KKTC'de Türkiye Gençlik ve Spor Bakanlığı'na bağlı Yurt Dışı Koordinasyon Ofisi açılması meselesi oldu dedemin miras meselesi...
Bir yaygaradır kopuyor, "irademizi, gençliğimizi sattırmayızzzzzzz!!!" diyerekten...
Hangi irade a muhteremler, hangi irade bu, da bizim haberimiz yokmuş!!!
Siyasilerle birlikte kol kola vererek bu memleketi kokuşturan mafya ve rant sevdalılarının memleketi esir alan iradesi mi !!!
Yoksa bütün bu rezilliklere göz yuman ve kısa günün karına bakan, bir taraftan çocuğunun geleceğini kısa günün karına satan, diğer taraftan da yaratılmasına çanak tuttuğu kokuşmu düzen kafasına yıkılınca memlekette günah keçisi arayan halk mı!!!
Oldu beyler ve bayanlar, ala da güzel oldu...
Herşeyi hallettik da, bir bu kaldıydı geriye...
Ofise karşı olan bazı milletvekilleri popülizm uğruna şov üstüne şov yapıyor, diğer taraftan ise acizlikten kendi alması gereken tedbirleri almayanlar ve bu ofisin bu ülkede açılmasını zorunlu kılanlar ise tavla teslim, sorumluluğun başkası tarafından yüklenilmesini bekliyorlar...
Yuh olsun hepinize, yuh olsun milletvekillerine ve onları seçenlere de...
Bu memleketin her köşesinde her türlü pisliğin fır döndüğü gecekondu türü meyhaneler, kerhaneler, bet ofisleri açılırken, ilkokul, lise, üniversite demeden nerdeyse tüm gençlik tam bir batağa sürüklenirken, gençlik su yerine alkol içerken, bir senede yüzlerce milyon liralık alkol satılırken, gençlik sigara içme konusunda fabrika bacalarını aratmazken, sabahlara kadar yolların içinde zil zurna olmuş vaziyette döküm saçımken, kafalar bulutlu bir şekilde araba sürüp de birbiri arkasına ölümlü kazalar yaparken aklınız nerdeydi acaba, a çakma devletin vekilleri, kaymakamları, bakanları ve vatandaşları!!!
Ve ne idüğü belirsiz, bir gün sağa, bir gün sola, bir gün sermayeye doğru yalpalayan basın!!!
Bu ülke dibine kadar batağa batarken, açık hava tımarhanesine dönerken, mafya her köşeye çöreklenirken, sokaklarından pislik akarken aklınız nerdeydi!!!
Sorarım size, 40 senede 39 hükümet kurma başarısını gösteren çakma devletin çakma hükümetleri...
Topunuzu toplasak bir tane eder misiniz, kaybettiğimiz gençleri, çocukları, insanları geri getirebilir misiniz acaba...
Ha, diyeceksiniz ki, Türkiye'nin neresi doğru da gelecek bizde gençlik konulu ofis açacak...
Tamam, onların derdi Atatürk'ün kendilerine hediye ettiği cumhuriyeti yıkmak, padişahlık, saltanat düzeni kurmak, kuyruğuna bir de kabak bağlamak...
Adı farklı olan Şeyh Sait isyanları yarattılar, çanak tuttular, nice Kubilayların kafalarını koparttırdılar, Türkiye'yi cehenneme çevirme marifetini gösterdiler, onbinlerce insanın, çoluğun çocuğun mahvolmasına hırs ve rant uğruna çanak tuttular, bravo kendilerine...
Şanslarını denediler ve kafalarına giydiler, hala akıl da koymadılar, koyamayacaklar da...
Ama, a refikler, şu Türkiye kanallarında yayınlanan, iğrençlikte, adilikte, ahlaksızlıkta sınır tanımayan, her cümlesinde küfür geçen, her sahnesinde kadının kafasına silah dayanan dizilerin müdavimlerinin bir kısmı bizim gençlik değil mi!!!
Memleketin her köşesine gece kondu türü açılan ve her türlü pisliğin fır döndüğü açık hava meyhanelerinde Türkiye'den ve diğer ülkelerden gelen gençlikle dumanaltı kafa bulan, elini sıcak sudan soğuk suya koymayan, herbiri kendini Hollywook artisti sanan bizim gençlik değil mi!!!
Aileleri tarafından şımartılan, "aman çocuğum üzülmesin, bu dünyaya bir defa geldi, keyfini yaşasın" diyerek sabahlara kadar sokaklara salınan ve ne yapacağını şaşıran bizim gençlik değil mi!!!
Bu mu, satılacak irade...
Satılacak nesi kaldı bu rezilliğin!!!
Türkiye'nin kendisi tam anlamıyla bir batağa sürüklenmiş olabilir.
Ancak Kıbrıs'a gelen "ana kuzucuklarının" bir anda sere serpe açıldığını, dağıldığını ve 50 bin öğrencisinin öyle ya da böyle tehdit altına girdiğini, yüzlercesinin sokaklarda sabahlara kadar birbirini gırtlakladığını ve KKTC denen çakma devletin rezil düzeninin bu durumlara çanak tuttuğunu göremeyecek kadar da kör değil...
Sen eğer KKTC devleti olarak gereğini yapmaz, kendi vatandaşını ve bu ülkeye misafir olarak gelen öğrencileri koruyacak tedbirleri almazsan, memleketi açık hava tımarhanesine çevirirsen, siyasilerin memleket meselelerini meyhanelerde duman altı sohbetlerde çözmeye çalışırsa, ve bu Kıbrıs Türkü denen halk üç kuruşluk ganimet ve kısa günün karı uğruna hala daha aynı siyasileri başına seçme marifetini göstermeye bu şekilde devam ederse, hiç kimse kusura bakmasın, olacağı budur: Açık Hava Tımarhanesi...
Bu yazı, bu memlekette doğmuş, büyümüş, ama çocuğuna bu ülkede bir gelecek göremeyen bir babanın isyanı mıdır???
Daha da ötesidir, Kıbrıslı Türk olmaktan artık utanan birinin yazısıdır, emin olabilirsiniz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.