Bugün haftanın ilk günü .Günün adı da pazartesi…Hani çoğumuzun pek de sevmediği malum gün…Ben ilk ABD de bulunduğum 1977 de duymuştum “Black Monday” ifadesini ..”Kara Pazartesi”…Daha sonra da “Pazartesi Sendromu” söylemi girdi yaşantımıza…Laf aramızda ben de pek sevmem pazartesilerini…Ama Türkiye ‘nin en çok satan aylık dergilerinden biri olan Bütün Dünya’nın sürekli yazarlarından Nuray Bartoschek derginin eylül sayısında çok farklı bir pencereden bakmış bu olaya ”Pazartesi Sendromundan Yakınacak Denli Şanslı Mısınız?”başlıklı yazısında.
Bütün Dünya’yı duayen gazeteci büyüğümüz Mete Akyol yönetiyor…Dünyaca tanınmış Prof.Dr.Mehmet Haberal’ ın kurucusu da olduğu Başkent Üniversitesi’nin bir kültür yayını bu dopdolu dergi bana göre “başucu” değil “baş içi” dergisi..
Prof.Haberal, Türkiyedeki kalleş Ergenekon Kumpası”ndan 4,5 yıl Silivri ceza evinde kalmıştı. Haberal Hoca tekrar görevinin başına döndü hamdolsun ve şifa dağıtmaya devam ediyor.
Geçtiğimiz günlerde ajanslara düşen haber de ayrıca Türkiye’nin dünya çapında bir övüncünü müjdeliyordu. Organ nakli deyince dünyada ilk akla gelen isimlerden biri olan Prof.Dr. Mehmet Haberal, 105 ülkeden 6700 üyenin oyları ile” Dünya Organ Nakli Derneği Başkanı “seçildi. Bu güzel haberi de paylaştıktan sonra şimdi sözü sevgili Nuray Bertoschek’ e bırakalım ve Kıbrıs’ tan yaşadığı ve dil öğretmenliği yaptığı güzel Fethiye ‘ye bir de selam gönderelim…
“Sabah neşeli bir sesle “Günaydıın!” dedikten sonra “Nasılsın? “ diye sordum.
Arkadaşım yorgun bir sesle “ Günaydın” diye yanıtladı “Nasıl olabilirim ki, malum Pazartesi Sendromu işte!” diyerek nasıl hissettiğini özetledi. Arkadaşımın bu sitemine “ Yani pazartesi sendromundan yakınacak denli şanslısın! “ diye yanıt verdim gülümseyerek. Anlamadı önce. “Şanslı mı? “ diye sordu emin olmak istercesine. “Evet, elbette şanslısın “ dedim kararlılıkla. Benden beklediği açıklamayı yapmadan önce ona “Sence Pazartesi Sendromu nedir? “ diye sordum. Yüzüme “Gerçekten bilmiyor musun?” dercesine bakarak “Pazartesi Sendromu belirtileri aslında Pazar günü başlar “ dedi. “Pazartesi günü iş, okul, trafik, sorumluluklar, yoğun bir hafta bizi beklemekte olduğu için Pazar gününden gerilmeye başlarız. Pazartesi sabahı da şu an benim olduğum gibi, mutsuz, bıkkın, yorgun, yataktan çıkmak istemeyerek başlarız güne ve haftaya, bu da son derece normal bence!”
Gülümseyerek “Hımm, yani sence Pazartesi Sendromundan yakınmak için yeterli nedenimiz var. “ dedim. O da gülümsedi bu kez kendinden emin bir biçimde “Var elbette!” dedi. “Sen ise bana şanslı olduğumu söylüyorsun “
“Evet, şanslısın” dedim. “Yine yorucu bir gün ve stres dolu bir hafta seni bekliyor diye düşünüyorsun. Oysa gün ve hafta sadece stres değil, güzel sürprizlerle de dolu olabilir. Belki tüm yaşamında iz bırakacak insanlarla tanışacaksın bugün ya da bu hafta, belki yeni kapılar açılacak önünde, belki uzun zamandır beklediğin güzel haberi alacaksın, belki sıra dışı hiçbir şey olmayacak ama son derece huzurlu bir gün ve hafta geçireceksin. Hem aslında en huzurlu, mutlu günlerimizin “sıradan” diye düşündüğümüz günler olduğunu ne yazık ki çoğu kez büyük sorunlarla baş başa kalıp o günleri özlediğimizde anlıyoruz. Ayrıca dünyada o kadar çok insan işsizlik, açlık, yoksullukla mücadele ederken, hastanede ertesi güne sağ çıkıp çıkmayacağını bilmeden beklerken, çocuklar okula gidemezken, sabahları kalkacak bir yatağı olmayıp, sokakta sabahlayanlar olduğunu düşünürsen neden Pazartesi Sendromundan yakınacak denli şanslı olduğunu söylediğimi anlayabilirsin sanırım. “
Biraz utanarak “Ben hiç böyle düşünmemiştim.” Dedi. “Sanırım haklısın, sağlıklı olduğum için, bir işim olduğu için, başımı sokacak bir evim olduğu için, karnımı doyurabildiğim, istediği okullarda okuyabildiğim, beni seven ve düşünen insanlar olduğu için çok şanslıyım. “
Biliyorum , o da telaşla yeni başlayacak güne ve haftaya hazırlanıyordu. Gülümseyerek “ Haydi, o halde yavaşla biraz. Derin bir nefes al, yaşamı ciğerlerine çek ve kapıdan çıkmadan önce yüzüne en çok yakışan gülümsemeni takın” dedim. “Gördüğün herkese içtenlikle, gözlerinin içine bakarak, şarkı söylercesine “Günaydııın!” de, hatta birkaç kişiye onları mutlu edeceğine inandığın güzel sözler söyle, yeni insanlarla tanışmaya çalış ve olaylar, insanlar ne denli üzerine gelmeye çalışırsa çalışsın bu olumlu yaklaşımını asla yitirme , bugünkü en büyük amacın akşam evine mutlu dönmek olsun , anlaştık mı? “
Dostum “Böylece Pazartesi Sendromundan kurtuldum sayende tedavi ücretim ne kadar?” diye sordu gülümseyerek. “Tedavi ücretini iş yerinde karşılaştığın ilk kişiye içten bir gülümsemeyle ödeyebilirsin” diye yanıtladım.
İşe yetişmek için acele ederken gülümseyerek göz kırptı ve “Ha unutmadan söyleyeyim” dedi:
“Gününü güzelleştirmek için elinden geleni yapmayı unutma! “
Nuray Hocanın bu güzel yazısı bana da üniversitede halkla ilişkiler okuturken her sömestr in ilk dersinde tahtaya yazdığım bir cümleyi de anımsattı:
“Bazı insanlar size gülümseyemeyecek kadar yorgundurlar, siz onlara gülümseyin !”
Güzel bir pazartesi ,güzel bir hafta olsun..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.