• BIST 9724.5
  • Altın 2968.283
  • Dolar 35.1895
  • Euro 36.7272
  • Lefkoşa 10 °C
  • Mağusa 11 °C
  • Girne 13 °C
  • Güzelyurt 9 °C
  • İskele 11 °C
  • İstanbul 7 °C
  • Ankara 1 °C

Özelleştirmenin İmza günü

Türkiye ile ülkemiz arasında krize neden olan hatta hükümeti bile düşürme aşamasına gelen su krizi ile ilgili bugün imzalar atılıyor.
Özelleştirmenin İmza günü

İMZALAR BUGÜN ATILACAK: Türkiye ile ülkemiz arasında krize neden olan hatta hükümeti bile düşürme aşamasına gelen su krizi ile ilgili bugün imzalar atılıyor. Başbakan Ömer Kalyoncu, Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun davetlisi olarak Türkiye’den borularla gelen suyun yönetimi konusundaki anlaşmayı imzalamak üzere dün gece adadan ayrıldı. Kalyoncu’ya Ankara’da Dışişleri Bakanı, Tarım, Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanı ve Bayındırlık, Çevre ve Kültür Bakanı ile bazı bürokratlar eşlik ediyor.

İMZAYA TEPKİLER SÜRÜYOR: Su konusu ile ilgili olarak 40 kuruluştan oluşan Su Platformu Başbakan Ömer Kalyoncu’ya mektup gönderdi. Başbakanlık önünde bir de basın açıklaması yapan Su Platformu, Mektupta, “ülkemizin su yönetiminin ve su işletmesinin özel bir firmanın imtiyazına verilmesine asla müsaade etmeyeceğiz” ifadesini kullandı. Öte yandan TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Başbakan’a anlaşmayı imzalamaması için çağrı yaptı. Özyiğit, “Sayın Başbakan Damat Ferit Paşa olma, bu kapitülasyona imza koyma. Bu Kıbrıs Türk halkına ihanettir. Bu ihanete imza koyarsan ne halk ne de tarih bunu unutmayacak” dedi.

Ülkemizde aylardır ana gündem maddesi olan ve başta birçok belediye başkanı olmak üzere sivil toplum kuruluşlarının da tepkisini çeken suyun dağıtımı konusunda Türkiye Cumhuriyeti’nden gelen talepler ve ortaya çıkan son anlaşma yeni bir boyut kazandı. Birçok Kıbrıslı Türk yetkilinin Türkiye’de devlet ve hükümet yetkilisi ile gerçekleştirdiği temaslar ve telefon diplomasileri sonucunda projenin bugün imzalanması bekleniyor.

BAKANLAR TOPLANDI

Bakanlar Kurulu dün saat 10.30’da Başbakan Ömer Kalyoncu başkanlığında toplandı. Başbakan Kalyoncu, toplantı öncesinde basına yaptığı açıklamada, Ankara ziyaretini de değerlendirdi. Ömer Kalyoncu, açıklamasında, Türkiye'ye ilk resmi ziyaretini gerçekleştireceğini belirtti. Kalyoncu, hükümet kurulduğundan bu yana Türkiye seçimleri ve su sorunu tartışmalarının bu ziyareti geciktirdiğini söyledi. Kalyoncu, Türkiye ziyaretinde kendisine 3 bakanın eşlik edeceğini ve burada su ile ilgili devletler arası protokolü imzalayacaklarını kaydetti.

KALYONCU’YA 3 DE BAKAN EŞLİK EDECEK

Başbakan Ömer Kalyoncu, Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun davetlisi olarak Türkiye’den borularla gelen suyun yönetimi konusundaki anlaşmayı imzalamak üzere dün gece 21.30’da Ankara’ya gitti.

Başbakan Kalyoncu’ya Ankara temaslarında Dışişleri Bakanı Emine Çolak; Tarım, Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanı Erkut Şahali; Bayındırlık, Çevre ve Kültür Bakanı Kutlu Evren ile bazı bürokratlar eşlik ediyor.

Başbakan Kalyoncu, bugün Türkiye Başbakanı Davutoğlu’yla biraraya gelecek. Suyla ilgili anlaşmanın ise öğleden sonra imzalanması bekleniyor.

Kalyoncu ve heyetinin bu akşam yurda döneceği belirtildi.

