizin Tatlısu kıyılarına, karaya oturmuş bir gemi içinde terkedilen savaş kaçkınlarını geldikleri yere iade etmekle; Bizi; yani KKTC’yi tanımayan ülkelerde daha da tanınmaz hale geldik. Zaten ak olmayan yüzümüz daha da karardı. Madem ki; dünya bizi tanımasa da, istenmesek de, bir devlet, bir cumhuriyet olduğumuzu iddia ediyoruz… … O halde, yapılacak iş, Birleşmiş Milletler yasaları ne emrediyorsa, insan hakları neleri öngörüyorsa onları hayata geçirmekti. 300 sığınmacıyı barındırmak bu kadar mı zordu? Onları geri göndermekle, toplum olarak ne büyük bir ayıp çukuruna düştüğümüzün farkında mıyız? “ Devletiz, bağımsız cumhuriyetiz” diye günün yirmi dört saatinde çığırtkanlık yapanlar nereye kayboldular? Kısa süreli de olsa, her şeyi düzenleyen, bir günlüğüne olsa da, sığınmacıların her türlü gereksinimlerini karşılayan Sivil Savunmamız da olmasa… Diyeceksiniz ki; Sivil Savunma zaten hükümete bağlı değil mi? Kimin nereye, nasıl bağımlı ve bağlı olduğunu daha sonra tartışmak üzere… Yakın tarihimizde; Kendi yurdunda kaçkın, göçkün duruma düşürülen Kıbrıslı Türkler; Çadırlarda yaşamanın, Stadyumlarda esir tutulmanın, Yollardan alınıp götürülmenin ve göç yollarına düşürülmenin romanını yazdılar. Suriyeli savaş mağdurlarının hikayelerini sabırla, içtenlikle, anlayışla dinlemeye hazırdık. İstenseydi; Her birimiz günde bir ekmek parası bağışlayarak; 300 Suriyeliye, 300 yıl bakabilirdik. O kadersiz insanların önünde başımı eğdim… İnsanlık adına utanç duyuyorum! Ya siz!
Mülteciler, Sığınmacılar ve Kaçkınlar…
- 11:53 - Sağanak Yağmur Bekleniyor
- 11:51 - Bakanlar Kurulu'ndan 55 kişiye vatandaşlık
- 11:48 - 41 yaşındaki Eda Kuş, evinin bahçesinde ölü olarak bulundu
- 12:59 - "Ani sıcaklık değişimi kalp krizini tetikleyebilir"
- 12:25 - Aykut'un davası 6 Aralık'ta yeniden görüşülecek , Avukatları tutukluluğun devamına itiraz etti
- 12:15 - ESPA Başkanı Mete Boyacı, ülke iyi yönetilmiyor
- 12:03 - 83 yaşındaki Esentepe’de sakin İsmet KİM bulundu
- 09:49 - BES Başkanı Yalınkaya: "Bu, Ekmeğin Kavgasıdır!"
- 09:35 - Putin: 'Ukrayna'yı durdurulması imkansız balistik füze ile vurduk'
- 09:34 - Türkiye'de gazeteci Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz hakkında soruşturma başlatıldı
- 09:28 - Hulusi Akar'dan 3. Dünya Savaşı uyarısı: Şakası yok, hazır olmamız lazım
- 09:26 - Sendikalardan Kitlesel Eylem Uyarısı
- 09:24 - 13’üncü maaşlar 24 Aralık’ta ödenecek
- 09:18 - Rum Polisi bir Rus vatandaşını tutuklandı
- 09:16 - Gök gürültülü sağanak yağmur bekleniyor
- Atatürk'ün ilk kez yayınlanan fotoğrafları
- Atatürk’ün az bilinen fotoğrafları
- Beş bin yıllık problem: İyi karpuz nasıl seçilir
- Karpuz kilo yapar mı?
12345678
Tüm Hakları Saklıdır © 2014 Detay Kıbrıs | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 392 444 79 79 - +90 533 851 38 51 Faks : haber@detaykibris.com
Tel : +90 392 444 79 79 - +90 533 851 38 51 Faks : haber@detaykibris.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.