Öpüşmenin Evrim Tarihi: İnsanlar Neden Öpüşür?
Öpüşerek Bir Diğer Beyni Uyarmak Mümkün!
Figür 1'e geri dönün. Figürün sağ kısmı farklı vücut parçaları içinde kasları kontrol etmeye ayrılan motor korteksin miktarını gösterir. Motor korteksin belli bir kısmı aktif olduğunda figürde gösterilen bedenin ilgili kasları hareket eder.
Duyusal işlemlemede de olduğu gibi beyin, bir vücut parçasına çok fazla motor korteks alanı atadığında motor hassasiyet (küçük ve keskin hareketler yapabilme kabiliyeti) artar. Bu, dudak ve dillerin mesela sırtımıza göre çok daha incelikli hareket edebilme özelliğine sahip olduğu anlamına gelir. Dilimiz ve dudaklarımızı hassas motor kontrol gerektiren konuşma eylemi için kullandığımızı da düşündüğümüzde bu durum mantıklı bir tablo çiziyor.
Yani, bir başka insan ile dudak kenetlemek yalnızca duyusal beynin büyük bir kısmını uyarmak ile kalmıyor, aynı zamanda iyi motor kontrol ile bir başka beyni zarifçe uyarma imkanı da tanıyor.
Şu noktaya kadar birçoğunuz homunkulüs figürlerinin ellerinin de (hem duyusal, hem de motor beyin alanlarında) çok büyük olduğunu fark etmişsinizdir. Bu özellik parmaklarımızın yüksek taktil kesinliği ve ileri motor kabiliyetleri ile uyumludur.
"Beyinden Beyne Yakınlık Teorisi" diyebileceğimiz bu teoriye göre, insanların beyin dokusundan beyin dokusuna temas hususunda yalnızca öpüşmek ile kalmayacaklarını, Figür 4'te gösterildiği gibi el ele tutuşacaklarını da tahmin edebilirsiniz.