Ortadoğu’da Savaş tamtamları mı?

Ortadoğu’da cadı kazanı kaynamaya devam ederken birilerinin elinde kepçe kazanı habire karıştırmaya devam ediyor. Kıbrıs’ın yakınlarındaki ülkelerde örneğin Suriye’de yaşanan iç savaşın yanısıra, İsrail ile Hamas arasında devam eden hesaplaşma ile Irak’taki kavga devam ederken Kıbrıs’ın bundan etkilenmemesi mümkün değil. İlginçtir Rusya’nın Suriye’ye doğrudan müdahil olması, IŞİD’i vuracağım gerekçesi ile Türkmenleri ve Özgür Suriye Ordusunu uçaklar ile vurduktan sonra Savaş Gemilerini de Doğu Akdeniz’e göndermesini es geçtik. Amerika’nın bölge için büyük tehlike dediği IŞİD’i vurma gerekçesi ile İncirlik’i sürekli kullanmasını bırakın es geçmeyelim. Gerek Rusya, gerekse Amerika, bölge için büyük tehlike olduğunu iddia ettikleri IŞİD’i vuracaklarsa, neden anlaşıp birlikte kelle kesicileri vurmazlar diye sorsam çok şey mi söylemiş olurum. Süveyş kanalının genişletilmesi sonrasında bölgedeki ticaret hacminin büyüme eğilimine girmesinin yanısıra  Eski İpek Yolunun tekrar canlandırılmak istenmesi, Petrol ve gaz ile birlikte bölgenin değerini artırdı. Rusya eski gücüne döndüğünü göstertmek isterken, Çin de Afrika’dan sonra Ortadoğu’da da etkili olmak istiyor. Etki alanını artırmak isteyen Çin, işte bu nedenle Rusya ile kol kola girdi. Ortadoğu’da bende varım demek isterken Rusya ile işte bu nedenle Ortadoğu’da askeri tatbikat yapıyor. Özelde Kıbrıs genelde Ortadoğu’da yaşanan gerginlik Çin Denizinde de yaşanıyor. Ekonomisi nüfusu gibi ayni oranda büyüyen Çin’i kontrol etmek için Japonya askeri yönden güçlendirilmeye çalışılıyor. Uzak Doğu’da silahlar çekilirken, Ortadoğu’da da ben seni döverim havasına girildi. Rusya nükleer başlıklı füze atma gücüne sahip bir Rus Savaş gemisini İstanbul Boğazından geçirerek Akdeniz’e gönderdi. Güvertesine kadar su içerisine gömülü olan savaş gemisinin durumuna bakılarak silah yönünden çok yüklü ve donanımlı olduğu öne sürüldü. Marmara Denizinden geçtikten sonra Suriye açıklarına geldiği ve devriye gezmeye başladığı söylenen Rus Savaş Gemisinin, nükleer başlıklı füze atma yeteneğine sahip olması kuşkusuz İngiliz üsleri bulunan Ada’yı da risk altına sokuyor. Rusya Başkanı Putin’in ABD Başkanı Obama’ya Siz Ukrayna ve Gürcistan’a gelerek sınırlarımızın yanına geldiniz. Ancak tırnaklarımızı sökmenize izin vermeyeceğiz demesi, Doğu Akdeniz’de muhtemel bir Rus-ABD çatışmasının olabileceği sinyalini vermeye başladı sanırım. İncirlik üslerinden kalkan ABD uçaklarının Rus Savaş Uçakları tarafından Suriye Hava Sahası girişinde engellenmesi, CIA’nın bir karargâhının Rusya savaş uçakları tarafından vurulması ve Türkiye Hava Sahasının Rus Savaş uçakları tarafından ihlal edilmesi hayra alamet değil. Nükleer başlıklı füze atma yeteneğine sahip Rus Savaş Gemisinin, Suriye sularında devriye gezmeye başlaması sonrasında, ABD gemilerinin özellikle 6. Filonun bölgeye gelerek bölgeyi kontrol altına almaya çalışması sanırım bölgeyi barut fıçısına dönüştürecek. ABD yeni stratejisinde ya bendensin yada değilsin sözcüklerini benimsedi. Benden yana tavır alırsan Rusya’ya yaptırım uygulayacaksın. Değilsen o yaptırımları ben sana uygulayacağım diyor. Kısacası dünya tek kutuplu bir dünyadan çift kutuplu bir dünyaya yeniden dönüş yaptı. Çift kutuplu dünyada Kıbrıs ABD’nin yanında yer aldı. ABD işte bu nedenle buralarda dirlik ve düzen istiyor. İşte bu nedenle iki bölgeli bir Kıbrıs Cumhuriyetini tekrar kurarak muhtemel bir Rus atağında, tanınmayan bir bölge olan KKTC’nin karasularını tanımıyorum. Bu nedenle Suriye olarak münhasır bölgemi atıyorum 3 milden 10 mile çıkartıyorum diyebilecek bir atağı önlemek istiyor olabilir. Çözüm olursa AB toprağı olan ve BM tarafından da tanınacak bir ülkenin münhasır bölgesine el uzatmak sanırım o zaman  kolay olmayacak. Ne dersiniz?