Kıbrıs Türk Şehir Plancıları Odası Başkanı Merter Refikoğlu Detay Gazetesi’ne yeniden gündemde olan Gazimağusa-Yeniboğaziçi-İskele imar planı taslağı çalışması ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
YASADIŞI, MAHKEMEYE GİDECEĞİZ!
ÇALIŞMALAR YASA DIŞI
Merter Refikoğlu yaptığı açıklamada “Şu anda yapılan tüm çalışmalar yasadışıdır. Mahkemede bunun cevabı verilecektir. Şu anda bu planın en önünde yer alması gereken şehir plancıları ve Şehir Plancıları Odası sürecin dışına itilmiştir. Bu iş çocuk oyunu değildir. Bu ülkede iyi, kötü yasalar vardır. Bizler uzun süredir hakkımızı yasalarla arıyoruz. Aramaya da devam edeceğiz.” Dedi.
BÖYLE PLAN YAPILAMAZ
Refikoğlu “sürecin içerisinden şehir plancıları çıkarılmıştır, meslek odakları çıkarılmıştır, sivil toplum örgütleri çıkarılmıştır, halk çıkarılmıştır. Süreç zaten yasadışıdır, buna ek olarak da bu kurumları işin içerisinden çıkarıp plan yapamazsınız.” Dedi Refikoğlu açıklamasında Müteahhitler Birliği, Emlakçılar Birliği, Belediyelerin inşaatçı meclis üyeleri oturup kendi ve çevrelerine inşaat yapmak için plan yapamaz. Bizim bunu kabul etmemiz söz konusu değildir. Belediye başkanları ve diğer meclis üyeleri de bu oyuna gelirlerse suçludurlar.” Dedi.
VİRGÜLÜNE DOKUNAMAZSSINIZ
Kıbrıs Türk Şehir Plancıları Odası Başkanı Merter Refikoğlu “O planın virgülüne dokunamazsınız. Dokunacaksanız da yasa açık. Yasal çerçevede adımlarınızı atarsınız. Bu yasal kısmı bir tarafa bırakırsak. Tek amacı cebini doldurmak, sadece inşaat yaparak para kazanacağını düşünen zihniyetin oturup plan yapması kabul edilecek bir durum değildir. Bir plan yapılırken birçok etkene bakılıp plan yapılır. Çok boyutlu çalışmalar yapılıp. Haritayı eline alıp ‘burası benim arazilerim imara açalım, kat yüksekliğini artıralım, bu arazileri peşkeş çekelim” zihniyeti ile imar planı yapılamaz” dedi.
Kıbrıs Türk Şehir Plancıları Odası Başkanı Merter Refikoğlu Detay Gazetesi’ne yeniden gündemde olan Gazimağusa-Yeniboğaziçi-İskele imar planı taslağı çalışması ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
DETAY ÖZEL HABER
Gazimağusa-Yeniboğaziçi-İskele imar planı ile ilgili çalışmalar yeniden gündeme geldi ve bu konuda yeni çalışmalar yapılıyor.
Detay: Oda olarak bu çalışmalarının neresindesiniz?
Öncelikle önemli konu süreci geçen yıl bitmiş bir plan var elimizde. Yasal olarak tüm süreci bitmiş, belediyeler tarafından onaylanmış, meslek odaları tarafından incelenmiş, tartışılmış, halkın bilgilendirildiği bir plan var elimizde. Ancak bu plan dönemin başbakanı Ersin Tatar tarafından keyfi bir şekilde resmi gazeteye gönderilmeyip, yayınlanmadı. Şu anda yapılan tüm çalışmalar yasadışıdır. Mahkemede bunun cevabı verilecektir. Şu anda bu planın en önünde yer alması gereken şehir plancıları ve Şehir Plancıları Odası sürecin dışına itilmiştir. Bu iş çocuk oyunu değildir. Bu ülkede iyi, kötü yasalar vardır. Bizler uzun süredir hakkımızı yasalarla arıyoruz. Aramaya da devam edeceğiz.