BAŞBAKAN’A TEPKİ YAĞDI

Öte yandan dün 40 kuruluştan oluşan Su Platformu, Başbakanlık önünde basın açıklaması yaptı ve Başbakan Ömer Kalyoncu’ya iletilmek üzere yazılan mektubu Halk Danışmanlık Merkezi Başkanı Asaf Şenol’a teslim etti.

Mektupta, “Sayın Başbakan; ülkemizin su yönetiminin ve su işletmesinin özel bir firmanın imtiyazına verilmesine asla müsaade etmeyeceğiz” denildi.

Su Platformu mektubunu açıklayan Platform Sözcüsü ve Zeytin Üreticileri Birliği Başkanı İrfan Çelik oldu.

Çelik, fiyatı ne olursa olsun tüketilmek ve kullanılmak zorunda olunan tek şeyin su olduğunu ve hayatın devamının sağlanmasında yaşamsal stratejik öneme sahip olduğunu belirtti.

Suyun sorumlu ve kendini yenileyebilir şekilde kullanımında azami tasarrufun sağlanması, suyun hem fiyat hem fiziksel erişilebilirliği ve mümkün olan en düşük maliyetle kamuya sunulmasının önemine işaret eden Çelik, suyun özel firmaların veya kişilerin menfaatleri gözetilerek değil, kamunun ve gelecek nesillerin menfaatleri gözetilerek yönetilmesi gerektiğini kaydetti.

“Su Temin Sözleşmesi”nin tanımlarla ilgili 4. maddesindeki “Suyun Yönetimi” alt başlığındaki ifadelere de atıfta bulunan Çelik, suyun yönetimini “Suyun işletmesinin İdare tarafından denetlenmesi ve gözetimine ilişkin faaliyetler” olarak tanımlayan hükümetin, su yönetimi konusundaki bilgisizliğini tüm dünya ile paylaştığını savundu.

Çelik, su temin sözleşmesinde su yönetimi ile ilgili idarenin taşıyabileceği bir sorumluluk aramanın “abesle iştigalden öteye geçemediğini” ileri sürdü.

Dünyanın özelleştirme yapılmış hiçbir yerinde suyun fiyatının ihaleyle belirlenmediğini kaydeden Çelik, bunun “daha çok satış daha çok kâr” güdüsünün doğal ve kaçınılmaz sonucu olarak özel firma lehine ve kamunun aleyhine “servet transferi” oluşturan bir fiyat olacağını savundu.

37 ülkede suyun fiyatının önceden belirlenerek, Su Özelleştirme İhalesinin şartı haline getirildiğini söyleyen Çelik, ihaleninse süre üzerinden gerçekleştirildiğinin altını çizdi.

“ÖNGÖRÜLEN FİYATLANDIRMA YÖNTEMİ ANAYASAL SUÇ”
Son 15 sene içerisinde özelleştirilen 235 su idaresinin bazı durumlarda milyonlarca, bazı durumlarda milyarlarca Euro tazminat ödemek suretiyle tekrardan kamulaştırıldığına da işaret eden Çelik, “Su Temin Sözleşmesinde” öngörülen fiyatlandırma yönteminin kamunun menfaatlerini korumadığından Anayasal suç niteliği taşıdığını kaydetti.

Çelik şöyle devam etti:

“Siz ve hükümetiniz, halkını özel bir firmanın kontrol edilemeyecek kâr doyumsuzluğunun insafına terk etme ‘duygusallığının’ en güzel örneğini sergilediniz; böyle bir kara leke ile yaşamak da ancak size yakışıyor.

Siz ve hükümetiniz, özel firma ile eşit koşullarda rekabet ederek halkımıza su hizmeti verme koşullarını dahi belediyelerimizden esirgeyerek, özel firma ile yaşanabilecek ‘duygusallığın’ en güzel örneğini sahnelediniz; böyle bir kara leke ile yaşamak da ancak size yakışıyor.

Sayın Başbakan; Ülkemizin su yönetiminin ve su işletmesinin özel bir firmanın imtiyazına verilmesine asla müsaade etmeyeceğiz.”

“SU KONUSUNDAKİ ANLAŞMAYI İMZALAMA”
Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Başbakan Ömer Kalyoncu’ya su konusundaki anlaşmayı imzalamaması için çağrı yaptı.

