UBP-DP Koalisyon hükümetinin Akaryakıta sürekli olarak getirdiği zamlar ile dövizdeki artış sonrasında diğer gıda ürünlerinin fiyatları el yakmaya başladı.
UBP- DP koalisyon hükümetinin akaryakıta sürekli olarak yaptığı zamlar birçok gıda ürünün fiyatlarının artmasına da neden oluyor. Hükümet tarafından yapılan zamların yanısıra, dövizin yükselmesi de işin tuzu biberi oldu yorumlarının yapılmasına neden oldu. İnsanların stresini atması ve derin bir soluk alması için içtiği kahve bile dövizin artmasından nasibini alarak zamlandığı gözlemlendi.
Döviz’in önlenemez yükselişinin yanısıra maaşların yerinde sayması halkın alım gücünü olumsuz yönde etkiledi. Akaryakıt ve bazı gıda ürünlerine getirilen zamlar zincirleme reaksiyon göstererek gıda ürünleri dışındaki bazı tüketim ürünlerinin de pahalı olmasına neden oluyor.
MARKETLER ETİKET DEĞİŞTİRME YARIŞI YAPIYOR
Hükümet tarafından sürekli olarak Akaryakıta getirilen zam, zincirleme reaksiyona neden olurken, dövizdeki önlenemez yükseliş, halkın alım gücünü aşağılara çekiyor. Dövizin yükselişe geçmesi birçok ürünü pahalı hale getirirken, market sahiplerinin etiket değiştirme yarışı içerisine girdiği öne sürülüyor.
GEÇİM ZORLAŞTI
Hükümet tarafından alışkanlık haline getirilen zamlar, asgari ücret ile geçinmeye çalışan aileleri zor durumda bırakıyor. Elektrik ve su ücretlerini ödeyemeyen bazı ailelerin elektrikleri kesilirken, soğuyan havaların yanısıra karanlıkta yaşamak durumunda kaldığına vurgu yapılıyor
******
Sahibine Mesajlar
Sn. Derviş Eroğlu, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Mont’u ile Pelerinin kirlenmesine çok sevinmişsin. Neredeyse zil çalıp oynayacağın söyleniyor. Bizim komşu Hakkı Dayı, söyle ona çok sevinmesin. Nere gitse nere gelse apartmanlar, dönümlerce araziler ve arsalar bay bay diyecek dedi.
**
Sn. Faiz Sucuoğlu, Mehmetçik Sağlık Merkezinin ismini Havva Kurteli olarak değiştirme girişimin bölgede büyük memnuniyet yarattı. Bitr yıl önce elim bir kazada yitirdiğimiz 30 yıllık hemşiremizin ismini sağlık ocağına vermeniz güzel bir düşünce ürünüydü. Bölge halkının sempatisini kazandınız.
**
Sn Cemal Özyiğit, parti içindeki fırtına dindi ve rüzgar durdu diyorlar. Tabi usta bir kaptan gibi, gemini fırtınalı havada ustaca idare edip, salimen limana getirmen de büyük başarı. Yalnız o fırtınalı havada su alıp bozulan bazı fazlalıkları denize atma hazırlığındaymışsınız. Önümüzdeki hafta gemiyi boşaltacağınız söyleniyor. Hayırlısı diyelim.
**
Sn. Ahmet Sennaroğlu bu sıralar bıyıklarını makas, sakalını da ustura kesmiyormuş. Vallahi ne diyelim tuttuğunu koparan bir Belediye Başkanı oldun. Büyükkonuk Tesisleri bölge halkına hayırlı uğurlu olsun diyelim.
**
Sn. Mehmet Demirci, Dipkarpaz Belediye Seçimleri Meydan Muharebesini kaybettikten sonra bukez okuluma dokunma platformunun sözcüsü olmuşsun. Ah be başkan, teybe boş kaset koydum. Kafamı dinliyorum. Ha sen konuştun, ha kaset.
**
Sn. Hasan Sadıkoğlu, seçimin hemen sonrasındaki o psikoloji bozukluğunu bakıyorum üzerinden attın. Yeni girişimler gırla gidiyor. Ancak son model araba ile 150 ile giderken, kaçak yapılar gözünden kaçmasın. Gülü seven dikenine katlanır. Sen bırak gülü, Kaktüsü sevdin be başkan.
**
Sn. Cenk Seren, bölgenin gölge belediye başkanlığı görevini yaptığını görüyoruz. Bence iyi de yapıyorsun. Bölgenin kederi kederin, sevinci de sevincin oluyor. Sevgili Cenk, birliğin kederi bile, ayrılığın sefasından daha hayırlıdır. Devam et.
