Son günlerde gündemi meşgul eden protokol ile ilgili, bunun bir protokol değil hakaret olduğunu söyleyen Rahvancıoğlu, toplumsal hiçbir desteği olmayan tamamen kukla, tüm varlığını Türkiye ve belli başlı sermaye unsurlarına emanet etmiş tamamen işbirlikci bir hükümetin icraatı olarak değerlendirdi.
Protokolü bir süre gizlemelerinin sebebi protokolün uygulanamaz olduğunu ve toplumun tepki göstereceğini bildikleri içindir diyen Rahvancıoğlu, “bizden korkuyorlar, eğer bizler düzgün ve toparlanmış, doğru bir muhalefet çizgisi izlersek bu protokolü püskürtebileceğimizi biliyorlar” açıklamasını yaptı.
Rahvancıoğlu, yanlış muhalefet stratejileri ile uygulanamaz denilen bu protokolü uygulanabilir hale getirme olasılığından da bahsetti. Rahvancıoğlu, Türkiye kökenli Kıbrıslı Türkleri dışlayan, etnik kökeni ön plana alan ve anlamsız bir Kıbrıslılık noktasından yaklaşan bir muhalefet otomatik olarak bu halkı böler, tepki gösterecek kesimleri dışında bırakır ve kendi cephemizi zayıflatır açıklamasında bulundu.
Muhalefet çizgimizi, Türkiye’deki toplumsal muhalefet ve emek güçleriyle koordineli bir şekilde yürütecek bir strateji izlememiz gerektiğine vurgu yapan Rahvancıoğlu, ekonomiyi dibe vurdurmuş olan AKP’nin bize anlatacak öğretecek hiçbir şeyi yoktur dedi.
Rahvancıoğlu, halkın vicdanında bu protokolün reddedilmiş durumdadır, geriye kalan tek şey bunu örgütlemek ve sokağa dökmektir bu protokol ölü doğmuştur şeklinde konuştu.
Protokolle Neoliberal Politika Uygulanmaya Çalışılıyor, Neoliberalizim Çökmüş Bir Sistemdir
Neoliberal politikaların faşist, zorba, totaliter anlayışlar olmadan uygulanamayacağını belirten Rahvancıoğlu, bizim ülkemizde de bu paketle neoliberal politikalar uygulanmaya çalışılıyor, ondan dolayı da bir baskı rejimi bir faşizm ortaya konuluyor dedi.
Rahvancıoğlu, söz, düşünce, ifade özgürlüğünün ortadan kaldırıldığı, hoşnutsuzluk adı altında herkesin yargılanabileceği, demokrasinin rafa kaldırıldığı, başkanlık rejimine geçmenin planlarının yapıldığı, hukukun üstünlüğünün ortadan kaldırılmaya çalışıldığı anlayış, neoliberal ekonomik politikaları hayata geçirmekle ilgili olduğunu belirtti.
Bu paketler acı ilaçtır ve halk bu acı ilacı içtiğinde en örgütsüz, umutsuz, en direnmesini beklemediğiniz halklar dahi sokaklara dökülür diyen Rahvancıoğlu, o yüzden bunun önlemi önceden alınır, polis devleti güçlendirilir, hukuk rafa kaldırılır baskı rejimi ortaya konulur açıklamasını yaptı. Rahvancıoğlu, “bu durumda mevziyi nereye kazacağımız bellidir, mevziyi emekçilerin arasına, sınıf siyasetine, ekonomiye, geçim derdine kazacağız, oraya mevzi kazarsak diğerini püskürtebiliriz” ifadelerine yer verdi.
Demokrasi, hukuk ve adalet sermayenin mecbur kaldığında verdiği tavizlerdir, sermayeyi mecbur bırakacak olan da sadece emekçilerdir açıklamasını yapan Rahvancıoğlu, bu kavgayı emekçilerden yola çıkarak vermezsek kaybederiz yorumunda bulundu.
Bağımsızlık Yolu’nun Solda Güç Birliğine İnanmadığı Düşüncesi Doğru Değil, Yanlış Anlaşılmanın Ürünüdür
Bazı çevrelerde Bağımsızlık Yolu’nun solda birliğe inanmadığı gibi bir düşüncenin var olduğuna değinen Rahvancıoğlu, solda iş birliği veya güç birliğine inanmadığı gibi bir düşünce doğru değildir, bir yanlış anlaşılmanın ürünüdür dedi. Bağımsızlık Yolu’nun söylemeye çalıştığı, bu anlayışla ve yöntemle bir birliğin olmayacağı, bununla vakit kaybedilmeyeceğidir diyen Rahvancıoğlu, bu yöntemle varılacak şeyin solda birlik değil solda kavga olduğunu söyledi.
Ülkemizde iki temel meselenin varlığına dikkat çeken Rahvancıoğlu, bir tanesi sınıfsal anlamda yaşanan yoksullaşma süreçleri, diğeri Kıbrıs sorunu ve Türkiye’yle aramızdaki ilişki olduğunu belirtti. Rahvancıoğlu, Bağımsızlık Yolu olarak, irade, kimlik, onur, kendi kendini yönetme ile ilgili süreçler, Türkiye ile ilişkiler ve Kıbrıs sorunun çözümü gibi meselelere Kıbrıslı Türk halkının müdahil olabilmesi yolunun ekonomik, sınıfsal süreçlerde emek temelli siyaset üzerinden örgütlenip burada özne olabilmekten geçtiğine inandıklarını belirtti. Bizim dışımızdaki örgütlerin tam tersten bir yol izlediklerini görüyoruz, farkındayız diyen Rahvancıoğlu, tek arzumuz başka örgütlerin de bizim farklı birşey söylediğimizi görmeleridir açıklamasını yaptı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.