Patates Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Sözcüsü Mehmet Bicen, mevcut ekonomik kriz ve üst üste yapılan zamlarla birlikte üreticiye vurulan darbenin altından kalkmanın çok güç olduğuna dikkat çekerek, kalite ve ihracat anlamında önemli bir potansiyele sahip patates üretimine önem vermeyen hükümet yetkililerine eleştirilerde bulundu. Bicen, patates üretiminin de yok olmayla karşı karşıya olduğunu kaydetti.
“Ekonomik kalkınmanın temel taşı üretime değer verilmiyor”
Ülkenin ekonomik toparlanmasının yüzde yüz üretimden geçtiğinin altını çizen Bicen, KKTC’nin kalkınmasının önünün ancak üretim sektörünün desteklenmesi ile gerçekleşebileceğine dikkat çekti. Bicen, “Biz üretime dört elle sarılmaya çalışırken, bitirilen üretimin hakkını aramak için meydanlara inerken, üretime katkı koymaya çalışan gençlerimiz coplanıp biber gazı ile karşılandı” diyerek KKTC’de üretime verilen değerin de böylelikle görüldüğü dile getirdi.
“En kaliteli patatesin üretildiği KKTC’ye 3 bin ton ihracat yapıldı”
Genelde üretimde özelde patates üretiminde en büyük sorumluluğun hükümete düştüğüne dikkat çeken Bicen, hükümetin vereceği teşvik, kota ve fonlarla üretimi acilen ayağa kaldırması gerektiğine vurgu yaptı. Bicen, dünyanın en kaliteli patatesinin üretildiği KKTC’de 3 bin ton parmak patatesi ithalatının utanç kaynağı olduğuna vurgu yaptı. Bicen, “3 bin ton parmak (donmuş) patates demek 5 bin ton hammadde demektir. Patates ithalatını serbest bıraktılar” dedi.
Yerli üretici 50 kuruşa patatesini satamazken, ithal fiyatları dudak uçuklatıyor
KKTC’de patates üreticisi 50 kuruşa ürettiği patatesi piyasaya süremezken, ülkede mutlu azınlığı oluşturan ayrıcalıklı birtakım sınıflara rant sağlamak amacı ile verilen patates ithalatlarının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Bicen, “Bu ülkede biz artık ne zaman doğru dürüst iş yapacağız. Bunu sorgulamamız lazım. Hep birlikte üretimde duvara toslamış vaziyetteyiz” dedi.
“Menşei değiştirmek avantaj sağlar”
1994 yılına kadar kullanılan Kıbrıs Cumhuriyeti menşeinin patates ürünlerinde tekrar kullanılması önerisinde de bulunan Bicen, “Kıbrıs Gümrükler Birliği adına Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kullandığı bu mührü artık çekmeceden çıkarmak istiyoruz. Bu menşei kullanıldığı takdirde ambargolardan da kurtuluruz, ihracatımızın da önü açılır, ekonomimiz de ayağa kalkar.
Artık Kıbrıs Cumhuriyeti’nden doğan haklarımızı talep etmeliyiz” şeklinde konuştu.
“Ekonomiyi kalkındıracak kaynak bizde mevcut”
KKTC ekonomisinin kendi ayakları üzerinde durabilmesi için kaynağın var olduğuna işaret eden Bicen, en başta üretim ile çıkılacak yola dünya çapında kaliteye sahip ürün ihracatı ile kendi kendine yetecek ve ülke ekonomisine getirisi ciddi boyutta olacak adımlarla çıkılması gerektiğini ifade etti.
Narenciyenin 4, patatesin 8, zeytinin 4 katı üretiliyordu
1963’ten 1974’e kadar ülkede üretilen tarım ürünlerinin ciddi rekoltelerde olduğuna vurgu yapan Bicen, “Bugünkü narenciyenin tam dört katı narenciye vardı, bugünkü üretilen patatesin 8 katı üretiliyordu. Bugün üretilen zeytinin 4 katı zeytin vardı. Biz bugün zeytin ağaçlarını da katlederek kestik, talan ettik. Zeytin bırakmadık memlekette” diye konuştu.
“Mevcut durumdan, bize empoze edilenleri kabullenen hükümetler sorumlu”
Dış etkenlerin baskıcı dayatmaları ile ülkedeki fabrikalardan üretime kadar birçok faaliyetin durağanlaşarak bitme noktasına getirildiğine işaret eden Bicen, “Bize empoze edilmeye çalışılan yaptırımları siyasilerimiz de sorgulamadan kabul etti. Bugün geldiğimiz nokta bunun eseridir” diye konuştu.
Ülkeden göçler başladı
Ülke vatandaşının değil üretim, ülkeden kaçma yoluna gitmeye başladığına vurgu yapan Bicen, tehlikenin büyük olduğunu söyledi. Bicen, “Birileri boşalan yerleri arkadan doldurur. Hiçbir yer boş, açıkta kalmaz. Bu da öz varlıklarımız ve kendi irademizin yavaş yavaş yok olmasına doğru bizi götürür” dedi.
“Ekonomik özgürlük, üretimden geçer”
2 milyona yakın nüfusu olan KKTC’de 300 bin ile bütçe ayarlanmaya çalışılmasındaki ironiye de dikkat çeken Bicen, plansızlık programsızlık ve hükümetlerin üretime vermediği değerin bedelinin ülkece ödendiğine vurgu yaparak, ülke ve toplumun tek kurtuluş yolunun var olan ve dünyaya açılabilecek ürünlerin dünya pazarına girmesi ile gerçekleşebileceğini ifade etti. Bicen, KKTC’nin ekonomik özgürlüğünü kazanarak, krizi fırsata çevirme yolunun üretimden geçtiğini dile getirdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.