Telekomünikasyon Dairesi Çalışanları Sendikası (Tel-Sen), özelleştirmeye karşı 19 Ocak’ta başlattığı eylemlerini, Lefkoşa ve Gazimağusa’nın ardından dün, 08.00-10.00 saatleri arasında Girne Telekomünikasyon Dairesi’nde sürdürdü.
Eyleme, Tel-Sen’in bağlı olduğu Kıbrıs Türk İşçi Sendikaları Federasyonu’nun (Türk-Sen) Başkanı Arslan Bıçaklı, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları Sendikası (El-Sen) Başkanı Çağlayan Cesurer ve Yönetim Kurulu üyeleri ile çalışanlar destek verdi.
Girne Telekomünikasyon Dairesi binasına asılan pankartlarda ve yapılan konuşmalarda, özelleştirmeye karşı çıkılarak, mücadeleye devam edileceği vurgulandı.
Eylem kapsamında binaya asılan pankartlarda; “Telefon Dairesi Vatandır, Satılamaz”, Telefon Dairesi Özelleştirilemez”, “Öleceksek Öleceğiz, Sonuna Kadar Direneceğiz”, “Tekelleşmeye Hayır”, “Telefon Dairesi Özelleştirilemez, Şirketleştirilemez. Çözüm Önerimiz Özerk Kamu Kurumu” gibi ifadeler dikkat çekti.
SOYSAN: “MÜCADELEYİ SONUNA KADAR SÜRDÜRECEĞİZ”
Tel-Sen Başkanı Tamay Soysan eylemde yaptığı konuşmada, 2012 yılında özelleştirmeye karşı verdikleri onurlu mücadelenin yıldönümü olan 19 Ocak’ta yaktıkları mücadele ateşini Lefkoşa ile Gazimağusa’nın ardından Girne’ye taşıdıklarını belirterek, eylemin, “Telekomünikasyon Dairesi üzerinde oynanan oyunlara karşı” halkı bilgilendirme amacıyla yapıldığını kaydetti.
Son zamanlarda, Telekomünikasyon Dairesi, Elektrik Kurumu gibi stratejik kuruluşlarla ilgili özelleştirme konusunun yeniden gündeme geldiğini belirten Soysan, devletin öz varlığı olan bu değerlerin sermayenin hizmetine verilmesi yönünde hesaplar yapıldığını savundu.
Telekomünikasyon Dairesi’ndeki personel, araç gereç, altyapıyla ilgili eksiklik ve sorunların bilinçli olarak çözülmeyip özelleştirilmeye çalışıldığını ileri süren Soysan, dairenin elde ettiği gelirlerin, daireye yatırım olarak geri dönmediğine de dikkat çekti.
Soysan, CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat’ın Telekomünikasyon Dairesiyle ilgili açıklamalarını eleştirerek, açıklamaları ‘üzücü ve düşündürücü’ bulduklarını ifade etti.
Son zamanlarda yapılan açıklama ve söylemlerle özelleştirme konusunun yeniden gündeme geldiğini belirten Soysan, “eğer masanın bir ucunda Tel-Sen diğer ucunda da hükümet olmazsa biz de yasalardan gelen haklarımızı kullanarak halkımız adına mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz”dedi.
CESURER: “KURUMLAR SİYASETTEN UZAK, ÖZERK VE PROFESYONEL YÖNETİLMELİ”
EL-SEN Başkanı Çağlayan Cesurer ise, ülkedeki kurumların ‘bilerek ve isteyerek’ yok edilmeye çalışıldığını ileri sürerek, yatırım yapılmayan; ‘sağlık, haberleşme, eğitim ve enerji’ gibi alanlarında bazı kurumların ‘iş yapamaz ve zarar eder’ denilerek özelleştirilmek istendiğini kaydetti.
Telefon Dairesi gelirlerinin, daireye yatırım olarak geri dönmediğine dikkat çeken Cesurer, geçmişte Kıb-Tek ile ilgili olarak imzalanan protokollerde; “Kıb-Tek santral yapamaz’ ifadelerinin yer aldığını iddia etti.
O dönemlerde; “haziran ayına kadar batar” denilen Kıb-Tek’in, dün ülkeye yeni santral ve sayaçlar kazandıran bir yapıya ulaştığını ifade eden Cesurer, kurumların siyasetten uzak, özerk ve profesyonel bir şekilde yönetilmesinin önemine vurgu yaptı.
Yapmakta oldukları eylemlerle ülkedeki kurumlara sahip çıkacaklarının mesajını verdiklerini belirten Cesurer, ”bizi, tekrar bu noktalara getirmeyin. Eğer bizi bu noktaya getirirseniz bilinecek ki bu ülkede taş taş üstünde kalmayacaktır. Bilinecek ki, bu iş barışı bozulacak ve bunun sorumlusu da çalışanlar olmayacaktır” dedi.
Cesurer, ülke genelinde yaşanan sorunlara dikkat çekmek ve özelleştirmeye karşı gerçekleştirilen eylemlere destek vermeye devam edeceklerini belirtti.
BIÇAKLI: “KURUMLARA SAHİP ÇIKILMAMASININ BEDELİ AĞIR OLUR”
Türk-Sen Genel Başkanı Arslan Bıçaklı da yaptığı konuşmada, ülke siyasetinde, siyasi partilerin muhalefet ve iktidar dönemlerinde farklı söylem ve icraatlar içinde olmalarını eleştirdi.
Geçmişte, kendileriyle birlikte özelleştirme yasasına karşı eylem yapan, yasanın iptali için Anayasa mahkemesine başvuran, iktidara geldiklerinde özerkleştirme yasasını meclisten geçireceklerini söyleyen bir siyasi partinin dün iktidarda iken bu vaatlerinin tersi bir tavır içinde olduğunu savunan Bıçaklı, siyasilerden iktidara gelmeden önce halka verdikleri sözleri neden yerine getirmediklerini sordu.
Bakan, milletvekili, müdür ve müsteşarlar gibi ülkeyi yönetmek için geçici süreyle görevde bulunanların halktan yetki almadan, halk ile devlete ait değerleri satamayacağını ifade eden Bıçaklı, özelleştirmenin önünü açmak için ülkedeki birçok kurumun “bilerek, isteyerek” batırıldığını iddia etti.
“Bu ülke hepimizindir. Biz, ister telefon ister elektrik olsun bu ülkenin değerlerine sahip çıkmaya devam edeceğiz. Ve halkımızı da kendi değerlerine, kendi ülkesinin mallarına, kurumlarına sahip çıkmaya davet ederim.
Kurumlarımızdaki sorunlar, sadece çalışanları ilgilendirmez. Bu daireler Kıbrıs Türk halkının malı ve halk bunlara sahip çıkmak zorundadır” diyen Bıçaklı, kurumlara sahip çıkılmamasının bedelinin ağır olacağını söyledi.
Türk-Sen, üye sendikalar ve sendikal platformun , ülkenin değerleri ve kurumlarına sahip çıkmaya devam edeceğini beliren Bıçaklı, yönetenlerin, ekonomik sıkıntıları bahane göstererek, halkın onayı olmadan bu kurumları peşkeş çekmesine seyirci kalmayacaklarını vurguladı.
Tel-Sen’in başlattığı eylemlere destek vereceklerini de söyleyen Bıçaklı, yönetenlerin bu sorunları yaşatmaya devam etmesi halinde, 2012 yılında olduğu gibi çalışma barışının ciddi şekilde bozulacağı uyarısında bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.