Ramazan ayında oruç ibadetini yerine getiren kimselerde sıklıkla karşılaşılan bilinçsiz beslenme alışkanlıkları, farklı şikâyetlere ve kimi zamanda hastalıklara davetiye çıkarabiliyor. Sahur yapılmadan oruç tutulması, iftar vakti tüketimin çok çeşitli ve ardı ardına olması, çay, kahve ve farklı içeceklerin su yerine konulması gibi pek çok konu, söz konusu bilinçsiz beslenme alışkanlıkları olarak sayılabiliyor.
Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk; "Ramazan ayında ortaya çıkan bilinçsiz beslenme davranışları, bağışıklık sistemi tahribatına ve hastalıklara davetiye çıkarır. Bu sebeple ramazan ayında oruç ibadetini yerine getirenlerin dikkat etmesi gereken konuların başında, vücudun sıvı dengesini korumak geliyor. Sıvı tüketiminde en doğru kaynak sudur, bunun yerine konulan diğer tüm içecekler alınması gereken sıvı miktarının yerini tutamaz. Vücudun fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için gereken sıvı miktarının karşılanamaması durumunda dehidrasyon meydana gelir. Vücutta sürekli olarak sıvı kaybı meydana geldiğinde dehidrasyonun derecesi artacak ve başta böbrek hastalıkları olmak üzere birçok hastalığa neden olacaktır" dedi.
BAŞ AĞRISI, KABIZLIK, REFLÜ VE GASTRİT GİBİ ŞİKÂYETLERE DİKKAT
Türk Böbrek Vakfı Diyetisyeni Gökçen Efe Aydın ise "Ramazan ayında yeterli ve dengeli beslenmek son derece önemlidir. Sahuru atlamak veya geçiştirmek, iftarda normalden daha zengin ve kalori değeri yüksek besinlerin bulunduğu bir sofrada uzun süre kalmak yapılmaması gerekenlerin başında geliyor. Bütün besin gruplarından yeterli ve dengeli bir öğün tüketmek yerine aşırı şeker, pirinç, makarna gibi basit karbonhidrat içeren besinlerin öğünün büyük bir bölümünü oluşturması ve fazla miktarda tüketilmesinin yanında sıvı tüketimine özen gösterilmemesi de birçok problemi beraberinde getirebilir. Yetersiz sıvı tüketimi oruç tutan kişilerde baş ağrısı ve kabızlık gibi problemlere sebep olabilir. Uzun süren açlıktan sonra hızlı bir şekilde ve fazla miktarda yemek yemek de reflü, gastrit gibi çeşitli mide sorunlarını tetikleyebilir. Bu sebeple öğünlerde besinler yavaş yenilmeli, besin çeşitliliği sağlamalı ve doğru miktarda tüketilmelidir" dedi.
Diyetisyen Gökçen Efe Aydın, şu tavsiyelerde bulundu:
*Bu dönemde bol miktarda antioksidan içeren A, E ve C vitaminlerinden zengin besinleri mevsimlerine uygun olarak tüketmek bizim için faydalı olacaktır.
• A Vitamini Karaciğer, balık yağı, süt, tereyağı, yumurta, havuç, kış kabağı, yeşil yapraklı sebzeler
• E Vitamini Bitkisel yağlar, avokado, yağlı tohumlar, soya, yeşil yapraklı sebzeler, baklagiller
• C Vitamini Limon, portakal, mandalina, gibi turunçgiller, lahana, patates, ıspanak, yeşil biber, asma yaprağı, yeşil yapraklı sebzeler
*Farklı besin gruplarına yer verdiğimiz öğünlerimiz vücudumuzun ihtiyaçlarını karşılayarak bağışıklık sistemimizi güçlendirecektir. Öğünlerimizde sebze ve meyvelere mutlaka yer vermeliyiz. Vücudumuzun ihtiyacı olan vitamin ve mineralleri bu şekilde alabiliriz. Günde 3 porsiyon meyve bizim için yeterli olacaktır. (1 porsiyon meyve avuç içimiz kadar meyve demektir.)
*İftar peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlanmalı, 10-15 dakika sonra az yağlı et yemeği, sebze yemeği veya salatayla devam edilmelidir.
*Ara öğünler taze ve kuru meyveler, ceviz, fındık, badem gibi kuru yemişler, süt, yoğurt, ayran, kefir, galeta, grisini, kepekli ekmek ve beyaz peynirle yapılmış tost ara öğünlerde tercih edilebilir.
*Sahur süt, peynir, yumurta, zeytin, yeşillik, tam tahıllı ekmekten oluşan kahvaltı oldukça sağlıklı bir seçenektir. Acıkmayı geciktiren kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı gibi yemekler de tercih edilebilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.