Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Kıbrıs Türk Halkının kendi evinin efendisi olmaya çalışırken, diğer yandan da uluslararası hukuk içinde söz sahibi olacağı, şeffaf, demokratik ve hesap verebilir bir düzen talep ettiğini belirterek, herkesin bu değişim ve dönüşüme ayak uydurması gerektiğini, aksi takdirde, toplumun buna gerekli cevabı vereceğini vurguladı. Son yerel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle birlikte ülkede değişim ve dönüşüm sürecinin başladığını, halkın da bunu ileri götürmekte kararlı olduğunu belirten Özyiğit, hükümet ile TC Elçiliği arasında yaşananların, MHP milletvekili Ümit Özdağ’ın açıklamaları ve ona yöneltilen eleştirilerin, Ercan Havalimanı’nın denetlenmesi için özel bir şirketten hizmet alımı konusunda Omubdsperson Emine Dizdarlı ve Ulaştırma Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu arasındaki tartışmaların, yaşanmakta olan değişim ve dönüşüm sürecinin sancıları olduğuna dikkat çekti.
Özyiğit, Ercan Havalimanı’nda denetim yapması için bir şirketle 11 milyon dolar değerinde bir anlaşma yapılması sonrası yaşanan gelişmelerin, aslında bugüne kadar yolsuzluk üzerine kurulmuş yapılara güvensizliğin bir dışavurumu olduğunu belirtti.Bu anlaşma yapılırken uygulanan ihale yönteminin ve bu bedeli kimin ödeyeceğinin üzerine hala daha bir muğlaklık olduğunu belirten Özyiğit, “ Halkın ve Sn. Dizdarlı’nın bu konuda belirli kuşkuları taşımasına sayın bakanın tepki göstermesine bir anlam veremedik. Kendisi yıllarca yağma ve yozlaşma üzerine kurulmuş bir siyasi kültürün parçası. Dolayısıyla özellikle böylesi belirsiz bir anlaşmayı Ombudsperson’ın sorgulaması gayet doğaldır. Bu ülkenin insanları, milletvekillerinin Meclis’te rüşvet olarak aldığı dolarları sallaması, KTHY’nin iflas ettirilip kapatılması, DAİ-DAK’ın çıkmaza sürüklenerek haklarının peşkeş çekilmesi, Lefkoşa Türk Belediyesi’nde (LTB)geçtiğimizdönemlerde yaşanan yolsuzlukları ve benzeri onlarca olaya şahit olmuştur. Siyasetimizin şeffaflık ve hesap verme kültürüyle artık tanışması ve bunu içselleştirmesi gerekmektedir” dedi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın yıllardır boş duran Ombudsmanlık görevine Emine Dizdarlıyı atayarak ne kadar doğru bir adım attığının, şimdi çok daha iyi anlaşıldığını söyleyen Özyiğit, “ Ombudsmanla yürütme arasındaki ilişkinin ve iletişimin doğru bir yapıda kurulması çok önemlidir. Bu iletişimin baştan sona kamuoyu önünde yaşanması makamlara zarar vermektedir. Ancak şu da bilinmelidir ki, Yüksek Denetim Denetçisi’nin ‘şahıslar başvuru yapmadığı sürece’ idareye bildirme zorunluluğu yoktur. Sn. Bakan da şunu kabul etmelidir ki, her denetim sürecinin kamuoyuyla paylaşılması şeffaflık açısından bir şarttır ve bizler henüz Ercan Havalimanı’nın denetimi konusundaki antlaşmanın şekliyle ilgili tatmin olmuş durumda değiliz” ifadelerini kullandı. Türkiye’den gelecek su konusunda da TC Büyükelçisi’nin yaptığı açıklamanın kabul edilemez olduğunu söyleyen Özyiğit “TC Büyükelçisi protokolün bir tarafı olarak, bununla ilgili bir rahatsızlığını Türkiye Cumhuriyeti adına dile getirebilir. Fakat doğru ya da yanlış, başka bir ülkenin karar alma mekanizmaları hakkında yorum yapması kimsenin hazmedebileceği bir durum olmamakla birlikte, ‘Büyükelçilik Misyonunu da aşan bir yaklaşımdır.
Diğer taraftan olayların buraya gelmesinde hükümetin yanlış tutumunun rolü de büyüktür. Olayların bu noktaya gelmesinde hükümet partilerinin büyük sorumluluğu bulunmaktadır” dedi.Özyiğit, hükümetin kendi içinde gerekli kararı üretmemesi ve konunun bu şekilde belirsiz bir çizgide ilerlediği sürece, konunun iki muhatabı olan KKTC ile TC arasındaki bu çatışmaların yaşanmaya devam edeceği uyarısında da bulundu.Özyiğit; “Kıbrıslı Türkler olarak bir çözümle birlikte oluşacak ortak devletin kurumlarını yönetmeye talipsek, çözüme kadar olan sürede de su, telefon, elektrik gibi kendi kurumlarımızı da kendimiz yönetmeliyiz, buna da herkes saygı duymalıdır” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.