• BIST 9636.12
  • Altın 2928.974
  • Dolar 34.6381
  • Euro 36.4981
  • Lefkoşa 7 °C
  • Mağusa 8 °C
  • Girne 11 °C
  • Güzelyurt 5 °C
  • İskele 8 °C
  • İstanbul 4 °C
  • Ankara -2 °C

Ne olacak bu televizyonların hali

Oshan SABIRLI

Medyanın bir güç unsuru olarak kullanılmasına hiçbir zaman hoşgörü ile bakmama karşın, hep merak etmişimdir, biz gazeteciler, televizyoncular veya radyocular siyasilere yer vermesek siyasilerin hali ne olurdu diye. Hükümetler medya kuruluşlarına sahip çıkmayınca, ne acıdır ki bazı medya kuruluşlarının yoldan çıktığına da tanık olabiliyoruz. Öte yandan medyanın çok seslilik, çok renklilik anlamına geldiği gerçeğinde, demokrasinin en büyük enstrümanı olduğu önemli bir gerçek konumunda. Zaman zaman televizyonların kalitesiz yayınlar yaptığını söylerken biz de şikayetçiyiz medyanın gidişatından. Zaten kırk kanaat yayınlarını sürdüren televizyonların içini de oldukça iyi bilen medya çalışanlarından birisi olarak bu hafta için önemli bir dosya haber yapmam gerektiğini düşündüm. Zaten Türkiye’nin dev kuruluşlarının reklam bombardımanı altında, Kıbrıs Türk Basını’nın ezildiğini gözlemlerken, son gelen haberlerde artık KKTC Televizyonlarının çok büyük bir bölümünün bundan sonra uydudan düşeceği, beni “Özel Televizyon Dosyası”nı açmaya adeta mecbur bıraktı. En azından ben böyle hissettim. Şu an ülke televizyonları uydudan yayın yaparken, bulunduğumuz bölgenin çok geniş bir alanı, İngiltere’den Afrika’ya, Ortadoğu’dan Azerbaycan’a kadar olan bölgede ülke televizyonlarımızın rahatlıkla izlenebildiğini biliyoruz. Kıbrıs Türkü’nün sesinin bu geniş coğrafyada duyurulmasında önemli bir etken olan televizyonlarımızın ise içler acısı durumu zaman zaman düşük seviyedeki kalitede programlar ile de ekranlara yansıyor. Televizyonların en büyük gelir kaynağı olan (yada olması gereken) reklamların kuşkusuz reklam verenlerin gözünde ulaştığı kitle kadar önemli olduğu gerçeği tam karşımızda. Yani kimsenin seyretmediği, seyredemediği bir televizyona kuruluşlar reklam vermeyince, ortaya kaliteli işlerin çıkması da mümkün olmuyor. Şimdi yeni bir tartışma başladı. KKTC televizyonlarına devletin verdiği 30 bin TL gibi hali hazırda televizyonların değil ayakta durması, uydu parasını bile ödemeye yetmeyen sözde katkının kesilmesi gündemde. Ülke televizyonlarının Türksat üzerinden yayın yapabilmesi için yaklaşık 17 bin TL daha ekleyerek yayını sürdürmesi gerekiyor. Ortaya çıkan fotoğrafta, tüm dünyanın tercih ettiği gibi karasal dijital yayına geçilmesi hedefleniyor. Bunun sürdürülemez bir yapı olduğu gerçeğinde, zaten bağımlılık haline gelen uydu yayıncılığı ile ilgili ülke televizyon yöneticileri veya işletmecilerinin farklı noktalarda ayrılıklara düştüğünü de görüyoruz. KKTC kanallarının uydudan düşecek olması beraberinde yeni bir süreci getirecek. Kısa vadede ülke televizyonlarının darbe yiyeceği gerçeği karşımızda duruyor. Uzun vadeye gelince zaten Türkiye’nin reklamları altında ve Türkiye’nin televizyonlarının etkisinde devam eden baskılar ve reklam kara deliği daha da büyümeye devam edecek. Şimdi devletin, medya alanında, medya kuruluşlarının yayınlarını daha kaliteli yapması için ve kuruluşları desteklemek yönünde acilen bir dizi girişim yapması gerekiyor. Zaten çok geç kalınmış bu tarz iyileştirmelerin televizyon, gazete ve radyoları da güçlü şekilde desteklemesi şart oldu. İyi bir hafta geçirmeniz temennisi ile…

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları