• BIST 9916.22
  • Altın 2962.961
  • Dolar 35.2472
  • Euro 36.7735
  • Lefkoşa 10 °C
  • Mağusa 10 °C
  • Girne 14 °C
  • Güzelyurt 9 °C
  • İskele 10 °C
  • İstanbul 12 °C
  • Ankara 7 °C

Ortamı germenin bir faydası yok!

Derviş DOĞAN

Tam da ortak akıla ihtiyacımız var dediğimiz bir sırada yine her kafadan bir ses çıkmaya başladı.

Akıncı taviz verdi, Akıncı topraklarımızı veriyor vs..

Oysa verilen bir taviz yok.

Önceden belirlenen ve Türkiye ile istişare edilerek yürütülen politika aynen devam ediyor.

Şu an için verilen bir toprak parçası falan da yok.

Ve/fakat verilecek ve de alınacak adına (Al- Ver)dediğimiz bir süreç mutlaka yaşanacak.

Bu süreçte de yani (Al-Ver) diye addedilen süreçte de yine izlenecek yol bellidir.

Burada sadece sorumluluk alan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da değildir.

Bunu zaten bilmeyen yok.

Ama bir kez daha tüm gerçekliği ile üzerinden geçelim.

Bugüne kadar gelmiş geçmiş tüm Cumhurbaşkanları ve müzakere heyetleri Türkiye ile Kıbrıs sorununa ilişkin müşterek politikalar yürütmüşlerdir.

Bu dün de böyleydi, bugün de böyle.

Tarihimiz boyunca da hep böyle oldu.

Ve bunu hepimiz biliyoruz.

Yani bu sır falan değil..

Hal böyle iken Akıncı taviz veriyor, toprak veriyor, egemenliğimizi teslim ediyor demek doğru mu?

Değil.

Hem de hiç değil.

Zira Akıncı’nın böyle bir yaklaşım içerisinde olması mümkün değil.

Kısacası Kıbrıs sorunu tek başına  Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa  Akıncı’nın sorumluluğunda ya da omuzlarında değil.

Ha bir toprak tabi ki verilecek.

Tarafların esneklik gösterebileceği son bir sınır olacak görüşülen konularda.

Bunun karşılığında tabi ki başka kazanımlar da elde edilecek.

Ama bütün bunlar bir ahenk içerisinde şekillenecek.

Ve son halini alacak.

Nitekim liderler 7-11 Kasım tarihlerinde İsviçre’de bulunacaklar.

Toprak konusunu orada ele alacaklar.

Burada sonuç alıcı bir gelişme yaşanıyorsa, sıra çoklu konferans dediğimiz ve Garantörlerin de içinde yer alacağı toplantılara gelecek.

Ortaya çıkan antlaşma metninin son durumu orada da değerlendirilecek ve herkesin mutabık kalıp kalmadığı deklare edilecek.

Yani bu ne demek?

Ortaya çıkacak antlaşmanın müdahil olan tataflarca da kabulü demek.

Ya da tam tersi.

Ama diyelim ki mutabakat sağlandı.

Peki ya sonrası?

Sonrası da var tabi.

Diyelim ki her şey de mutabakat sağlandı.

Taraflar anlaştı, Garantörler buna onay verdi.

Ne olacak?

Son şekli ile bu antlaşma halkların bilgisine getirilip onayına sunulacak.

Yani son kararı yine halklar verecek.

Peki o zaman telaşa gerek var mı?

Yok.

Halklar eğer işlerine gelmiyorsa bu antlaşmaya zaten onay vermeyecekler.

Kısacası son söz halkların olacak.

Bu nedenle taviz verdi, toprak verdi, bilmem ne yaptı gibi öngörülerle bir yerlere varılmaz.

Önce yukarıda belirttiğim bu safhalar bir bir geçilsin bakalım.

Sonra eğer çıkıyorsa ortaya bir antlaşma metni konsun, onu bir görüp okuyalım anlamaya çalışalım.

Neyin ne olduğuna bakalım, sonra tabi ki tartışır bir yerlere varırız.

Ama o gün bugün değildir.

Boşu boşuna birbirimizi germenin de bir faydası yoktur bizlere.

Az kaldı, bekleyip görmekte fayda var.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları