Beklentiyi yönlendirmek zordur. Özellikle de herkesin ayrı bir ajandası olan yapımlarda bu beklentiyi karşılamak daha da zor ve çetrefilli bir iştir. Game of Thrones’un final sezonunu insanların iki yıl beklediklerini göz önüne alırsak, oluşan beklentinin ne kadar büyük olacağını tahmin etmek zor değil.
Dikkat, bu içerik serinin final sezonu ile ilgili spoiler içermektedir!
Game of Thrones’un sezon finali kötü başladı ve daha sonra adeta tepe taklak gitti. Yedi yıl boyunca kış geliyor diye diye beklenen ölüler ordusu, 20 dakika içerisinde çok az esas karakterin öldüğü bir süreçte devreden çıktı. Metaforik olarak anlatmak gerekirse biz kar fırtınası beklerken sonuç “hava serin, çıkarken yanıma hırka alayım” oldu.
Game of Thrones ile ilgili bazı eleştiriler çok da üzerinde uzlaşılmış konular değil. Bazı kişiler King’s Landing’in düşüşünü hikayeye yakıştırmamaktan şikayetçi ama dizi en başından beri güce ulaşmaya çalışırken en dibe vuran ya da düşen karakterleri anlatıyor. Son iki sezona kadar dizide ismi olan karakter ölümleri, savaşları saymazsak isimsiz karakter ölümlerini geçmiş durumdaydı.
Game of Thrones söz konusu olduğunda kimse mutlu son beklemiyordu. Diziden insanların beklediği şey ölüm, yıkım, vahşet, kan, şok, dehşet gibi şeylerdi. Bunların hepsinin karakter ilerleyişlerini devam ettirecek ve hikayeyi geliştirecek şekilde olması gerekiyordu. Beklenmeyen şeyse son sezonun bomboş, anlamsız kargaşa ve çirkinliği oldu.
Son bölümde dizinin açıklanabilirliği kalenin yıkıntılarının altında kaldı. Daenerys’in yaptığı dümdüz savaş suçu olurken, serinin nihilizmi, kitapların yazarı George R. R. Martin’i bile hayal kırıklığına uğrattı.
Dizinin son sezonunda artık şiddet ve vahşet gereksiz bir hal almaya başladı. Öyle bir noktaya geldi ki insanlar eskiden karakter motivasyonlarını tartışırken şimdi “Bu karakter bunu neden yaptı?” diye tartışmaya başladı.
Her ne kadar Martin kendisini de bir nihilist olarak tanımlasa da, her şeyin hiç olduğu inanışından seri oldukça kopmuş vaziyette. İnsanlığın mücadelesi, sonu geleceğini bildiği halde hayatında, ölümlüğüne rağmen bir anlam aramasında yatıyor. Dizi bu çabanın sonunda boşuna olduğunu savunma noktasından kopup insanilik sınırını aşmış durumda. Özetle eskiden anlamı savaşlarda en önemli görülen karakterler bile ölürken şimdi gereksiz ve anlamsız aksiyonlar ile hayatların boşa harcanmasına neden oluyor.
Game of Thrones’u bugün olduğu fenomen haline getiren şey, karakterlerin hikayelerinin yarıda kalabilmesi ve beklenmedik olayların seyirciyi sürekli hazırlıksız yakalamasıydı.
Bir diğer sorun ise karakter gelişimlerinin bu sezonda adeta çöpe atılmış olması. İkinci sezondan bu yana karakter gelişimini izlediğimiz Jaime, son bölümde puff diye ilk bölümdeki haline geri döndü. Arya, bir anda Mary Sue suçlamalarına maruz kalacak kadar değişti.
Dizinin final sezonu, daha öncesinden hatırladığımız şok edici dönüşleri ve sürprizleri kaybederken, karakterleri de kendi gelişimlerinden ve yapılarından koparıp senaryonun ihtiyaç duyduğu kuklalara çevirdi. Aksiyon kısmında da yeterli gelemeyen seri, henüz bir bölümü kalmasına rağmen pek çok kişinin kafasında çoktan bitti. Ekranda gözüken Starbucks bardakları ya da dövüşün ortasında beliren kameramanlar serinin en küçük sorunları.
Game of Thrones dizisi 19 Mayıs’ta yayınlanacak olan bölümüyle ekrana veda edecek. Serinin hakkı olan finali belki George RR Martin’in kitaplarında karşımıza çıkar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.