Dışişleri Bakanı Özdil Nami, Kıbrıs müzakerelerinin mayıs ayının ikinci haftasında başlamasını beklediğini belirterek, müzakerelerin kaldığı yerden devam etmesi gerektiğini söyledi.
Dışişleri Bakanı Nami, Kıbrıs müzakere sürecini AA muhabirine değerlendirdi. Kıbrıs sorununun 50'inci yılını doldurup 51'inci yılına girdiğine işaret eden Nami, "Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) gündeminde "artık yeter" diye bir hissiyat geliştiğini vurguladı.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon ile New York'ta yaptığı son görüşmede, Ban'ın kendisine BM'nin artık Kıbrıs ile ilgili nihai bir çaba içerisinde olduğunu ilettiğini belirten Özdil Nami, Kıbrıs Türk halkı ile bunu paylaştıklarını, müzakere sürecine çok önem verdiklerini kaydetti.
Nami, BM Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide'nin son açıklamalarında bütün dünyanın, özellikle BM'nin adanın her iki tarafına da bu konunun sürekli beklemede bırakılmasının büyük riskleri bünyesinde barındırdığını söylediğine dikkati çekti. Nami, BM'nin daha yoğun bir şekilde sürecin devam etmesini ve bir nihayete varmasını istediğini dile getirdi.
Bakan Nami, Eide'nin yaptığı açıklamaları son derece önemli bulduğunu belirterek, "Eide, kendisinin son özel danışman olacağından bahsediyor. Umarız öyle olur. KKTC'deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra başlayacak olan müzakereler sayın Eide'nin de ifade ettiği gibi 2015 yılı içerisinde başarılı bir şekilde tamamlanır" diye konuştu.
Müzakerelerin 19 Nisan'daki KKTC cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra mayıs ayının ikinci haftasında başlamasını beklediğine işaret eden Nami, "İlk toplantı büyük bir ihtimalle bundan sonra müzakerelerin nasıl bir kurgu ile yapılacağına dair bir toplantı olur. Daha sonraki toplantılar ise mutlaka içeriğe yönelik olacaktır. Açıkta kalan konular bellidir. Bunlar üzerine belli çalışma planı çerçevesinde gidilecektir ve bütün bu egzersizlerin sonucunda bir uluslararası konferans toplanacaktır. O şekilde son nokta konacaktır. Bunun hayata geçmesi için umarız Rum tarafı gereken siyasi iradeyi gösterir" ifadelerini kullandı.
"DEVLET ADAMI GİBİ DAVRANMADI"
Dışişleri Bakanı Özdil Nami, Kıbrıs Türk tarafının hidrokarbon konusunun kapsamlı çözüm müzakerelerini etkilemesini arzu etmediğini belirterek, bu konuyu dönemin liderlerinin müzakerelerin kesilmesi yönünde bir mazeret olarak kullanmadığını söyledi. "Hidrokarbon sorununu Rum lider Nikos Anastasiadis ile yaşadık" diyen Nami, şöyle devam etti:
"Maalesef Sayın Anastasiadis izlediği politikalarla önemli bir zaman kaybına ve çok gereksiz bir gerginliğe neden oldu. Anastasiadis stratejik düşünmek yerine, kapsamlı çözümle hareket eden devlet adamı gibi davranmak yerine taktiksel manevralar içerisine giren bir kişilik olarak geldi. Umarız, bu hatasından ders alan bir Anastasiadis ile müzakereler devam eder."
Özdil Nami, Kıbrıs Türk tarafının müzakere sürecinin başından sonuna kadar son derece tutarlı bir tavır sergilediğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Bölgede ne olursa olsun Türk tarafı kapsamlı çözüm müzakerelerinden kalkmadı. Şu anda da zaten uygulamada olan aynen bunun hayata geçmesidir. Biz geleceğe doğru mayıs sonrası döneme baktığımızda 11 Şubat 2014 anlaşmasında ifade edildiği gibi iyi kurgulanmış, açıkta kalan konular üzerinde odaklanmış bir yeni süreç bekliyoruz.
