Birikim Özgür’ün bugün yayınlanan Portekiz-KKTC benzerliği başlıklı yazısına sosyal medyadan çeşitli eleştiri ve yorunlar geldi. Cardiff Üniversitesi’nde ekonomi profesörü olan akademisyen Engin Kara sosyal medyadan yaptığı paylaşımı ise bunlardan en dikkat çekici olanlarından.
Prof. Kara’nın paylşaşımı söyle;
Sayın Maliye eski Bakanı Bikirim Özgur bugün yayınlanan köşe yazısında ekonomik krizin aşılması için kamu giderlerinde kesinti yönüne gidilmesini eleştirenleri eleştirdi ve sıkı maliye (veya kemer sıkma) politikalarının yaşanan ekonomik krize tek çare olduğunu savundu. Özgür, Portekiz’in bu tur bir politika uygulayarak yasadığı krizden çıktığını da iddia etti.
Ancak Portekiz’de ekonomik toparlanma Özgür’ün iddia ettiği şekilde olmadı. Tam aksine toparlanma, Portekiz’in 2015 yılında sıkı maliye politika uygulamalarını sonlandırıp, genişletici maliye politikalarını uygulamaya başlaması sayesinde gerçekleşti.
2008 yılında yaşanan ekonomik kriz, Portekiz ekonomisini kotu etkiledi. Ülke, IMF ve Avrupa Birliği’nden yârdım istemek durumunda kaldı. 2011 yılında 90 milyar dolarlık yardım paketi onaylandı. Yârdım paketinin karşılığında IMF ve AB, Portekiz’den, harcamalarında kısıntıya ve maaşlarda kesintiye gitmesini istiyordu. Portekiz, istenilen programı uygulamaya başladı ama ekonomik durum daha da kötüleşti. 2013’un ilk çeyreğinde işsizlik oranı %20’lere yaklaştı.
2015 yılında Portekiz hükümeti radikal bir karar alarak IMF ve AB’nin dikte ettirdiği sıkı maliye politikalarını sonlandırma kararı aldı. Örneğin, maaşlarda artış yapıldı. Ve ekonomi toparlanma sürecine girdi. İssizlik çok ciddi şekilde azaldı. Bu yılın ilk çeyreğinde issizlik oranı %7.9 olarak gerçekleşti.
Bu noktada önemli bir not düşmekte fayda var. Sıkı maliye politikalarına karşı duran ve bu politikaları sonlandırma kararı alan hükümet, 2015 yılında iktidara gelen sol partilerin oluşturduğu koalisyondu.
Sıkı maliye politikalarının uygulandığı diğer bir ülke de Yunanistan. Yunanistan’da su anda işsizlik oranı %20 seviyelerinde ve OECD’nin rakamlarına göre halkın üçte biri yoksulluk sinirinin altında yasıyor.
Bu tur sıkı maliye politikalarının en büyük savunucularından biri olan IMF’de o dönem bas ekonomist olarak görev yapan Oliver Blanchard bile, 2012 yılının sonunda yayınladığı bir raporda bu politikaları eleştirdi ve kamu harcamalarında yapılacak 1 dolarlık kesintinin üretimi yaklaşık 1.3 dolar azalttığını tahmin ettiklerini açıkladı. Başka bir deyişle IMF’nin bas ekonomisti IMF adına özür diliyordu.
KKTC’nin bu ekonomik ortamda genişletici maliye politikası uygulamasını savunmuyorum. Sonuçta, bir doktorun, karnı ağrıyan her hastaya ayni ilacı vermediği gibi, bir ülkede başarılı olan bir politikanın diğer bir ülkede de başarılı olacağı anlamına gelmez. İyi bir ekonomi politikası ülke ekonomisinin o anda içinde bulunduğu ekonomik koşullara göre belirlenir.
Bugün kamu giderlerinde kesintiye karşı duranlar, Birikim Ozgur’un iddia ettiği gibi bu yolla ayni zamanda ‘başbakanı devirmeye’ mi çalışıyor bilmiyorum ama Türkiye’nin dayattığı politikaları en iyi politikaymış gibi halka sunma çabasının, Kıbrıs Türk halkını ekonomik ve de sosyal olarak ‘devirebileceği’ tehlikesi ne yazık ki gün gibi ortada durmaktadır....
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.