Detay: Sürecin sağlıklı işlediğini düşünüyor musunuz?
Sürecin sağlıklı işlediğini söylemek söz konusu değildir. Düşünün ki beyin ameliyatı olması gereken bir insan vardır. Beyin ameliyatı belediyenin toplantı salonunda, ameliyatı da uzman şehir plancısı yapacak. Bu olabilir mi? Olamazsa şu anda yapılmaya çalışılan da imar planı için kabul edilemez. Sürecin içerisinden şehir plancıları çıkarılmıştır, meslek odakları çıkarılmıştır, sivil toplum örgütleri çıkarılmıştır, halk çıkarılmıştır. Süreç zaten yasadışıdır, buna ek olarak da bu kurumları işin içerisinden çıkarıp plan yapamazsınız. Müteahhitler Birliği, Emlakçılar Birliği, Belediyelerin inşaatçı meclis üyeleri oturup kendi ve çevrelerine inşaat yapmak için plan yapamaz. Bizim bunu kabul etmemiz söz konusu değildir. Belediye başkanları ve diğer meclis üyeleri de bu oyuna gelirlerse suçludurlar.
Detay: Yeni süreçte halkın katılımı toplantıları olmalı mı?
Süreç için iki seçenek vardır. Ya hazırlanmış imar planının virgülüne bile dokunmadan resmi gazetede yayınlamak ya da yeni bir plan yapmaktır. Yeni bir plan nasıl yapılacağı da yasada açık bir şekilde yazmaktadır. Ben yaptım olacak zihniyeti bu ülkeye hiçbir zaman fayda sağlamadı. Bunun olmasına izin vermeyeceğiz. Dava edeceğiz, halka gidip bıkıp usanmadan anlatacağız, sivil toplum örgütleri ile toplantılar yapıp konuyu anlatacağız. Ses çıkaracağız.
Detay: Belediye Meclislerine birtakım öneriler sunuldu. Buralarda yapılan değişiklikler nedir? Ne yapılmaya çalışılıyor?
Dediğim gibi süreç her açıdan yasadışıdır. O planın virgülüne dokunamazsınız. Dokunacaksanız da yasa açık. Yasal çerçevede adımlarınızı atarsınız. Bu yasal kısmı bir tarafa bırakırsak. Tek amacı cebini doldurmak, sadece inşaat yaparak para kazanacağını düşünen zihniyetin oturup plan yapması kabul edilecek bir durum değildir. Bir plan yapılırken birçok etkene bakılıp plan yapılır. Çok boyutlu çalışmalar yapılıp. Haritayı eline alıp ‘burası benim arazilerim imara açalım, kat yüksekliğini artıralım, bu arazileri peşkeş çekelim” zihniyeti ile imar planı yapılamaz. Benim beyin ameliyatı yapmam ne kadar imkansız bir durum ve ameliyatı yapılacak olana ne kadar büyük zararı varsa, bu zihniyet ile yapılacak imar planının da bölgeye çok büyük zararları olacaktır. Müteahhitler Birliği, inşaatçı meclis üyeleri, emlakçılar birliğinin haddine değildir plan yapmak. Herkes işini yapsın. Gölge etmesinler.
Özellikle İskele Karpaz bölgesi henüz daha sahilleri ve doğası ile diğer bölgelerimiz kadar imara açılmadı.
Detay: Sahiller ve doğal alanlar yeni açılacak imar planında korunuyor mu?
Dediğim gibi imar planlarını hazırlamak basit bir şey değildir. Birçok veri toplanıp planlar hazırlanır. Birçok kurum da bu plana destek verir. Bu veriler alt alta koyulduğunda ne kadar inşaat alanına ihtiyaç olduğu, korunması gereken alanlar birçok etkenle birlikte belirlenir. Bölgenin ekonomik olarak nasıl kalkınacağız yapılacak planlarla belirlenir. Yapılacak düzgün bir imar planında sahiller ve doğal alanlar tabi ki korunması gerekir. Ancak Müteahhitler Birliği’nin hazırlayacağı imar planında neyin korunduğunu hep beraber göreceğiz.
