Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda ilk olarak UBP Milletvekili Özdemir Berova 10-13 Ekim tarihlerinde Strazburg’ta yapılan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Genel Kurulu toplantısına ilişkin raporunu sundu.
Berova, toplantı hakkında milletvekillerine ayrıntılı bilgiler verdi.
Genel Kurul’da daha sonra güncel konuşmalara yer verildi.
Şahiner: Yapılan hatalar uzun süre baş ağrıtacak
Genel Kurul’da ilk sözü alan Cumhuriyetçi Türk Partisi Milletvekili Salahi Şahiner, “ Gerçeği Yansıtmayan 2022 Yılı Bütçesinin Getirdiği Olumsuzluklar ”konusunda konuştu.
Şahiner, senenin sonuna gelindiğine değinerek, bu mali yılda yapılan hataların uzun süre baş ağrıtacağını ifade etti.
Bütçenin bir plan öngörüsü olduğunu, beklenmedik gelişmelerin yıl içinde olabileceğini belirten Şahiner, yıl içinde yapılan ek bütçelere değindi.
Mahalli gelirlerin bilinçli bir şekilde olması gerekenin altında gösterildiğini savunan Şahiner, ısrarlı bir şekilde bir önceki hükümet döneminde mahalli gelirlerin düşük gösterildiğini, bunun sonucunda da belediyelerin haklarından bu yıl içinde 400 milyon TL’nin üzerinde gasp edildiğini ileri sürdü.
Mahalli gelirlerin düşük gösterilmesiyle, hükümetin verilecek destekler ve yardımlardan geri durduğunu söyleyen Şahiner, üretime büyük bir zarar verildiğini söyledi. Şahiner, üreticilerin çok zor şartlarda iş yaptığını ifade etti.
Şahiner, Elektrik Kurumu'nun yüz milyarlarca lira zarar ettiğini, Sayıştay raporunun Meclise sunulmasını beklediklerini belirterek, 3’lü tarifeye geçilmiş olmasını olumlu karşıladıklarını ancak tarife içeriğinin çok da olumlu olmadığını aktardı.
Hedefin puant saatlerde maliyetin daha da düşürülmesi olması gerekirken bunun yapılmadığını anlatan Şahiner, düzenlemenin gözden geçirilmemesi halinde düzenlemenin amacına hizmet etmeyeceğini, enerji verimliliği sağlanamayacağını söyledi.
Şahiner, bu şartlarda Kıb-Tek’in kurulu gücünün ilerleyen günlerde ülkeye yeterli gelmeyeceğini kaydetti.
4.5-5G ihalesi konusuna da değinerek, 5 G ihalesinde bir firmanın 4 G, bir firmanın 5 G ile hayatına devam etmesinin mümkün olmayacağını, tekelleşmeyi getireceğini bunun da doğru olmadığını kaydetti.
Arıklı: GSM fiyatlarına zam yapılmadı
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı da, ihale konusunda uzun zamandır çalıştıklarını ifade ederek, bir firmanın ihaleye katılmayacağını açıkladığını, yarın ihalenin gerçekleştireceğini ifade etti.
Yarın yapılacak ihale sonucunda durumun değerlendirileceği, haksız rekabeti kendilerinin de istemediğini söyleyen Arıklı, 2019 yılından bu yana GSM fiyatlarına zam yapılmadığına dikkat çekti.
Vatandaşların yüksek faturalardan şikayet ettiğini, faturaların yüzde 48-50’sinin devlete gittiğini, firmaların da bundan şikayetçi olduğunu aktaran Bakan Arıklı, bunun devletin en iyi gelir kaynaklarından biri olduğunun da unutulmaması gerektiğini söyledi.
Şan: İçinde bulunulan yıl olağan üstü koşullarda geçti
Maliye Bakanı Alişan Şan da, içinde bulunulan yılın olağan üstü koşullarda geçtiğine işaret ederek, bu koşullarda yapılan ek bütçenin bile eksikliği olduğunu anımsattı.
Bütçe rakamlarına değinen Bakan Şan, eleştiriler yapılırken önceki yılların bütçelerinin de neden ele alınmadığını sordu.
Bakan Şan, bazı zamanlarda durumu kendi içinde değerlendirip, adımların ona göre atılması gerektiğini kaydetti.
Besim: Halk Sağlığı Yasası olmayan bir ülke
Cumhuriyetçi Türk Partisi Milletvekili Filiz Besim, “Sağlıkta Koruyucu Sağlık Hizmetlerine Odaklanmak” konulu güncel konuşmasında, ülkede sağlık sisteminin uzun vadede bir bütün olarak ele alınması gerektiğini ifade etti.
Koruyucu sağlık hizmetleriyle hastalıkları kontrol etmenin, tedavi etmekten daha ucuza mal edilebileceğini ifade eden Besin, koruyucu sağlık hizmetlerini kurumsallaştırıp, altyapılarını yapmak ve daha sistematik bir şekilde yürütmek gerektiğini kaydetti.
Halk Sağlığı Yasası olmayan bir ülkede olunduğuna değinen Besim, bu yasanın ülkeye kazandırılması gerektiğini söyledi.
Radyasyon Sağlığı ve Güvenliği Birimi’nin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğine işaret eden Besim, her gün cihazların yanında çalışmak zorunda olan insanların düzenli kontrollerinin yapılması gerektiğini belirtti.
Çalışan Sağlığı ve Güvenliği konusunda eksikliklerin bulunduğuna işaret eden Besim, bu konuda gerekli kontrol ve denetimlerin yapılmadığını savundu.
