Rum yönetiminin, Rusya-Ukrayna gerginliği üzerinden Avrupalı ortaklarını Türkiye’nin Güney Kıbrıs’a yönelik tavrı konusunda ikna etmeye çalışırken, enerji güvenliğinde de rol edinmeye çalıştığı bildirildi.
Fileleftheros “Paralel Diplomatik Savaş” başlıklı haberinde, Türkiye’nin kendisini krizin çözüm köprüsü olarak göstererek Rusya-Ukrayna savaşından siyasi, askerî ve ekonomik fayda sağlamaya çalıştığını, Rum yönetiminin ise buna karşılık Avrupalı ortaklarına “her parlayan altın değil” uyarısında bulunduğunu yazdı.
Gazete, Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis’in “Ukrayna görüntüsü önündeki Türk oyunlarını” göstermek ve krizin, KKTC’nin siyasi açıdan yükseltilmesi için kullanılmasını “engellemek” maksadıyla diplomatik maraton başlattığını yazdı.
Habere göre Kasulidis, AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’e mektup göndererek Türkiye’nin bir yandan “NATO üyesi ve AB adayı bir sıfatlarını, çeşitli karşılıklar talep etmek veya arabulucu rolü oynamak için kullanırken öte yandan NATO ve AB’nin aldığı kararlara tamamen uymayarak tuhaf bir oyun oynamadığını” ileri sürdü. Kasuldis’in, yabancı diplomatlarla bütün temaslarında, Borell’e ilettikleri yanında Rum yönetiminin “Türkiye de hava sahasını Rus uçaklarına kapatmalıydı” ısrarını da aktardığı kaydedildi.
Habere göre Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastaiadis de olağanüstü Avrupa Konseyi toplantısındaki konuşması ve toplantı çerçevesindeki temaslarında, Türkiye ile ilgili Rum iddialarını dillendirdi. Anastasiadis “48 yıldır işgal altında olduklarını, bu nedenle Ukrayna’da olanları çok iyi anladıklarını” öne sürerek, savaşın sona ermesi için “diplomatik çabalara tam destek” belirtti. Türkiye’nin, Rusya’ya karşı alınan önlemlere uymamasından şikâyet etti.
Rum Sözcü Marios Pelekanos imzasıyla yayımlanan açıklamaya göre Anastasiadis konuşmasında “bölge devletlerinin işbirliğinde Avrupa’ya enerji nakli konusunda rol oynayabileceklerini” söyledi, “doğal gazın ara enerji kaynağı rolünün ve sınırlar arası bağlantıları hayata geçirerek enerji tedarik kaynakları ve güzergahlarının çeşitlendirilmesi gereğinin” altını çizdi.
Anastasiadis “Doğu Akdeniz bölgesinin EuroAfrica ve EuroAsia Interconnectors elektrik bağlantıları aracılığıyla Avrupa’ya bağlanması planlamasını ve Doğu Akdeniz bölgesinden Avrupa’ya hidrojen hammaddesi de dahil yeşil enerji taşınması perspektiflerini” örnek gösterdi.
Anastasiadis “Doğu Akdeniz’in de dahil olduğu geniş AB bölgesinde, gerektiği yerde muteber bir güvenlik sağlayıcısı olarak çalışabilmemiz için AB’nin savunma olanaklarının güçlendirilmesi gerekir. İlgili planlamalar Avrupa Birliği’nin ve üye devletlerinin Türkiye’den gördüğü tehdit ve meydan okumaları da dikkate almalıdır” iddiasını da dillendirdi.
BRÜKSEL’DEN TÜRKİYE’NİN ÇABALARINA OLUMLU NOT
Gazete başka bir haberinde Rum Haber Ajansı’nın (KİPE) Türkiye’nin AB’nin Rusya ile ilgili kararlarını tam olarak yerine getirip getirmediğini sorduğu Avrupa Komisyonu’nun Dış Politika Sözcüsü Peter Stano’dan, Komisyon’un Türk faaliyetlerini olumlu not ettiğine dair bir cevap aldığına işaret etti.
Gazete Stano’nun KİPE’ye verdiği cevabı okurlarına şöyle aktardı:
“Genel olarak Türkiye Rus saldırısını kınayarak, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne destek vererek ve BM Genel Kurulu kararlarını destekleyerek kendini güçlü şekilde ortaya koydu. Bunlar, memnuniyetle karşıladığımız önemli adımlardır. Antalya’da gördüğümüz gibi Türkiye tarafından harcanan, ilişkilerini idame ettirmesi ve iki taraf arasında arabuluculuk gibi çabaları not ettik. Türkiye ve bütün ortaklarımız ile işbirliğimize, Rusya’nın saldırganlığına AB’nin cevabını izah ederek ve bu çerçevede işbirliğine cesaretlendirerek devam ediyoruz.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.