Detay: Sahillerin korunmaması halinde İskele ve Karpaz'da halk girebilecek sahil bulabilecek mi?
Bunun en güzel örneği Girne sahilleridir. Girne sahillerimizde denize girerdik. Gelen misafirlerimizi, turistlerimizi de Girne’ye ve çevresine götürüp denize girerdik. Ancak yıllar içinde yapılan hatalar, müteahhitlerin plan yapması ile bölgenin geldiği durum ortadadır. Hiçbir etken göz önünde bulundurulmadan bölgeyi müteahhitlere ve kumarhanelere teslim ettik. Hotellerden ve düzensiz nüfusun lağım su atıkları yollarımızın içinden akıp denize ulaşıyor. Değil denize girmek, bölgeye bile gitmeye korkar olduk. Bölgede inşaat sektörü her geçen gün gerilemektedir. Girne’yi mahvettikten sonra kendilerine yeni mahvedecek yerler bulmaları gerekirdi. İskele ve Karpaz bölgesi de bunun için biçilmiş kaftandır. Eşsiz güzellikte sahilleri ve doğal yapısı inşaat sektörünün iştahını kabartıyor. Eğer istediklerini yaparlarsa çok değil 5 sene sonra tıpkı Girne gibi İskele’de ve Karpaz’da da denize giremeyeceğiz.
Detay: Sahil Kasabalarında olan halk plajları ile ilgili nasıl bir planlama yapılmalıdır?
Denizler halkındır. Her birey denizlere istediği noktadan ulaşma hakkı vardır. Bunu ben değil Anayasa söylüyor. Bu konuda dünyada birçok güzel örnek vardır. Sahile yakın bir hotel bile yapsanız halkın denize ulaşımını engelleyemezsiniz. Sahilin temizliğidir, bakımıdır belediyeler ve devletin işbirliği ile yapabilirsiniz ve kamunun kullanımını sağlarsınız. Bizim ülkemizde bu konu da yanlış anlaşılmıştır. Kendini ülkenin sahibi sanan hotellerimiz denize sıfıra yaptıkları yasadışı binaların yanında, halkın denize girişini engellemektedirler. Bu konuda açılan ve kazanılan birçok dava olmasına rağmen durum aynıdır. Her yaz mevsimi bazı örgütler eylem amaçlı denize ücretsiz giriyor. Hoteller de bu eylemlere göz yumuyor ama daha sonra bildikleri gibi yollarına devam ediyorlar. Hotel yapılan bölgelerde halkın denize ulaşması mümkün değildir. Bu işgalci zihniyet İskele ve Karpaz’da benzer durumu oluşturacaktır.
Detay: Bölge halkına ve bu konularda duyarlı olan yurttaşlara ne mesaj vermek istersiniz?
Tek bir mesajım var iş işten geçmeden örgütlenin. Egonuzu, çıkarınızı, kavganızı bir kenara bırakın ve geleceğimiz, çocuklarımız, torunlarımız için örgütlenin. Yarın çok geç olacak. Ben söylediydim demek çok güzel bir cümle değildir. İş işten geçtikten sonra isteyen istediğini söylesin. Yarın denize girmek için uçağa binmek zorunda kalacağız.
Konu sadece Mağusa, İskele, Yeniboğaziçi ile de kalmayacak. Ülkenin her noktasında büyük tehlikeler ile karşı karşıyayız. Karpaz Emirnamesi’nin de yıllarıdır İmar Planı’na dönüştürülmesi çalışması yapmak yerine gizliden gizliye emirnamenin değiştirilmesi için çalışılıyor. Bu çalışmada da yine bölge halkı, meslek odaları, şehir plancıları sürecin dışında bırakılıyor. Tüm Karpaz sahilleri, Yeni Erenköy sahilleri büyük bir tehlike ile karşı karşıyadır. Burada da benzer şeyler yaşanacak. Bizlerin de tepkisi yine her zaman olduğu gibi sert olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.