Bence en kıymetli insan duruşu; MUHALİF olmaktır. ELEŞTRİ, en kıymetli dost hediyesi olarak kabul edilmelidir. Bir diğer yön; eleştiren insan, eleştirdiği konuları kendisi de yapmamalı ve çevresindekilere de yaptırtmamalıdır. Fikrin ne ise zikrin de o olmalı… Ne demişler; “Bana arkadaşını söyle, sana senin kim olduğunu söyleyeyim.” Ne kadar güzel bir söz değil mi? Eleştiriye bozulanlar, arkaları kirli olanlardır. Kendilerini aklamak için söyleyecek sözü olmayanlardır. Kısaca; ELEŞTİRİ bir turnusol kâğıdıdır. Haklıyı da, haksızı da hiçbir şüpheye mahal vermeden şıp diye ortaya çıkartır. Kızan, gücenen ayrı yatsın, gönderdiği iki tabak yemekten birini da kessin! Dünyanın masrafını yapıp YANLIŞ bilgi bombardımanı ile halkı yanıltmaya devam ediyorsunuz. Yazıktır ve günahtır. Ayni zamanda da ayıptır! “Ortak Metin” değişti de bizim haberimiz mi yok? 11 Şubat 2014 tarihinden günümüze henüz 14 ay bile geçmemiştir. Haçan da unuttuk neye imza attığımızı? Ne yazıyor hatırlatalım mı? İLK MADDESİ şu; Kıbrıs’ta mevcut durum kabul edilemez. Mevcut durum diyor. Yani STATÜKO. Yani kurmakla öğündüğünüz bu kokuşmuş SİSTEM. İkincisi; EN KISA ZAMANDA çözüme varmak ve AYRI AYRI, ayni zamanda da EŞ ZAMANLI referanduma sunmaktır. Üçüncüsü; nasıl olacakmış bu çözüm? Burası çok önemli. Şöyle olacakmış;
- Güvenlik Konseyi’nin İLGİLİ kararları ve
- Doruk anlaşmalarında belirlendiği üzere;
1) Siyasi eşitliğe dayalı, 2) İki bölgeli, 3) İki toplumlu, 4) FEDERASYON’a dayanacakmış. Ne? Çözüm! Nerede yazıyor? ORTAK METİNDE. Bu ORTAK METİNDE kimlerin İMZALARI var. İki tarafın liderleri… Başka neler var? Taraflardan hiçbiri diğer taraf üzerinde YETKİ ya da OTORİTE kullanmayacak. Federal anayasa, Birleşik Kıbrıs Federasyonu’nun İKİ KURUCU EŞİT devletlerden oluşacağını belirleyecektir. FEDERASYONUN tümünün ya da bir kısmının başka bir ülkeyle BİRLEŞMESİ ya da BÖLÜNMENİN herhangi bir şekli ya da federasyondan AYRILMA ya da herhangi bir durumda TEK TARAFLI DEĞİŞİKLİK yasaktır. Bütün kâğıt, rapor, anlaşmalarda olan bir TUZAK burada da var. Ezkaza anlaşacak olursanız son anda bir mazeret bulabilmek ve kurtulabilmek için; “HER KONUDA anlaşmaya varılana kadar, HİÇBİR KONUDA anlaşılmış sayılmaz” kuralcığı da burada geçerlidir. Ortak metinde şu da yazıyor. HAKEMLİK ve herhangi bir çeşidi KABUL EDİLEMEZ. Taraflar OLUMLU bir atmosfer yaratmaya çalışacaklar. OLUMSUZ yorum yapmaktan kaçınacaklardır. İşte ORTAK METİNDE yazanlar bunlar. Bunlar ortadayken ve tüm dünyaya imzalarla DEKLARE edilmişken, köy köy gezip bu yazılanların tam TERSİNİ söylemek neyin kafasıdır? İKİ TARAFIN ve DÜNYANIN kabul ettiği ve İMZA altına alınmış bir belge hilafına konuşmak, en hafif anlamıyla halkı AHMAK ve APTAL yerine koymaktır. Gezip gezip “hikâye” okurken, ne içiyorsanız ben da ondan isterim. Bana da gönderin!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.