Alithia ve Haravgi’nin haberine göre, Rum meclisi geçen Perşembe günü onayladığı kararda, Türkiye’yi “saldırgan ve revizyonist davranmak ve uluslararası hukuk ve uluslararası meşruiyet kurallarını ihlal etmekle” suçladı.
Kararda Türkiye’ye “uluslararası hukuka, 1982 Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne ve kara ve denizdeki sınırları belirleyen uluslararası sözleşmelere saygı gösterme, sınırları değiştirmek hedefiyle şiddet kullanmak ve/veya şiddet kullanma tehdidinde bulunmaktan kaçınma” çağrısı yapıldı.
Türkiye’den, “kendisine komşu ülkelerin ve Güney Kıbrıs’ın egemenlik haklarına saygı göstererek özellikle Doğu Akdeniz ülkeleri ile iyi komşuluk ilişkileri kurup geliştirmeye katkı koyması” istenen kararda, AB’ye, BM’ye ve uluslararası topluma "Güney Kıbrıs’a da tıpkı Ukrayna’ya gösterdiği gibi etkin dayanışma ve hassasiyet gösterme” çağrısında bulunuldu.
Rum meclisi bu kararı ile, Kıbrıs’ta iki bağımsız devlet ve veya diğer konfederal veya taksimci çözüm taleplerinin ve Kıbrıs’la ilgili kararlardan herhangi bir sapma talebi ve/veya “tehdidinin” kesin bir dille reddedildiğini belirtti.
Türkiye “saldırgan tavır sergilemek”, Rum yönetiminin enerji programını engellemek gayesiyle sözde “Kıbrıs MEB’I içerisinde uluslararası hukukun hilafında keyfi ve tek taraflı eylemlerde bulunmakla ve Maraş bölgesinde yasadışı ve tek yanlı eylemlerde bulunmakla” itham edildi.
Türkiye ve KKTC’nin “yasadışı ayrılıkçı eylemlerde bulunmakla” itham edildiği kararda, kapalı Maraş’ın herhangi bir parçasının yerleşime açılması girişimleri ile Türk yetkililerin ve Türkiye’nin “Ege’deki adaların egemenliğini” sorgulayan açıklama ve eylemleri kınandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.