Pazar günü ve av

Tatil günü ve Pazar diyerek biraz zamanımızı da aileye ayıralım dedik. Köy faslı falan derken eve döndüğümüz zaman bizim ‘Santral’ her zamankinin aksine sakin sakin çalması gerekirken, deli gibi çalmaya başladı. Hayırdır deyip tuşa basarken değerli bir dostun sinirli ve tepkili sesi Pavarotti’nin sesi gibi 4 oktavdan çıkmaya başlayınca bunun hiçte düşündüğümüz gibi ‘Hayırlı’ olmadığını düşündüm. Telefondaki ses Taner Gardaş bu bir vahşettir. Şerefsizler, insan müsvetteleri, İskele – Topçuköy – Adrahan arasında 8 köpeği zehirledi. Hayvanların o hallerini görünce şok oldum ve sinir tepemden aştı. Hele birde bir Avcı diye geçinen bir vicdansızın avlamadığı gerekçesi ile köpeğini vurması iyice sinirlerimi gerdi dedi. Büyüklerimiz canbaz ipte, balık dipte gerek der. Tamam da bu söze bu gibi şerefsizlerin yeri dünya değil cehennemedir niye demez? Evet avın ilk gününde alışılmış görüntüleri yine görme şansızlığını yaşadık. Avcı müsveddesi bir kişi avlamadığı gerekçesi ile köpeğini vururken, İskele – Topçuköy – Adrahan arasında 8 köpek de zehirlenerek öldürüldü. Büyük Av start almasına aldı da bu soysuzların, pisliklerini ortaya saçmaları neden engellenemiyor ve bu mahlukatların iplerinin birileri tarafından neden tutulmuyor anlamış değilim. Köpekleri ile Ava giden bazı avcıların köpekleri avlamadığı için onu ova içerisinde vurarak ölümlerine neden olması insanlığın hangi cümlesinde yazar bilen varmı? Yazmaz ise ne diye bu insan müsvettelerini insan diye aramızda barındırırız bu soruya da cevap verecek birisi bulunurmu? Hade bu kendini bilmez adına insan diyemeyeceğimiz bu mahlûkat bir ‘BAL’ yedi. Peki, İskele - Topçuköy - Adrahan arasında avcıların yoğun olarak avlandıkları bir Tepe üzerinde, 8 köpeğin zehirlenmesine ne diyelim? Ben şimdiden Başbakanın açıklamasını duyar gibiyim. Başbakan, Polis Genel Müdürü birilerini koydu ve köpekleri zehirledi. Avlamayan o köpeği de emir vererek vurdurdu demezse namerdim. Hayvan barınaklarının yapımı için kolları sıvaması gereken hükümetin başı ‘Boşbakan’ olarak boş işler ile uğraşacağına bir zahmet belediyeler ile görüşerek barınak işini halletmesi gerek. Kendisine sorulan her soruya benim haberim yok. Araştırayım haberim olunca sizi ararım diyeceğine ve sürekli birilerini suçlayacağına birazcık da olsa bir iş yapsa vallahi de billahi de yedi takla atacağım.  

