LAÜ Akademisyeni Meriç, “Fizyoterapide Palyatif Bakım” konusunu ele aldı
Palyatif bakım hastanın refah seviyesinin artmasını amaçlar
Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Aydın Meriç, “Fizyoterapide Palyatif Bakım” konusu üzerine bilgilendirmelerde bulundu.
“Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşlı nüfus giderek artmaktadır. Bu durum ileri yaşa ve hayatı tehdit eden kronik hastalığa sahip kişilerin sayısının artmasına sebep olmaktadır. Bu artışa paralel olarak da palyatif bakım merkezlerine kanser hastaların yanı sıra yaşlılar ve hayatı tehdit eden kronik hastalıklara sahip bireyler de sıklıkla yatmaktadır. Geleneksel tıbbi tedavi yaklaşımında iyileştirici ve agresif tedavilere yanıt vermeyen hastalara sadece son süreçte konfor bakımı uygulanır” diyen Meriç, Palyatif tıpın ise, tedavisi mümkün olmayan hastalığın tanısından itibaren tüm süreçlerinde hastaya destekleyici tedavi sağladığını dile getirdi. Meriç, Palyatif bakım, hayatı boyunca ciddi hastalıklarla yaşamak durumunda olan bireylere hastalıklarıyla baş etmelerini kolaylaştırmak amacıyla sunulan tıbbi bakım türüdür” diyerek, Palyatif bakımda amacın, bireyin hayatını tehdit eden hastalığın semptomlarını ve hastanın yaşadığı stresi azaltmak ve böylelikle hem hastanın hem de hasta yakınlarının yaşam kalitesini artırabilmek olduğunu belirtti.
Palyatif bakım sürecinin birçok hastalığın tedavisinde olduğu gibi doktor, hemşire, fizyoterapist, psikolog, diyetisyen, sosyal hizmet uzmanı ve eczacının dahil olduğu multidisipliner bir ekip tarafından yönetildiğini ifade eden Meriç, “Bu süreçte temel amaç hastalığın neden olduğu ağrı, iştahsızlık, bulantı, ödem, dispne, halsizlik, depresyon, konfüzyon, bası yarası, sekresyon gibi semptomların önlenmesine yönelik tedavi yöntemlerinin kullanılması, hastaya terminal döneme kadar aktif, yaşam kalitesini artırmaya yönelik bir yaklaşım sunulmasıdır. Palyatif bakım sürecinde fizyoterapi ve rehabilitasyon uygulamaları önceleri ihmal edilirken son yıllarda yapılan çalışmalarla semptomların azaltılması ve hastaların yaşam kalitesinin artmasında önemli etkilerinin olduğu anlaşılmıştır” dedi.
Meriç, Palyatif bakım döneminde fizyoterapi ve rehabilitasyona ihtiyaç duyulan hastalıkları başlıca şöyle sıraladı; kanserler, yayılım yapmış kemik hastalıkları, kas hastalıkları ve ilerleyici sinir hastalıkları, kronik akciğer hastalıkları, ileri düzey kalp yetmezliği ve kardiyak hastalıklar olarak sayılabilir. Bu hastalarda kas kaybı veya kalp ve akciğer dayanıklılık kaybını önlemek ve hücre düzeyinde enerji metabolizmasını iyileştirmek için fiziksel aktiviteye teşvik önemlidir. Egzersiz ayrıca bağışıklık sisteminin fonksiyonuna faydası olmaktadır. Akciğer ve kalp hastalığı olan bireylerde ortaya çıkan bir diğer sorun ise egzersizi tolere etmeleridir. Hastalara kontrollü endurans, ekstremite kuvvetlendirme, solunum kaslarının kuvvetlendirilmesi ve solunum egzersizleri, öksürme eğitimi, solunum ve enerji koruma teknikleri gibi fizyoterapi yöntemleri uygulanabilir
Meriç son olarak “Palyatif bakımın süresi, hastanın durumuna ve hastalığın seyrine göre değişiklik gösterebilir. Palyatif servisi genel olarak, hastanın huzuru ve sağlığını ön planda tutmayı amaçlar. Hastanın refah seviyesinin artmasını amaçlayan palyatif bakım, genel sağlık durumunu belli bir seviyenin üstünde tutmaya çalışır. Bundan dolayı palyatif bakımın belirli bir süresi yoktur. Palyatif bakım planı, bakım görecek hastanın semptomlarına, ihtiyaçlarına ve günlük yaşam tarzına uygun bir şekilde hazırlanır. Öncelikli olarak hastanın yaşadığı semptomlar ve gördüğü tedavinin yan etkileri ele alınarak bunlara yönelik bir tedavi planı oluşturulur. Bu bakım planı ile hastanın konforu artırılarak yaşam kalitesinin yükseltilmesi hedeflenir” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.