Bir zamanlar pirililerim vardı. Çok başarılı bir pirili oyuncusu olamadım hiçbir zaman ama o zamanlarda, hayat çok eğlenceliydi. “Yağ satarım, bal satarım” diye başlayan nakaratlarda oyunlar oynardık. Kış geceleri, daha sık aile toplantılarının yapıldığı, daha çok sohbetin gerçekleştiği zamanlardı. Üstelik yemekler daha uzun sürer, çok farklı konular konuşulur ilişkiler, sevgi misafirlik daha eğlenceli geçerdi. Hatta televizyon tek kanallıydı. Biz daha mutluyduk. Çocuk olduğum için mi dünya daha renkli gözükürdü? Yoksa hayatın renkleri mi kirlendi? Biz kirlendik, babamın benim şu halimden daha genç odlunu hatırladığım zamanlarda insanlar bu kadar yozlaşmamıştı. Oysa biz? Biz hayatı daha tek düze, daha keyifsiz, daha yoğun yaşıyoruz. Bu yoğunluk sadece teknolojik kirlilikten başka bir şey değil doğrusu. Dün akşamüzeri Internet’te yine sorun yaşadık. Hatta yedek ünitemizde de sorun oluştu. Bir anda başımdan kaynar sular döküldü. Beni gergin görmeye alışkın olmayan çalışma arkadaşlarım, öfke patlamalarıma tanık oldu. Ben bu kadar bağımlı mı oldum? Uyuşturucu bağımlılığı böyle bir şey mi? Internetsiz artık tuvalete bile gidemez mi olduk? Bu hale gelecek adam mıydım ben? Cep telefonlarımız en pahalısından oldu. Artık cep telefonlarının, ana işlevi olan “konuşmanın” gereksiz yere çok ötesine geçtiğini düşünüyorum. Üstelik öyle bir bağımlılık yarattı ki bize bu mucize aygıtlar, kopamıyoruz.Hatta, iki telefon taşıdığımı utanarak belirmem gerek. Biri iş için, bir diğer özel hayat için. Ben bir tanesinden kurtulmaya çalışırken, ikisi de hem özel, hem iş karmaşasında birbirine karıştı ve başıma bela oldu. Gel gelelim Ipad ve laptop çelişkisini de yaşıyorum. Her yere laptopu taşırken ve zaman zaman, arkadaşlarımın dalga geçmelerine maruz kalırken, Ipad imdadıma yetişmişti. Oysa şimdi birde Ipad hamallığı yapıyorum. Tamam, ben biraz abarttım gibi gözükebilir ama herkese hükmediyor bu teknoloji. Sabah, en çok eşimden utanıyorum. Yatağımın yanı başında bulunan Ipad ile ilk haberlere ve diğer gazetelere bakarken, eşimin hiç konuşmadan, “yeter bu kadar teknoloji, hemde sabahın bu saatinde” bakışları ile karşılaşmam beni utandırıyor. O bir şey söylemiyor ama ben anlıyorum ne hissettiğini. Ben sıradan bir insanım. Öyle aşırı teknoloji düşkünü olduğum söylenemez. Kullandığım bu teknoloji açıkçası çok ileri bir teknoloji de değil. Ama teknoloji beni insanlığımdan çıkardı. Adeta çıplak gibi hissediyorum kendimi. İşte bu noktada artık özgürlüğümü istiyorum.
Özgürlüğümü istiyorum
- 14:41 - Dr. Sibel Siber: “Kardeş Ocağı Kıbrıslı Türklerin ilk sivil toplum örgütü olarak adını tarihe yazdırdı.”
- 13:16 - Medya Etik Kurulu’ndan Yeni Atamalar ve Görev Değişiklikleri
- 12:59 - Bütçe görüşmeleri komitede sürüyor
- 12:46 - İskele'de denetimler ve eğitim devam ediyor
- 12:34 - Basketbol alt liglerde sezon başlıyor
- 12:33 - Açık Pazar, Ülker Lefkoşa Maratonu dolayısıyla 30 Kasım Cumartesi kurulacak
- 12:25 - Kayıplar konusu Rum Meclisi komitesinde görüşüldü
- 12:23 - Basketbol Liginin yeni takımı Ada Spor sezonu açtı
- 12:11 - BAGEP’ten bir heyet KKTC Ankara Büyükelçiliği’ni ziyaret etti.
- 12:06 - Türkiye'de 6 aylık pasaport harcı 2 bin 359 TL'ye yükseldi
- 12:05 - Tufan Erhürman: CTP, tek başına iktidar hedefiyle yoldadır
- 12:03 - DP'de yaprak dökümü.. Milletvekili Hasan Tosunoğlu, Demokrat Parti’den istifa etti
- 12:02 - 170 polis memuru istihdam edilecek
- 09:41 - İsrail ile Lübnan arasında sağlanan ateşkes antlaşması yürürlüğe girdi
- 09:40 - Çavuşoğlu: Prefabrik sınıfları kullanan öğrenci ve öğretmenler şikayetçi değil
- Atatürk'ün ilk kez yayınlanan fotoğrafları
- Atatürk’ün az bilinen fotoğrafları
- Beş bin yıllık problem: İyi karpuz nasıl seçilir
- Karpuz kilo yapar mı?
12345678
Tüm Hakları Saklıdır © 2014 Detay Kıbrıs | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 392 444 79 79 - +90 533 851 38 51 Faks : haber@detaykibris.com
Tel : +90 392 444 79 79 - +90 533 851 38 51 Faks : haber@detaykibris.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.