Orta Doğu Öğretim Elemanları Derneği, Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör atanmasına gösterilen tepkiyi destekleyen bir açıklama yayınladı. Açıklamada “Yöneticiler bu itiraza saygı duymalı ve akademik özerkliğin bilimsel üretim için zorunlu olduğu bilincindeki bütün bilim insanlarını rahatsız eden bu atama sisteminden vazgeçmeli” ifadeleri kullanıldı.
Boğaziçi Üniversitesi rektör atamasının usulen ve içerik olarak yanlış olduğu belirtilen açıklamada, çözüm olarak rektörü belirleyecek bir seçim sisteminin en kısa zamanda yasalaşması ve bu seçim sisteminin her üniversiteyi kapsayacak şekilde uygulamaya geçmesi önerildi.
ODTÜ öğretim elemanlarından oluşan dernek açıklamasında 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası 29 Ekim 2016 tarihli 676 Sayılı KHK ile üniversitelere rektör atama yetkisinin cumhurbaşkanına verildiği hatırlatılarak, şöyle devam edildi: “Rektör atama sistemi akademik özerkliği tamamen ortadan kaldıran bir uygulamadır. Üniversitelerin işleyişi ve temsili açısından önemli olan rektör, dekan ve bölüm başkanı olarak görev alacak olan akademisyenlerin seçim yoluyla belirlenmesi, bu makamlarda yer alacak olan meslektaşlarımızı öncelikle bilime ve bilim insanlarına karşı sorumlu tutar. Atama yoluyla bu görevlere gelen meslektaşlarımız ise zorunlu olarak öncelikle kendilerini atayan makamlara karşı sorumlu olurlar. “
Bilimsel gerçekliğin, siyasi ve ekonomik çıkarlarla çelişebileceği belirtilen açıklamada “Akademik özerklik, iktidar sahibi olmayan bilim insanlarını çıkar çatışmalarından koruyan ve böylelikle bilimsel üretimin sürekliliğini sağlayan temel ilkedir. İfade özgürlüğü üzerine inşa edilmiş olan demokratik toplumlar için özerk üniversiteler vazgeçilemez kurumlardır” ifadeleri kullanıldı
Üniversitelerin başarısı, son dönemde çokça gündeme getirildiği gibi üniversite sıralamaları, yayın sayısı gibi kriterler ve girişimcilik/ticarileşme gibi göstergelerle ölçülemeyeceği vurgulanan açıklamada, üniversitelere dayatılan bu uygulama ve ölçütlerin üniversite kurumunun çürümesine, intihal vakalarının artmasına, kendi maddi çıkarları ve bireysel tanınırlığı peşinde koşan bir akademisyen tipinin ortaya çıkmasına yol açtığı belirtildi.
Bu koşullar altında Boğaziçi ve benzeri üniversiteleri hala başarılı kılan temel unsurun özerk bir akademik ortam sağlayabilmeleri olduğunun altı çizilen açıklamada, “Yöneticilerimiz eğer bilimsel başarıyı hedefliyorlarsa bu üniversitelere dışarıdan müdahale etmek yerine, bu yaratıcı ve özgürlükçü ortamı güçlendirecek ve bunu bütün üniversitelere yayacak yolları bulma sorumluluğundadırlar” dendi.
2 Ocak tarihinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne Haliç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Melih Bulu’yu getirmesi sonrası başlayan ve 36 kişinin gözaltına alındığı protestolar devam ediyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.