Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Ulusal Birlik Partisi-Demokrat Parti (UBP-DP) hükümetinin, toplumsal menfaat sağlamak için değil, devlet olanaklarını kullanarak partilerine menfaat sağlamak amacıyla kurulduğuna dikkat çekti. Özyiğit, hükümet ortakları UBP ile DP'nin ülkedeki çarpık yapının esas etkenlerinden olan partizanlığın ve ayrımcılığın dik alasını yapmaya devam ettiğini vurguladı.
Ülkede ekonomik açısından ciddi bir kriz yaşandığı, birçok sektörde gelecek belirsizliği ile kaosun hakim olduğu, üretici kesimlerin zor günlerden geçtiği bir dönemde, Türkiye'de yaşanan darbe girişimi sonrasında özellikle turizm alanında ciddi sıkıntıların yaşanabileceğini belirten Özyiğit, vatandaşların, sektörlerin sorunlarına çözüm üretmesi gereken hükümetin tek derdinin kimin nere atanacağı ile partilerine nasıl siyasi rant sağlanacağı olduğunu belirtti.
UBP-DP Hükümeti'nin kurulduğu günden itibaren atama ve devlet olanaklarını kullanarak güç elde etmek dışında icraat yapmadığını belirten Özyiğit, Vakıflar Bankasına sınavsız-münhalsiz yapılan istihdamlar ile Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu'nun UBP'li örgüt başkanlarını bakanlıkta kabul etmesinin bunun en son örnekleri olduğunu kaydetti.
Geçmişte UBP kurultayı döneminde siyasi çıkar sağlamak amacıyla ve sırf UBP'li oldukları gerekçesiyle Vakıflar Bankasına atanan ve hükümet değişimi sonrasında işten çıkarılan kişilerin yine münhalsiz bir şeklide istihdam edildiklerini belirten Özyiğit, "Vakıflar Bankası'nın bu istihdamlara ihtiyacı var mı? Eğer ihtiyaç varsa niye münhal ilan edilmedi ifadelerini kullandı. Özyiğit, geçmişte bu istihdamlara karşı çıkan DP'nin de bu partizanlığa ortak olmasının ibret verici olduğuna dikkat çekti.
"Partizanlık ve ayrımcılık"
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu'nun, UBP Örgüt Başkanlarını Bakanlıkta kabul ederek görüştüğünü, görüşmenin haberinin de basına servis edildiğini belirten Özyiğit, devlet ile parti işlerini birbirine karıştıran Tahsin Ertuğruloğlunu partizanlık ve ayrımcılık yaptığını kaydetti. Ertuğruloğlu'nun tüm vatandaşların bakanı olduğunu, hiçbir şekilde vatandaşlar arasında ayrımcılık yapma, bakanlık koltuğunu siyasi çıkar sağlamak için kullanma hak ve yetkisi olmadığını belirten Özyiğit, "Ertuğruloğlu örgüt başkanları ile görüşecekse gitsin partisinde görüşsün" ifadelerini kullandı.
Ulaştırma Bakanı olduğu dönemde Ercan Havaalanı'nın denetim ve kontrolörlüğü için 11 Milyon Euro'luk (yaklaşık 35 Milyon TL'lik) ihalesiz uygulamaya onay veren, bu konuda kendisine yöneltilen suçlamalara yeterli cevap veremeyen Ertuğruloğlu'nun Dışişleri Bakanı olarak atanmasının ardından da, eski köhnemiş dar siyaset anlayışı ile çözümsüzlüğe hizmet etmeye çalıştığına vurgu yapan Özyiğit, Kıbrıslı Rumların KKTC'deki dini ibadetlerine getirilen kısıtlama ile 3 ay önce görevden alınan Hüseyin Macit Yusuf’u yeniden Gezici Büyükelçi atamaya çalışmasını örnek gösterdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.