Neden bazı ülkelere gelişmiş ülke, bazılarına az gelişmiş ülke ve bazılarına da gelişmemiş ülke dendiğini düşündünüz mü?
Bu soruların cevabını o ülkelerdeki politik yapılaşmaya ve de bu yapılaşma sonunda seçmenin bilinçli olarak sandıkta oy kullanmasına bağlıdır.
Gelişmiş denilen ülkelere bakın iki veya üç siyasi parti göreceksiniz.
Az gelişmişlerde her önüne gelen bir parti kurar.
Gelişmemiş ülkelerde parti bile yoktur. Rahmetli Demirel’in ifade ettiği gibi ‘’Mühür kimdeyse Süleyman odur’’
Bir başka ifade şekli ile;
Gelişmiş ülkelerde seçimlerde partiler seçmenin karşısına hangi manifesto ile çıkmışsa seçildikleri zaman o manifestoyu sadık kalarak icraat yapar.Sonuçları kötü olacaksa onun kararını yine halk verir.
Az gelişmiş ülkelerde birçok parti vardır, Seçim zamanı hepsi birbirinden iddialı manifesto hazırlarlar.Halk da Nasrettin hocanın göle maya çalması fıkrasına uygun oy kullanır.Sonuçta vaat edilen değil kendi çıkarlarını koruyan işler yapılır.Sonunda da halka ortak bir söylemleri olur’’Kanmasaydınız’’
Üçüncü grup en hilesiz hurdasız olanı güç kimde ise ve genelde orduyu arkasına almışsa seçim falan yok genelde bam bam hükümet benim denir olur biter.Genelde bu gücü eline alan da ortakları ile ülke kaynaklarını paylaşırlar.
KKTC işte bu sıralamanın ortasındaki grupta yer alır. Zaten alt yönetimi olan ülkede de durum farklı değildir.
Bu sistemde seçimlerde ortaya konan manifestolar değil kendilerine çıkar sağlayacak işler yapılır. Bunları yaparken kendilerini Anayasa ve Yasaların üzerinde görürler.Parlamentoyu onlar yönetir.Komisyonların hakimi Hükümettekilerdir.onların aldığı her karar partili milletvekilleri uymak zorundadırlar.Karşı çıkanı ilk seçimde elemine ederler.
Siyasi partilerde egemen Başkan ve şürekasıdır. Eğer karşı durursanız ya aforoz edilirsiniz ya karagöz olursunuz ya da ihraç edilirsiniz.
Alt yönetimi olduğumuz ülkede bakın AKP oluşumu ile yola çıkan dört kişi Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Abdüllatif Şener ve Bülent Arınç’tır. Tayyip Erdoğan süreç içinde Abdüllatif Şener’den başlayarak hepsini ya patiden kopartmış veya pasifize ederek hakimiyeti eline geçirip tek adam olmuştur.
KKTC’de durum hiç da farklı değildir.’’Dr.Küçük.Rauf Denktaş ve Osman örek üç arkaş anlaşmışlar gardaş gardaş diye yola çıkılmış ama sonunda Dr.Küçük’e köy kahveleri kapatılarak ve kötü benzetmeler yapılarak devre dışı bırakılmıştır.Sonrasında Osman Örek Başbakan yapılarak aleyhine Denktaş’ın has adamları eylem yaparak onun politik hayatını sonlandırıp Denktaş tek adamlığını ilan etmiştir.Sonrasında da boynuz kulağı geçercesine ayni akıbeti Denktaş Eroğlu karşısında yaşamıştır.
Diğer partiler da farklı değildir. CTP yılların başkanı Özker hocayı ve Kögef’e karşı çıkanları ihraç etmiş. TKP kurucu başkanı ve meclisin hala daha en çalışkan vekili olarak nitelenen Durduranı ihraç etmiş ve ya istifa ettirmiştir.
Siyasi partilerde egemenlik Başkan ve Şürekasınındır. Kimin parti içinde ne olacağına onlar karar verir. Partiye hizmet etmek önemli değildir.Önemli olan onlara hizmettir.Olası bir hükümette paylaşımı yine bu şüreka yapmaktadır. Bu şürekaya karşı çıkarsanız iki seçeneğiniz vardır ya istifa edip gideceksiniz ya da onları şiddetle eleştirip disiplinsizlik nedeni ile ihraç edileceksiniz.
Çarklar acımasızdır. Politik görüş ve dik duruşunuzla politika yapacaksanız bedeli çok ağırdır.
Ben boyunun ölçüsünü alanlardanım.. Benle birlikte veya benden sonra ayni yolu yürümeye başlayanlar her dönem parti şürekası ile eleştirmeden birlikte olursa ödüllendirildi. Ama benim gibi eleştiren biri iseniz ellerine geçen ilk fırsatta cezalandırılan olursunuz.
Yine de memnunum.Temennin seçmen ve partililer olarak benim gibi davranmanızdır. Yoksa sizler şimdiye kadar onlar ne yaptıysa doğru yaptı demeye devam ederseniz şikayeti bırakın..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.