Pandemiyle birlikte Ağız Diş Sağlığı Birimi’nin ortadan kaldırıldığını belirterek bunu eleştiren Besim, sigara ve tütün ürünleri kullanımı konusunda daha ciddi farkındalık yaratmak ve denetimler yapılmak gerektiğini söyledi.
Gürçağ: Elektronik sigaraların yaygınlaşmasından üzüntü duyuyoruz
Sağlık Bakanı İzlem Gürçağ da, halk sağlığı ve koruyucu sağlığı önemsediklerini, bu konuda bilinçlendirme ve farkındalığı arttırmanın en büyük eksiklik olduğuna değindi.
Yasal zemini oluşturmak ve kurumsal çalışmayı kökleştirmek gerektiğine değinen Gürçağ, ülkenin kurumsallaşmaktan biraz uzak olduğunu, bunu gidermek için çalışacaklarını söyledi.
Birimleri var olan kadrolar ve ellerindeki imkanlar çerçevesinde hayata geçirmeyi hedeflediklerini kaydeden Gürçağ, pandemi dönemiyle bazı birimlerin çalışmalarının sekteye uğradığını anlattı.
Akciğer Kanserini özellikle önemsediğine işaret eden Gürçağ, tütün ve tütün ürünlerinin kullanılmaması gerektiğini söylerken, elektronik sigaraların yaygınlaşmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
Yapılan çalışmalara değinen Sağlık Bakanı Gürçağ, yapılan işlerin kurumsallaşması ve ileriye taşınmasının, hizmetlerin devlet politikası halinde getirilmesinin önemine değindi.
Şahali: Yaptıkları hiçbir şey topluma izah edebilir bir durumu değil.
Genel Kurul’da daha sonra söz alan Cumhuriyetçi Türk Partisi Milletvekili Sayın Erkut Şahali, “Hükümet Makamlarındakilerin Müstehzi Halleri” konusunda yaptığı konuşmada, müstehzinin anlamının alaycı, alay edermiş gibi bakmak olduğunu söyledi.
Hükümet edenlerin tam da bunu yaptığını savunan Şahali, hükümet ve hükümete destek veren milletvekillerinin yüzlerinde de buna benzer alay edermiş gibi gülümsemelerin olduğunu, hükümetin yaptıkları hiçbir şeyi topluma izah edebilir bir durumu olmadığını iddia etti.
Kıb-Tek konusunda dün yaşanan tartışmalara da değinen Şahali, 24 Ocak 2022 tarihli Sayıştay raporuna atıfta bulundu.
Bu rapora konu olan 5 ihale konusunda Sayıştay’ın 62 ayrı ihlal tespit ettiğini ifade eden Şahali, hükümetin bu serüvenin ardından, ihale mevzuatının tamamen berhava edildiği yeni bir süreç başlattığını söyledi.
İhalesiz dönemde fiyatlardaki fahiş artışlara dikkat çeken Şahali, devleti devlet yapanın öncelikle mevzuat olduğunu ve çatısının Anayasa olduğunu, mevzuatın Anayasa’ya uygun olması gerektiğini ancak, devletin Anayasaya uymadığını ileri sürdü.
Devletin, devlet olma kabiliyetinin ortadan kaldırdığını ileri süren Şahali, resmi mali denetçi durumunda olan Sayıştay başkanlığının ortaya koyduğu rapora rağmen, bugün alınan 2 bin ton buğdayın ihalesiz biçimde ihraç edilmesi kararı olduğunu kaydetti ve bunu eleştirdi.
Buğdayın yaratacağı avantajdan kimin faydalanacağını soran Şahali, ihracat kararı ile yasanın hiçe sayıldığını ileri sürerek, kararı sorguladı.
Tahıl yetiştiricisinin canının yandığını, yağmurlar başlamasına rağmen ülkede yasal zorunluluk olan kimyevi gübre bulunmadığı için ekinini ekemediğini aktaran Şahali, dünyada tahıl darboğazı mevcutken bu konuda çalıma yapılmamasını eleştirdi.
Rogers: Kamu halkın ihtiyaçlarını karşılanmaktan uzaklaştı
Genel Kurulda daha sonra söz alan Halkın Partisi Milletvekili Jale Refik Rogers, “Sağlık ve Kamu” konusunda konuşma yaptı.
Rogers, kamunun geldiği vahim duruma dikkat çekerek, her geçen gün kamunun içinin boşaltıldığını ve nitelikli personel alımından uzaklaşıldığını, kamunun halkın ihtiyaçlarını karşılanmaktan uzaklaştığını savundu.
Devletin, bir parti devleti gibi yönetildiğini ileri süren Rogers, bir çok kamu kuruluşunda kadrolu personel olmadığı için amirliklerin de doldurulamadığını söyledi.
Mevcut hükümetten bu konuda çok da ihtişamlı şeyler beklenmediğini ifade eden Rogers, yapılan reformların ortada olduğunu, beklentisinin mevcut kadroların doldurulması için gerekli çalışmaların yapılarak, en azından münhallerin açılması olduğunu dile getirdi.
Sağlık konusuna da değinen Rogers, Girne Hastanesi ihalesinin bir türlü sonlandırılamamasını da eleştirdi.
Ekim ayının, Meme kanseri farkındalık ayı olduğunu anımsatan Rogers, yapılan çalışmaların sadece Ekim ayına özel olmaması gerektiğini, Erken Tanım Merkezi’nin daha etkin bir şekilde çalışabilmesi için bu bölümün altyapı olarak güçlendirilmesinin önemine işaret etti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.