Ortaklar memnun destek sürecek!

UBP Genel Başkanı ve Başbakan Hüseyin Özgürgün Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın mecliste temsil edilen partilere yönelik müzakerelerin seyri konusunda Cumhurbaşkanlığında yaptığı bilgilendirme toplantısından sonra memnuniyetini dile getirdi.

DP Genel Başkanı ve Başbakan Yatdımcısı, Maliye Bakanı Serdar Denktaş da Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya desteklerinin devam edeceğini söyledi.

Oysa daha dün red cephesini oluşturmaya çalışıp, Akıncı’nın önünde set kuruyorlardı.

Peki ne oldu da birden bire böyle ılımlı oldular bir anda?

Olan gayet açık aslında.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Ankara ziyareti.

Beştepe’de Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesi.

Bu görüşme sonrası yapılan ortak basın açıklamasında  sağlanan bir mutabakatın olduğu.

Türkiye ile Kuzey Kıbrıs’ta Akıncı tarafından yürütülen müzakerelerde tam bir görüş birliğinin sağlanmış olması vs.

Kısacası burada Sayın Akıncı’nın masada başka görüşüp,meclise başka tutanaklar göndermediği gerçekliği ile bir kez daha yüzleştiler.

Müzakere masasında ya da Ankara’da Sayın Akıncı’nın ifade ettikleri aslında  UBP ve DP’nin beklentilerinden farklı birşey değildi.

Hoş bunu onlar da  çok iyi biliyorlardı.

Lakin politika işte..

İlla ki bir muhalefet yapılacak.

Ama bilerek, ama bilmeyerek.

Fakat gel gelelim bu muhalefet de  hem Başbakan, hem de Başbakan Yardımcısı dolduruşa geldiler.

Kimin dolduruşuna?

Dışişleri BakanınTahsin Ertuğruloğlu’nun dolduruşuna.

Belli ki Tahsin Bey’in yerli yersiz çıkışlarından etkilenmişler.

Bu durum biraz da işlerine gelmiş olacak ki bunu popülizmle taçlandırmışlar.

Bunun için de kör kütük Akıncı’nın karşısında red cephesi oluşturmaya çalışmışlar verdikleri demeçlerle.

Öyle bir hava yaratmaya yeltendiler ki, sanki de Akıncı masada müzakere edilen başlıklarda zafiyet gösteriyor ve toplumun alehine adımlar atıyordu.

Oysa yapılan her görüşmenin tutanakları meclise gönderiliyordu.

Ama belli ki onları okumak yerine kulaktan duyma bilgiler ve el yordamı ile muhalefet yapıyorlardı Akıncı’ya karşı.

Ve /fakat bu çok sürmedi.

Akıncı’nın kendi talebi üzerine Ankara’ya gitmesi, Erdoğan ile görüşmesi ve burada tam bir görüş birliğine varılması sonrası iki Cumhurbaşkanının basına yaptığı ortak açıklamalar ile bu akıldan yoksun oyun bozuldu.

Akıncı Ankara’dan tam destek alarak döndü adaya..

Akabinde mecliste temsil edilen siyasi parti yetkililerini Cumhurbaşkanlığına çağırdı bilgilendirdi.

Akıncı’nın yapılacak müzakerelerin ardından bir yakınlaşma sağlanırsa eğer  Amerika’da gerçekleştirilecek 5’li zirveye mecliste temsil edilen siyasi parti liderlerini ya da temsilcilerini de götürmek arzusunda olduğunu söylemesi ile UBP ve DP liderleri iyice ikna oldular gizli kapaklı bir sürecin yürütülmediğine dair.

Memnuniyetlerini ortaya döktüler böylece.

Desteklerini beyan ettiler.

Red cephesini bir süreliğine askıya aldılar.

Zaten haddilerine mi Ankara’nın destek verdiği bir sürecin önünde durmak.

Hele de UBP ve DP’nin..

Anca beraber kanca beraber sorgusuz sualsiz kayıtsız şartsız  kuyruğa takılıp giden bir siyasi geleneğin son temsilcileridir bunlar.

Dolayısıyla mümkün değil.

Şimdi öyle anlaşılıyor ki, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya müzakere sürecinde  bilip bilmeden konuya vakıf olmadan muhalefet eden  Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu bir müddet muhalefet etme görevini yalnız sürdürecek.