  Sahibine Mesajlar Sayın Zeren Mungan, Maliye Bakanlığını çok iyi idare ediyorsunuz. Okullar olmayınca Maarifi mükemmel idare eden Maarif Nazırı gibi sizde devletin borçlarını alacaklılara ödemeyince bu işi tıkır tıkır götürüyorsunuz. Devletten alacaklı olanlara avucunu yala derken devletin alacakları için çıkarttığınız ‘Mazbatalar’ ile devletten alacaklı olanlara ‘Mapusane dört duvar’ türküsünü, eşlerine de bekledim de gelmedin şarkısını söyletmenin dayanılmaz hafifliğini yaşatıyorsunuz. Sayın Bakan halklar ve topluluklar layık oldukları şekilde yönetilirler. Sizin idareniz ile de sürekli ‘Oruç’ tutmanın ne kadar güzel olduğunu anladılar. Sayın Mungan senin halka verdiğin kötü hediyelere karşın bende dünyanın en kötü şeyini sana vermek isterdim ama inan seni sana veremem ki! *** Sayın Mustafa Naimoğluları, CTP-DP hükümetinden dolaylı olarak da Maliye Bakanlığından hayvancıların toplam 1200 hayvancının 66 bin büyükbaş hayvanlarının süt paralarını alamadıkları ve çek yasağına giren çok sayıda hayvancı olduğu söyleniyor. Sıkıntıların aşılması için hükümetin hiçbirşey yapmadığını söylüyorsunuz. Ah başkan ah politikası olmayanlardan politika beklemek analarından öpücük beklemek ile eş anlamdadır. Bu da olmayacağına göre daha çok beklersiniz. Gülü seven dikenine katlanır der atalarımız ama biz Kaktüsü sevdik be başkan. *** Sayın Cenk Diler, gumandanlıktan kalma bir alışkanlık ile bir elinde revolver (Tekerlekli tabanca) diğer elinde mitiralyöz sabahları iktidarda iktidarsızlık yaşayanlara ver yansın ediyorsun. Güzel de bazı kelleler Nato kafa Nato mermerse sen revolveri bıraktım. Mitiralyözü de es geçtim. Bunlara Crius füzesi atsan bile tınmazlar. Cenk Gumandan  deveye cilve yap demisler dokuz dukkan yıkmıs. Bizimkilerine memleketi idare edermiş gibi şov yap demişler memleketi yıkmışlar. *** Sayın Turan Altay, YAK ile ligin altını üstüne getir ve Yenicami’yi şampiyon yap dedik. Ama sana önüne geleni yak, yık parçala ve eli boş gönder demedik. Turan Hoca sen önüne geleni üçe, dörde bölüp gönderiyorsun. Yelkenleri açtın ala pupa Yenicami gemisini uçuruyorsun ama ligin de içine ediyorsun. Çünkü Ligin sonuna gelmeden gemi şampiyonluk limanına sanırım demir atacak. Turan Hoca yine de boş ver. Acınmaktansa kıskanılmak daima dana iyidir. *** Sayın Ömer Gür, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı olarak sizin söylediklerinize inanmak bizim boynumuzun borcu. Ciddi bir ilaç eksikliği yok derseniz gerçekten yok demektir. Kalp, kanser, romatizma,  şu bu hastalıkların ilaçlarını boş veriniz. Aspirin, panadol varya, biz onlar ile idare etmesini biliriz.Kalp kanser gibi hastalıkların ilaçları yokmuş yani ne olmuş. Aspirin ve panadolumuz varya onlar bize yeter. Sayın Müsteşarım, cehaletle deha arasındaki gerçek fark nedir biliyor musunuz? Dehanın sınırları var cehaletinse hiçbir sınırı yoktur. Bizler de cehaletin sonsuz sınırlarında hade bir defa da seçeyim belki düzelir diyerek seçtiğimiz ayni siyasilerin oyununa gelmekteyiz. *** Meçhul Avcı, ve Köpek katilleri, sizlere sayın demeye dilim varmıyor. Masum bir köpeği vurmak ile eline ne geçti. Başın göğe mi erdi? Ya siz köpekleri zehirleyen aşağılık mahlûkatlar size ne demeli? 8 köpeği zehirleyerek canlarına kıyarken vicdanınız varsa hiç sızlamadı mı? İnsan dediğim sizin gibi mahlûkatları yakından tanıdıkça inanın hayvan dediğim köpeğimi daha çok seviyorum. Ve ey insanlar tükürülecek bu tiplerin suratları varken sakın ola yerlere tükürmeyin. *** Sayın Mahmut Özbirtan, bakıyorum masayı çeşitli mezeler ile donatmış rakı kadehciğini de yanına takı olarak koymuşsun. Cacık, Rus Salatası, peynir, meyve derken dertler yumağı olan KKTC’de dertleri bir an olsun unutmaya çalışıyorsun. Afiyet olsun ama dertler bize sefa da bizi yönettiğini sananlara Mahmut gardaş.  

GÜNÜN FOTOĞRAFI

          [review]