Cenevre’de kesilen görüşmelerin devamı konusunda yaşanan krizle malumunuzdur.
Rum Meclisinin Elam grubunun önerisi ile mecliste olan çoğunluğun oyu ile okullarda ENOSİ’in kutlanması ve anılması ile ilgili almış olduğu karara Akıncışiddetle karşı çıkmış ve bu kararın kaldırılmaması veya uygulanmaması yönünde karar alınmadığı sürece görüşmelerin yapılamayacağını açıklamıştır.
BM özel temsilcisi hep iki Lider arasında mekik diplomasisi yürüterek bir şekilde görüşmelerin başlaması için çalışmıştır.
BM özel temsilcisi bana göre görüşmelerin bundan sonraki geleceğinin anahtarı olanlarşla değil Kıbrıs’taki iki Lider arasında bu diplomasiyi yürüterek gerçek aktörlerin pozisyonlarını hazırlamak ve netleştirmek için zaman kazanmaya çalışmıştır.
Dikkat edilecek olursa bir daha ileri adım atılmadan önce ara bölgede BM özel tem silcisi bir yemek yer ve sanki her konu o yemekte hallolmuş gibi bir sonraki aşama açıklanır.
Bu kez da yine öyle olmuş ve yemek sonrası iki Liderin BM Genel Sekreteri ileNew York’ta bir araya geleceği ve sürecin devamı konusunda birliklte görüşecekleri açıklanmıştır.
New York’a gitmeden önce iki liderin duruşu neydi.
Anastasiyadis: son Cenevre’de varılan mutabakatın dışında önceliğin Garantiler ve toprağa verilmesi ve buradaki ilerlemelere göre ilk dört başlıkta kalan uzlaşılmayan konuların çözümü idi.
Akıncı: Cenevre’de bir mutabakat var ona göre görüşmelere devam edelim.
İki Lider bu duruşlarını koruyarak New York’a gittiler anlaştıklarını açıkladıkları süreç ise ikisinin da talebini içeren bir uzlaşma oldu.
Ortaya çıkan sonuç ise. Hala daha garantör ülke konumunda olan ülkelerin hala daha uzlaşma noktasında olmadıklarıdır.
Garantör ülke bu konuda hiç ses vermemektedir. İngiltere kendi seçimleri ilgili bir süreçten geçmektedir. Hâlbuki ses verme durumunda olan ülkelerin başında gelmektedir. Çünkü uzlaşma konusu olan garantiler Kıbrıs Cumhuriyetinin Anayasasını garanti etmenin yanında İngiliz egemen üslerini da garanti etmektedir. Görüşme sürecinde her iki lider da bu noktaya gelene kadar üslerin konumu konusunda hiçbir görüş ortaya koymamışlardır. Yeni oluşturulması düşünülen iki bölgeli federal Cumhuriyette bu egemen üslerin durumu ne olacaktır? Bu konuda hiçbir Lider açıklama veya görüş ortaya koymadıkları gibi diğer iki garantör ülke Türkiye ve Yunanistan da bir görüş ortaya koymamıştır.
Diğer iki garantör ülke ise garantiler konusunda uzlaşma noktasında değillerdir.
Türkiye Kıbrıs Türkünün hassasiyetlerini ortaya koyarak garanti sisteminin fazla sulandırılmadan devamını sağlayacak biçimde açıklamalar yapmaktadır.
Yunanistan garantilerin ortadan kalkması görüşüne hâkimdir.
Anastasiyadis ise garantiler konusunda Rum halkının da hassasiyetleri olduğunu ve mevcut garanti sisteminin her iki tarafın hassasiyetlerini da karşılayacak bir şeklîde düzenlenmesini savunmaktadır.
Bu güne kadar taraflar henüz ne garantiler ne de toprak konusunda aralarındaki pürüzleri çözme noktasında olmadıkları New York’da Haziran ortalarında tarafların Cenevre’de yeniden bir araya gelecekleri açıklandığı halde yaptıkları açıklamalarda ortaya çıkmaktadır.
Kanaatimce Cenevre toplantısı iyi organize edilmediği takdirde başarısızlığa daha yakın durmaktadır. Eğer Cenevre’de ortaya bir başarısızlık çıkarsa yarım asrı geçen bu çözüm sürecini yeniden başlatmak çok uzun bir süre alacaktır. BM ve konu ile ilgili tüm tarafların Cenevre’de bu bilinç içinde hareket etme yetisine sahip olmaları gerekmektedir.
Unutulmasın ki Kıbrıs’ta çözüm ilgili tüm taraflara Akdeniz’de kaynayan kazan durumunda bir ada değil barış içinde Akdeniz’de güvenli ortamı oluşturan bir ada ortaya çıkaracaktır.
Gönlüm Çözüm ve Barıştan yanadır. Savaşlar ve kavgalar hiçbir topluma artı değer kazandırmamıştır. Umarım taraflar bunu bilincinde olarak kazan kazan felsefesi ile Cenevre’de olacaklardır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.