Çok satan kitaplar listesinden uzun süre inmeyen Azra Kohen’in Fi kitabının dizi uyarlamasında Can Manay karakterini canlandıran ünlü oyuncu Ozan Güven, dizideki sevişme sahneleri hakkında konuştu. Güven, ‘sevişme sahneleriyle öne çıkan dizi’ tanımlamasına “gıcık olduğunu” söylerken “Bütün Türkiye sevişmeden çocuk yapmış gibi davranıyor ya, ben en çok da buna şaşırıyorum!” dedi.
Dizide n ‘Eti’ rolünü oynayan Tülay Günal da dünyadaki dizilerin bu şekilde olduğunu söylerken “Biz bildiğimiz işi, inandığımız şekilde yapmaya devam ediyoruz, çok ilgilenmiyoruz yazılan çizilenle" dedi.
Posta’dan Şirin Sever’e konuşan Ozan Güven Tülay Günal’ın açıklamalarının bir kısmı şöyle:
- Dizi teklifinden önce kitabı okumuş muydunuz?
Ozan Güven: İlk olarak 1.5 sene önce bu fikir ortaya atılmıştı. Yani cast oluşturulmadan önce bahsetmişlerdi bana. Ben de genç kızlar gibi okumaya başladım kitabı. Sonra ‘Bundan dizi olmaz’ dedik çünkü içinde aksiyon yoktu. Aslında bu bir kişisel gelişim kitabı ama alameti farikası karakterlerle anlatılıyor olması. Herkes birbiriyle felsefi konuşmalar yapıyor ve bunu senaryoya dökmek zordu. O yüzden Nükhet Bıçakçı’nın başardığı şey az buz değil.
- Bu iş televizyonda olsa başarılı olur muydu?
Tülay Günal: Bilmiyorum, ama internet ortamındaki anlatım şüphesiz daha farklı.
Ozan Güven: Bu dizi başarılı çünkü sokakla aynı. Hangi iş sokaktan uzaklaşırsa karton oluyor. Tülay Günal: Biz farklı yapan dizide söylenemeyecek bir çok şeyin söylenmesi ya da gösterilmeyen şeylerin gösterilmesi değil. Bu diziyi hikaye, oyunculuklar, reji, çekimler farklılaştırıyor.
- Yani küfürlerden, sevişme sahnelerinden mi bahsediyorsunuz?
Ozan Güven: Evet. ‘Sevişme sahneleriyle öne çıkan dizi’ lafına da gıcığım. Ya bunu öne çıkaran sensin zaten! Dünyanın genelinde de bu böyle ama topu topu üç ya da dört sevişme sahnesi. oldu Hiç de öyle bahsedildiği kadar önemli değil. Ayrıca bütün Türkiye sevişmeden çocuk yapmış gibi davranıyor ya, ben en çok da buna şaşırıyorum!
- İnternette dizi Türkiye için yeni bir şey. Oyuncu böyle bir durumda daha özgür, daha yaratıcı mı oluyor; iş iştir, fark etmiyor mu?
Ozan Güven: Can Manay her su içtiğinde bir bardak viski de içebilirdi. İnternette bunu yapma özgürlüğümüz vardı, bu bizim elimizdeydi. Ama biz içki içmeyi tercih etmedik. Yani bu özgürlüğü suistimal etmiyoruz.
- Elbette bu sevişme sahneleri öne çıkarılacaktı çünkü yıllardır zihnar sevişmeyen öpüşmeyen oyuncularımız bir bir sevişiyor bu dizide! Buna hazırlıklı değil miydiniz?
Ozan Güven: Emin ol, oraları hiç düşünmedik. Bir karakterin sevişmesi gerekiyorsa sevişmeli! Bunu yapmaması yani kamera bilmem ne açıdan çeksin de öpüşüyorlarmış gibi görünsünler durumu hiç de inandırıcı olmuyor. Bir süre sonra oyuncu da buna inanmamaya başlıyor, reji de, yönetmen de.
Tülay Günal: Dünyanın her yerinde bu böyle. Biz bildiğimiz işi, inandığımız şekilde yapmaya devam ediyoruz, çok ilgilenmiyoruz yazılan çizilenle.
Ozan Güven: Bu dizi sadece sevişmeden mi ibaret? “Orada bir sürü emek var, onu görmüyor musunuz?” demek de insani bir şey olurdu.
- Bu iş ekranda yer alsın ister miydiniz?
Tülay Günal: Nerede gösterildiğiyle ilgili bir derdimiz yok.
- Peki sizce ekranda böyle işler izlemeyi daha çok mu bekleriz?
Ozan Güven: Dünyada bu kadar şey değişmişken, değişiyorken, televizyonda işlerin değişmemesi imkansız. Ya moda bile değişiyor her sene!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.