Müzakereler kaldığı yerden devam etmesi gerekir, aksi düşünülemez. Anastasiadis ve Espen Barth Eide de 'müzakereler kaldığı yerden devam edecek' şeklinde açıklamalar yaptılar. Kaldığı yer pek de olumlu nokta değil. Kaldığı noktada Anastasiadis'in geçmiş anlaşmaları reddeden bir tutum içerisinde olduğunu biliyoruz. Sanırım o sıkıntı da artık BM'nin müdahalesiyle çözülecektir. Biz BM'nin aktif müdahalelerine soğuk bakmıyoruz. Yeter ki artık bu sürecin ilanihaye devam edemeyecek bir süreç olduğu benimsensin ve her iki tarafın halkına da yeni bir kapsamlı çözüm planı sunulabilsin. Türk tarafı tüm bunlara siyaseten hazırdır. Ama Rum tarafında büyük bir karmaşa görülüyor. Umarız bu kargaşaları da bir tarafa bırakarak karşı tarafta ciddi muhataplar buluruz. Bizimle bu cesareti gösterebilirler."
"CİDDİ ENDİŞELERİM VAR"
Sürecin 2015 yılında beklenen hızda gelişebileceğine dair ciddi endişeleri olduğuna dikkati çeken Bakan Nami, "Acaba beklenen hızda bu süreç gidebilecek mi? Bu endişelerin en önemli kaynağı Rum tarafının bu tanınmışlık perdesinin arkasına saklanarak üzerimizdeki izolasyonları, ambargoları devam ettirerek, Türkiye'nin AB süreci ile ilgili sorunlar çıkararak, doğalgaz konusunu bir çözümü kolaylaştırıcı değil de aleyhimize koz olarak kullanmaya çalışarak taktiksel manevralar gütmeye devam etmesidir" dedi.
Dışişleri Bakanı Nami, BM'nin gerçekten bu sorunun çözümünde samimiyse Kıbrıslı Türklere karşı verdiği sözleri tutması gerektiğini belirtti. Nami, "Kıbrıslı Türkler üzerindeki izolasyonların kaldırılmasının kapsamlı çözüme hizmet edeceğini BM Genel Sekreteri zaten kendisi raporunda ifade etmiştir. Dünyanın bu tavsiyeye kulak asması ve gereğini yerine getirmesi bence son derece faydalı olur, eğer gerçekten 2015 yılının çözüm yolu olmasını istiyorsak" diye konuştu.
MÜZAKERELER EKİMDE DURMUŞTU
Rum Yönetimi, 7 Ekim'de Türkiye'nin “sismik araştırma çalışmalarını ve doğalgaz aranan bölgeye savaş gemilerini gönderdiğini” ileri sürerek, müzakere masasından kalkmıştı.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, 20 Kasım 2014 tarihinden sonra yayımladığı duyurularla Akdeniz'de arama yaptığı sondaj sahasının süresini uzatmış; 19 Mart 2015 tarihine kadar yeni bir sondaj sahası eklemiş; 30 Aralık'ta yayımladığı duyuruyla sondaj çalışması yapılacak sahayı genişleterek çalışmanın 29 Mart tarihine kadar süreceğini duyurmuştu.
Rum tarafının ada çevresindeki hidrokarbon kaynaklarında yürüttüğü sondajlara katılan SAIPEM 10000 adlı geminin 30 Mart'ta bölgeden ayrılması üzerine Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemisi de çalışmalarına ara vermiş, böylece Kıbrıs'ta müzakerelerin yeniden başlaması için gerekli zeminin oluştuğu belirtilmişti.
BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide de Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlatılabilmesi için iki gün önce Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile bir araya gelmişti. Eide, görüşmenin ardından, müzakere sürecinin birkaç hafta içinde başlayacağını duyurmuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.