**
Sn. Abbas Sınay, bizim Adalet abla, bak o Abbas efendiye söyle de meclisin yolunu hatırlayıp senede bir gün olsun oradan geçsin. Ceylan Derili koltuk onu sayıklıyor. Özel hastanesinin vekili değil Milletin vekili olduğu hatırlasın diyor. Sayın Sınay, eğri ok, doğru yol almaz bilesin.
**
Sn. Mehmet Çakıcı, Meclisteki basın toplantısından sonra sinirin geçmedi diyorlar. Bizim Minik Kuşlar, Çakıcı dikiş makinesinin başına geçti ha bire üzerinde güvercin olan kırmızı beyaz bayrak hazırlıyor diyor. Hayrola Türk Kurtuluş Partisini (TKP) nin alt yapısını mı hazırlıyor diye de soruyor.
**
Sn. Asım Vehbi, yerlerde sürünen. Ayağa kalkmak için baston arayan. Ağzında diş kalmayıp kuşu ötmeyen efsaneyi bakıyorum, gürbüz, tuttuğunu koparan delikanlıya döndürmüşsün. Hele hele o birlik beraberlik toplantıları, efsane sempatizanlarının memnuniyetini daha da artırıyor. Asım Başkan, en iyi nasihat, iyi örnek olmaktır. Eh sende bunu layığı ile yapıyorsun
**
Sn. Derya Doğuş, eskiden gürler, çakar ama yağardın da. Şimdilerde ne o gürlemenden, ne çakmandan. Nede yağmandan eser kaldı. Ağzına Adana biberi mi sürdüler. Yoksa Mıra içtin de dilin mi tutuldu? Bak bizim Hidayet abla, biz Derya kızımızı böyle görmeye alışmadık diyor.
**
Sn. Hasan Tosunoğlu, Hımarcılar Hanı mı? Kumarcılar Hanımı? Adını ne istersen koy nihayet bitti. Bitmesine bitti de cebi bizleri, söylentiler de sizleri yaktı, kavurdu. Sayın Tosunoğlu söylenti, üç köşeli dikendir, ne türlü koysan batar.
**
Sn Ali Kişmir, İngiltere'ye ilhak konusunu düşünüyorum açıklamana katıla katıla güldüm. A guzzum. A benim yakışıklı evladım. Bak senin bu sözünü Erdoğan’ın Başdanışmanı Yiğit Bulut duymasın. Alimallah senin ağzına Urfa biberi sürer. O KKTC’yi il yapacak. Sen kalkmış ilhaktan bahsediyorsun.
**
Sn. Hasan Kurumanastırlı, çözüm isimli çocuğun kuyuya, müzakere isimli kızın dereye düşüp boğulmasına müthiş sevinmişsin diyorlar. Sevgili Hasan, bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez. Gün doğmadan nelerin doğacağını kimse bilmez değil mi?
*****
FIKRA
Kadıköy – Beşiktaş vapuru
İstanbul’da sarışının biri hayattan o kadar bezmiş ki kendini boğazın soğuk sularına bırakarak hayatına son vermeye karar vermiş. Boğaziçi köprüsünden geçerken arabasını durdurmuş, bariyerlere çıkmış ve titreyerek az sonra kendisini bu çekilmez hayattan kurtaracak olan sulara baka baka ağlarken yanına genç ve yakışıklı bir genç gelmiş.
Genç ona acımış ve sarışının ellerini tutup "Bak, yasaman için çok neden var.Yarın sabah gemim Amerika'ya gitmek üzere demir alacak. Eğer istersen, seni de çaktırmadan gemiye alıp saklayabilirim. Sana hem yemek getiririm hem de sana çok iyi bakarım." demiş.
Sarışın bakmış kaybedecek bir şey yok; belki de Amerika'ya gidip yeni bir başlangıç yaparım umuduyla denizcinin teklifini kabul etmiş. O akşam denizci genç onu gemiye almış ve filikalardan birine saklamış.Her gece sarışına üç sandviç ve bir meyve getiriyormuş, sonra da sabaha kadar sevişiyorlarmış. Bir kaç gün sonra, kaptan rutin kontrolleri sırasında sarışına rastlamış. Orada ne aradığını sormuş. Sarışın da "Ben bu gemideki denizcilerden biriyle anlaştım. O bana her gün yemek getiriyor ve Amerika'ya gitmemi sağlıyor. Ben de onun benimle sevişmesine izin veriyorum." demiş.
Kaptan,
"Seninle seviştiği kesin küçük hanım da .... Bu Kadıköy-Beşiktaş vapuru".
******
Günün Sözü
Dünya kötülük yapanlar değil,
seyirci kalıp hiçbişey yapmayanlar
yüzünden tehlikeli bir yerdir
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.