Bu anlaşmanın kapitülasyon niteliğinde olduğunu söyleyen Özyiğit, “Sayın Başbakan Damat Ferit Paşa olma, bu kapitülasyona imza koyma. Bu Kıbrıs Türk halkına ihanettir. Bu ihanete imza koyarsan ne halk ne de tarih bunu unutmayacak” dedi.

“Su konusundaki mücadele dönüm noktasında” ifadesine yer veren Özyiğit, “Başbakan bu anlaşmayı imzalasa da TDP su konusundaki mücadelesinden vazgeçmeyecek. Mücadelemizi hem Meclis’te hem de Meclis dışında sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.

TDP yetkilileri Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) lokalindeki basın toplantısında bir araya geldi.

“TÜRKİYE’DEN GELEN SU ÜLKE İÇİN ÖNEMLİ...”
Özyiğit’in basın toplantısındaki en önemli gündemi su oldu. Türkiye’den gelen suyun ülke için büyük ihtiyaç olduğunu söyleyen ve projeye katkı koyanlara teşekkür ettiklerini kaydeden Cemal Özyiğit, Kıbrıs Türk halkının suyu satın almaya, dağıtmaya ve denetimini sağlamaya hazır olduğunu söyledi.

Hükümetin, bu konuda dayatmalara boyun eğdiğini savunan Özyiğit, “İlk su metniyle imzalanacak metin arasında sadece kelime farkı var” dedi.

“BİR SIRAT KÖPRÜSÜ”

“Belediyeler bu sisteme zorla itiliyor” diyen Özyiğit, “Bu metinle bir sırat köprüsü kuruldu, belediyelere ‘ya buradan geçersiniz ya da düşersiniz’ deniyor” şeklinde konuştu.

CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat’ın Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile su konusundaki görüşmesine de değinen Özyiğit, “Hükümet bu görüşmeyi başarı olarak nitelendirdi. CTP’de kazan kaldıranlar bile sakinleştirildi” dedi.

“BELEDİYELERİN MAHALLİ GELİRLERİNİ BİLE ŞİRKET TOPLAYACAK”
TDP’nin belediyelerin kapsamının geliştirilmesi yönündeki hedefine dikkat çeken ancak imzalanacak su anlaşmasıyla belediyelerin işlevselliğini yitireceğini söyleyen Cemal Özyiğit, “Belediyelerin mahalli gelirlerini bile şirket toplayacak” şeklinde konuştu.

“Yerel kaynaklarda sıkıntı yaşanacak, ister yerden, ister gökten aksın bu kaynaklara sayaç takılacak” diyen TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, “Bu konudaki tahsilatı da özel şirket yapacak” ifadesine yer verdi.

“TALAT, HALKTAN ÖZÜR DİLEMELİ...”
CTP Genel Başkanı Talat’ın yerel kaynakların kullanımı konusunda halkı hırsızlıkla suçladığını da savunan ve “en büyük gaf buydu” diyen Özyiğit, “Halk suyu izin alıp kazdığı kuyudan mı çaldı. Talat’ın bu konuda halka bir özür borcu var” dedi.

“UCUZ VE KALİTELİ SUYU HALKA ULAŞTIRMAK DEVLETİN GÖREVİ”
“Güzelyurt’ta narenciyecilerle görüştük. Suyun kendilerine ortalama maliyeti ton başı 50 kuruştur. ‘Maliyet 1 TL olursa gaminicileri çağırıp bahçeleri devredeceğiz’ diyorlar ki suyun tonunun 4 TL’lerde olacağından bahsediliyor. Mesarya’daki üreticiler de benzer sıkıntıları yaşıyor” dedi.

Özyiğit, ucuz ve kaliteli suyu halka ulaştırmanın devletin görevi olduğunu vurguladı.

“BİRKAÇ KURUM KALDI SIRA ONLARDA”
Özelleştirmelerin yapıldığı her anda sıkıntı yaşandığını söyleyen, Ercan’a, DAİ-DAK’a, ETİ’ye, KTHY’e dikkat çeken TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, “Ekonomik paket gündemde, sudan sonra sırada elektrik, limanlar ve telefon var. Birkaç kurum kaldı sıra onlarda” şeklinde konuştu.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler