Dün telefonlara bir mesaj geldi.
“Şimdi destek zamanı YARDIM yaz 2802 ye göndererek 5 TL bağışta bulunabilirsin” diye yazıyordu mesajda.
Bu güne kadar destek isteyen ya da yardım amaçlı çok mesaj aldım ama hiç birisi bu kadar üzmemişti beni.
Hem üzüldüm hem de gerçekten çok sinirlendim.
Çünkü gelen mesaj Sağlık Bakanlığındandı.
Amaç yangın çıkan Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesinin yeniden yapılandırılmasıimiş !!!
Yani yangında zarar gören cihazlar ya da alet edevat için.
Peki hastane ve cihazlar sigortalı değil mi?
Eski Sağlık Bakanları, medya ve bazı yetkililer sigortalı olduğunu açıkladı.
O zaman ilgili sigorta şirketi bu yangının zararını ödemek zorunda değil midir?
Eeee o zaman bu kampanyanın amacı ne?
Zaten her yıl bu sigorta şirketlerine verilen milyonlarca lira bizim cebimizden çıkmıyor mu?
Çıkıyor.
Öyleyse amaç ne?
Elektrik kurumundan da alışık olduğumuz gibi belli şirketler korunarak , bazı şirketleri desteklemek için halk sömürülerek fırsatçılık mı yapılıyor?
Elbette ki 5 TL çok para değil ve hiç kimseyi etkilemez.
Bu gün bu parayla bir çay bile içemezsiniz.
Ancak sorun bu kısımda değil.
Sorun halkın duygularının sömürülmesi ve fırsatçılık yapılması.
Teşbihte hata olmaz ama olay, cami önünde oturup insanların inançlarını ya da hastane bahçelerinde çöreklenip, en zayıf yönü olan merhametlerini sömürenleri çağrıştırıyor.
Ne demek “Hastane” yani “sağlık” konusunda insanların merhametini ve hassasiyetini hatta zafiyetini kullanarak para istemek.
Hem de ihtiyaç olmadığı halde.
Sadece olay bu boyutta da değil.
Halk iyiden iyiye başının çaresine bakmakla yükümlüdür çaresizliğine itilmiş durumda ve bu da çok normalleşmiş durumda.
Okulların sorunlarını Okul Aile Birlikleri çözüyor.
Diğer kurum ve kuruluşların sorunları dernekler ya da birlikler tarafından çözülüyor.
Yani artık ülkenin tüm sorunları gönüllülük esasına dayalı halkın sırtına yüklenmiş durumda.
Peki okulları halk yapacaksa, eğitim giderlerini halk yüklenecekse, sağlık giderleri bağışların ve derneklerin sırtına yüklenecekse, yol yapılmayıp ölüme davetiye çıkarılacaksa, politika üretmeyip verilen talimatları yerine getirecekse Hükemetneden var?
Bu giderler için daha maaşımız elimize geçmeden vergiler kesilmiyor mu?
Madem tüm masraflarımız tekrar bizim omuzlarımıza yüklenecekse vergi neden kesiliyor?
Madem bir hastanenin donanımını yeniden yapılandıracak durumda değilsiniz ne işiniz var cümbür cemaat pastırma festivallerinde??
Yanınıza yığınla insan alıp, Lonrda’da, Mersin’de, Kayseri’de, İstanbul’ da orada, burada ne işiniz var?
Madem bedelini ödediğiniz sigorta şirketlerinden zararınızı tazmin edemiyorsunuz, neden her yıl milyonlarca lira ödüyorsunuz?
Şirketleri de, hükümeti de çıkarın aradan biz kendi kendimizi yönetiriz.
İnanın para bile biriktirebiliriz.
Bizim çoluk çocuğunu “Gidin çalışın ya da dilenin. Ne yaparsanız yapın bana para getirin” diyerek yan gelip yatan hatta çoluk çocuğunun parasını içkiye , kumara yatıran babaya ihtiyacımız yok.
Madem bu ülkeyi yönetemiyorsunuz, sağcısıyla solcusuyla çekilin kenara hükümet olmayın.
Bu kadar acizseniz gidin oturun evinizde….
Üzüntümüzü, merhametimizi, inançlarımızı ve değerlerimizi sömürerek
“ **** yaz *** ye gönder desteklediğin yarışmacıya destek ol” der gibi mesajlar atarak hem bu halkı “enayi” yerine koymayın, hem de kendinizi bu kadar aciz duruma düşürmeyin.
Bu davranışlarınızdan siz utanmasanız da biz utanıyoruz…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.