Wimmer'in Sputnik'e verdiği röportajdan öne çıkan bölümler şunlar:
Rus jetinin Kasım 2015'te düşürülmesinin en azından NATO'nun bilgisi dahilinde olduğu yönündeki düşünceniz neye dayanıyor?
Bilgilerime göre, buna (Rus uçağının düşürüldüğü operasyona) bir ABD bir de Suudi Arabistan havadan erken ihbar ve kontrol uçağı katıldı. Rus bombardıman uçağı gibi bir uçağı öyle kolayca düşüremezsiniz: Jeti hedefine yönlendirmelisiniz. Bunu da yalnızca havadan erken ihbar ve kontrol uçakları yapabilir.
Havadan erken ihbar ve kontrol uçakları nereden havalandı?
ABD'nin havadan erken ihbar ve kontrol uçağı Kıbrıs'tan havalandı. Diğeri de Suudi Arabistan'daki üssünden kalktı. Bir uçağın sınır ihlali gerçekleştirmesi hâlinde bunun ne gibi sonuçlara neden olabileceğini belirleyen NATO kuralları var. Fakat orada olanlar herkesin kabul ettiği uluslararası kurallarla bağdaşmıyor. Rus uçağını düşürdüler çünkü onu düşürmek istediler.
Rus uçağını düşürmekle kim ne elde etmek istedi?
Bir eylem uluslararası kurallara uymuyorsa bu eylemin altında siyasi çıkarlar aranır. Amaç büyük bir ihtimalle Türkiye'nin Rusya ile olan ilişkilerini bozmaktı.
Ama Rus uçağı yine de Türk jetleri tarafından düşürüldü. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan neden Rusya'yla olan ilişkileri riske atmak istesin?
Türk tarafı Rus uçağını vurma kararı alan pilotlarla Türk hükümeti arasında devasa bir uzaklık olduğunu vurguluyor. Uçağa saldırmanın pilotun sorumluluğunda olduğunu söyleyerek hükümet kendi silahlı kuvvetleriyle arasına olabildiğince büyük bir mesafe koyuyor. Zira darbe girişimi gerçekleştirebilecek kişilerin Rus uçağını düşürmekten çekinecekleri söylenemez.
'ERDOĞAN PUTİN’İN SUYUNA GİTMEK İÇİN HİÇBİR FIRSATI KAÇIRMADI'
Fakat Erdoğan ilk başta pilotların arkasında durmuştu. Özür dilemesi de yarım yıl aldı. Bu politika değişikliğinin sebebi nedir?
Bu durumda siyasi ve insani faktörlere bakmak gerekir. Türkiye Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip Erdoğan) böyle bir durumda, bunun, Türk hükümetinin emri doğrultusunda gerçekleştiğinden başka ne söyleyebilir? Bu siyasi açıdan çok zordu. Bunu, Erdoğan'ın bazı açıklamalarından anlamak da mümkün. Zira daha sonraları Rusya Devlet Başkanı'nın (Vladimir Putin) suyuna gitmek için hiçbir fırsatı kaçırmadı. Bu nedenle Türk pilotu Rus jetini izin almadan vurmaya itenin ne olduğunu düşünmek gerekiyor. Bu sorunun bir yanıta gereksinimi var. Türk hükümetinin de NATO, ABD ve Suudi Arabistan'la olan ilişkileri zarar görecek olsa bile buna yanıt vermesi gerekiyor.
Türkiye ve Rusya'nın barışması ardından Türkiye'de darbe girişimi yaşandı. NATO bunun hakkında da bir şeyler biliyor muydu?
Türkiye'de her zaman ülkedeki darbelerin ardından ABD'nin olduğu söylenir. Son yıllarda uygulanan politikaları bakıldığındaysa ABD'nin amacının Rusya'da politik ve ekonomik bir kriz çıkarmak istediğini söylemek gerekir. Eğer Türkiye gibi önemli bir ülke bir anda Rusya konusunda kendi çıkarlarının peşinden gitmeye başlarsa o zaman ABD'nin de önlem alması gerekir. Bu nedenle bana göre, ABD'nin Türk ordusu içine karışmış olması tamamen anlaşılır. Türkiye'de, Washington'ın Rusya politikasının tehlikeye girmemesi için bir darbe girişimi gerçekleştirilmesi de mantığa uyuyor.
'ERDOĞAN RUSYA’YA GİDİYOR, ÇÜNKÜ KENDİSİNİ KURTARANLARI ZİYARET ETMEK İSTİYOR'
Erdoğan darbe girişiminin ardından neden ilk olarak Rusya'ya gidecek?
Erdoğan'ın, hayatını Rusya'dan alınan istihbarata borçlu olduğuna dair söylentiler var. Rus tarafı Erdoğan'ı Marmaris'te kaldığı otelin güvenliği konusunda uyarmış gibi görünüyor. Söylenene göre, Ruslar tüm bunları Suriye'deki üsleri üzerinden duymuş ve onu (Erdoğan'ı) uyarmış. Eskiden olsa Türkiye Cumhurbaşkanı böyle bir durumda (darbe girişiminin ardından) ilk iş olarak Washington'a giderdi. Ama görünen o ki Erdoğan öncelikle kendisiyle işbirliği yapabilecek ve —eğer bu doğruysa— kendisini kurtaran kişileri ziyaret etmek istiyor.
Türkiye'nin NATO'daki rolü ve ABD'yle olan ilişkilerinin bundan sonra nasıl olmasını beklemek gerek? Zira Türkiye, NATO'nun en geniş ikinci ordusuna sahip.
ABD'yle ilişkiler o kadar sallantıda ki tamamen yıkılıp yıkılmayacakları bilinmiyor. Bu, bir NATO üyesi olarak Türkiye'de bulunan Alman ordusunun misyonu için de geçerli. Türkiye'de olmamızın nedeni Suriye'nin Türkiye'ye saldırmış olması değil. Bunun nedeni Türkiye'nin Suriye'deki iç savaşı açık bir biçimde körüklemiş olması. Suriye'de kaosun hakim olmasının ve yüz binlerce kişinin ölmüş olmasının sorumlularından biri de Erdoğan. Bu, Alman ordusunun, müttefikini korumak için orada olmadığı ve oradaki (Türkiye'deki) varlığıyla onun (Türkiye'nin) komşusu (Suriye) karşısındaki saldırgan önlemlerine devam etmesini teşvik ettiği anlamına geliyor. Nitekim bu şizofrenik durum NATO'nun ayrılmaz bir parçası.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.