Toplumcu Demokrasi Partisi Genel Başkanı Cemal Özyiğit bir basın açıklaması yayınlayarak Türkiye’de 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişimi sonrası KKTC hükümetinin kayıtsızlığını, Başbakan Hüseyin Özgürgün’ün açıklamalarını ve Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun bulunduğu makamın sorumluluğunu yok sayarcasına Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile yaratmaya çalıştığı polemiği eleştirdi.
"15 Temmuz sonrası hükümetten sağduyu çağrısı ve güvence bekledik"
Özyiğit açıklamasında 15 Temmuz akşamı Türkiye’de yaşanan darbe girişimini kınadıklarını ve tam demokrasiden asla ödün verilmeden, çağdaş hukuk kuralları çerçevesinde gerekli tedbirlerin alınmasını, insan hak ve özgürlüklerinin zedelenmemesini dilediklerini fakat gelinen aşamada Türkiye’de yaşanan gergin ortamın giderek büyüdüğünü ve bu ortamın Türkiye ile önemli bir etkileşim içinde olan Kıbrıs’a da taşınmasından ciddi endişeleri olduğunu belirtti.
15 Temmuz akşamından beri, hükümet yetkililerinden yurttaşlarına sağduyu çağrısı ve buradaki dinamiklerin, toplumsal yaşayışın ve bireylerin güvenliğinin tehlike altında olmadığına dair bir açıklama beklediklerini belirten Özyiğit, " Hükümet Kuleli Askeri Lisesi’nde okuyan Kıbrıslı öğrencilerle ilgi durum da dahil tüm bu süreçlerde seyirci kalmış, gelecek direktifleri beklemiştir."dedi.
"Başbakan sanki başka ülkede yaşıyor"
Bakanlar Kurulu’nun terör örgütleriyle ilgili kararlarını ve Başbakan Özgürgün’ün Fetullah Gülen faailiyetleri için "duyumlar aldık" açıklamasını da komik bulduklarını belirten Özyiğit "Başbakan sanki başka ülkede yaşıyor. Yıllardır Kuzey Kıbrıs’ta çeşitli öbeklenmelerin daha dikkatli araştırılması ve takibe alınması konusunda son dönemlerdeki tüm hükümetlere uyarılar yaptık. Bunlarla ilgili çalışma yapmak bir tarafa tüm uyarılarımız görmezden gelindi. Şimdi alınan kararlar, beceriksizliğin ve organizasyonsuzluğun bir sonucudur. Eğer ülkemizde kanundışılık üzerine faaliyet gösteren bireyler varsa bunlar tabi ki en erken zamanda ortaya çıkarılmalı ve gereken yapılmalıdır. Fakat bunun Türkiye’de yaşanan gibi kontrolsüz bir tasfiye sürecine dönüşmesi ve toplumda kargaşa ve kutuplaşma yaşanması en tehlikeli durumdur. Açıkcası bu kararları alan Bakanlar Kurulumuzun bu konularda hassas davranıp önlemler alacağını, dahası bilgi ve erk sahibi olduğunu maalesef düşünmüyoruz." dedi.
"Tahsin Ertuğruloğlu diğer bakan arkadaşları gibi, devlet yönetmenin ciddiyetine sahip değil"
Kıbrıslı Rumların dini ayinlerini yapabilmeleri ile ilgili kısıtlamalar ve Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ile Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı arasında yaşanan gerginliğe de değinen Özyiğit, " Öncelikle bu kabul edilemez bir durumdur. Müzakere sürecinin devam ettiği ve karşılıklı iyi niyet ve anlayışın daha da gelişmesi gereken bir dönemde bu kısıtlamalar başka niyetlerin olduğunu bize gösteriyor. Ertuğruloğlu’nun müzakere masasını baltalamak gibi gizli bir ajandası olması bizim için sürpriz değil. Bu adımları atarak Cumhurbaşkanı Akıncı’yı müzakere masasında zor durumda bırakma çabası da bizler için yeni bir durum değil. Fakat UBP gibi güya devletçi gelenekten gelen bir partinin bakanının, devletin en üst makamıyla yaratmaya çalıştığı ilişki ve diyalog biçimi aslında hükümetteki bu arkadaşların tuttukları bu makamların ciddiyetinden ne kadar uzak olduklarını gösteriyor. Ama rahat olsunlar çünkü bu toplum 2015 Nisan ayında çözüm iradesini sandığa yansıtmıştır ve tüm bu çabalara rağmen bu iradeye sahip çıkacaktır." diyerek sözlerini noktaladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.