Politis gazetesi bugün manşetten yer verdiği haberinde, Güney Kıbrıs’ta taşınmaz malı olan Kıbrıslı Türk hak sahiplerinin taleplerinde artış olduğunu iddia etti.
Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünün devam etmesinin, Güney Kıbrıs’taki Kıbrıs Türk mallarıyla ilgili “bekleme durumuna” son verdiğini yazan gazete, Güney Kıbrıs’taki taşınmazlarını talep eden Kıbrıslı Türklerin sayısının 250’ye ulaştığını ileri sürdü.
250 başvurudan 150’sinin Rum tarafındaki mahkemelerde görülmeyi beklediğini yazan gazete, yaklaşık diğer 100 başvurunun da Kıbrıs Türk Malları Vasiliği önünde bulunduğunu belirtti.
Geniş yer ayırdığı haberinde, Güney Kıbrıs’taki taşınmazlarını talep eden Kıbrıslı Türklerin sayısının sürekli arttığını öne süren gazete, elde ettiği bilgilere dayanarak, 250 başvuru içerisinden bazılarının kaderinin Avrupa Mahkemesinde belirleneceğini ve Rum mahkemelerindeki prosedürlerin tamamlanmasının akabinde, bazı başvuru sahiplerinin Avrupa Mahkemesine başvurmasının beklendiğine işaret etti.
Bazı diğer başvuruların ise dostane anlaşmayla çözüleceğini yazan gazete, bunun ise özellikle taşınmazın göçmen evleri inşa edilmesi veya devlet tarafından başka bir sebeple kullanıldığı durumlarda, Kıbrıslı Türk hak sahibinin tazmin edileceği anlamına geldiğini belirtti.
Gazete, Kıbrıs Türk Malları İdaresi Birimi eski müdürünün, önceden Rum Meclisi Göçmenler Komitesine sunulan araştırmasına göre, Güney Kıbrıs’ta bulunan Kıbrıs Türk toprakları üzerindeki 901.129 metrekarelik bir alana, toplam 2 bin 932 konut/daireden oluşan 32 göçmen sitesi inşa edildiğini de anımsattı.
Gazete, devletin diğer 25 başvuruda Kıbrıslı Türklerle dostane anlaşmaya vardığını, bunun ise Kıbrıs Türk hak sahiplerine 10 milyonlarca Euro tazminat ödendiği veya taşınmazları kendilerine iade edildiği anlamına geldiğini ileri sürdü.
Bunların özellikle devletin tarımsal amaçlar için tahsis ettiği ve artık hak sahibi Kıbrıslı Türklere iade ettiği araziler olduğunu yazan gazete, Kıbrıs Türk topraklarıyla ilgili diğer 20 başvuruda, devletin 25 milyon Euro’ya yaklaşan tazminat ödediğine de işaret etti.
Rum İçişleri Bakanlığı’nın politikası
Gazete, konu hakkında edindikleri bilgilere göre, Kıbrıs Türk Malları Vasisi olarak Rum İçişleri Bakanlığının tezi ve politikasının, Kıbrıslı Türkler mallarını talep ettiğinde ve hak sahibi oldukları ortaya çıktığında dostane anlaşmalar yapılması ve devletin bunun akabinde, daha sonra bunu hak sahiplerine devredebilmek için taşınmazı istimlak etmesi olduğunu belirtti.
Bunlardan bazılarının, üzerlerine göçmenlere ait yerleşim birimlerini yapıldığı büyük alanlar olduğunu yazan gazete, örneğin “Nisu’da” (Dizdarköy) Kıbrıslı Türk’ün üzerine site yapılan taşınmazını talep ettiğini, daha sonra ise Kıbrıslı Türk’ün hak sahibi olduğunu ortaya çıktığını ve devletin kendisiyle dostane anlaşmaya vardığını ve Kıbrıslı Türk’ün tazmin edileceğini kaydeden gazete, diğer bir durumda ise, Kıbrıslı Türk’ün talep ettiği taşınmazla ilgili hak sahibi olduğunun ortaya çıkmasıyla, Kıbrıslı Türk’ün taşınmazında oturan Kıbrıslı Rum’la arabuluculuk yapıldığını ve Rum göçmene yardım yapıldığını, Kıbrıslı Türk mal sahibiyle de pazarlık yapılmasının akabinde evin en nihayetinde Kıbrıslı Rum göçmende kaldığını ifade etti.
1960 yılındaki Kıbrıs Cumhuriyeti kuruluş anlaşması imzalanmadan önce Kıbrıs’tan ayrılan Kıbrıslı Türklerin taşınmazlarının büyük problem teşkil ettiğini de öne süren gazete, kaybedilen büyük taşınmazların ya da Rum Yönetimi tarafından verilen büyük miktarda tazminatların, Kıbrıslı Türk olan kişilerle alakalı olduğunu, bu kişilerin Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmadan önce, 1960 yılından önce Kıbrıs dışına göç ettiklerini, dolayısıyla da Kıbrıs Cumhuriyeti kimlikleri bulunmadığını belirtti.
Gazete bu kişilerin, Kıbrıs Türk Malları Vasiliği mevzuatı uyarınca, yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türkler olarak addedilmediklerini, bundan dolayı da KKTC’deki Rum mallarından almadıklarını ifade etti.
Haberde, Kıbrıs Türk Malları Vasiliği yasası mevzuatında değişiklik yapılmasıyla, bir Kıbrıslı Türk’ün KKTC’de Rum malı almadığı ve Rum tarafındaki malını talep edip kendine iade edildiği durumlarda, devletin, mülkünü koruduğu için şahıstan tazminat isteyebileceği iddiasına da yer verildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.