Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zaharova, başkent Moskova’da düzenlediği basın toplantısında, güncel konulara dair açıklamalarda bulundu.
AA muhabirinin, Danimarkalı aşırı sağcı Sıkı Yön Partisi lideri Rasmus Paludan’ın Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim yakması ile ilgili sorusunu yanıtlayan Zaharova, bu olaya tepki vererek, “Rus tarafı, bu olayı İslamofobik bir eylem olarak değerlendiriyor.” ifadesini kullandı.
Zaharova, “Hakaret içeren bu eylemler, tahmin edildiği gibi Rus Müslüman camiası dahil İslam dünyasında sert tepki gördü. Bu, sadece İslam, Hristiyan ve küresel din dünyasının değil, aklı başında normal olan her bir kişinin sorunudur. Bu, ilk önce özgürlük ve demokrasiyi din olarak benimseyen Batılı insanın sorunudur.” diye konuştu.
“BU ŞAHSIN KENDİ PARASINI YAKMASI GEREKİYORDU”
Kur’an-ı Kerim’in yakılmasının “yanlış” bir hareket olduğunu vurgulayan Zaharova, şöyle devam etti:
“Binlerce yıl insanın yaratıp koruduğu değerleri neye dayanarak yok ediyorlar? Bu, sadece Kur’an-ı Kerim’i değil, Hristiyan değer ve kutsal kalıntılar için de geçerlidir. Bu şahsın (Paludan) kendisine ait bir şeyi, kendi parasını yakması gerekiyordu. Bu dürüst bir hareket olurdu. Kur’an-ı Kerim’i yazan o değil. Başkasına ait bir şeyi yok etmek, özgürlük gibi göstermek tamamen yanlış. Bu şahıs ilk önce bir şey yaratıp, sonra bunu yok etseydi, o zaman özgürlüğün kendisini yarı yolda bırakmadığını görürdük.”
İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström’ün olayı “ifade özgürlüğü” olarak nitelendirdiğine dikkati çeken Zaharova, “İsveç hükümetinin özgürlükle ilgili açıklamaların arkasına saklanmaya çalıştığını” vurguladı.
Zaharova, “Onlar, herkese insan hakları ve özgürlüklerine nasıl saygı duyulacağını öğretmeyi seviyor, her köşede demokratik olduklarını bağırıyorlar. Ama gerçekte, özellikle Stokholm ne yabancı meşru hükümetlere ne de dünyadaki dinlere saygı gösteriyor.” şeklinde konuştu.
“ALMANYA, TANK KARARIYLA EGEMENLİĞİNİ TAMAMEN KAYBETTİ”
Almanya’nın Ukrayna’ya 14 Leopard ana muharebe tankı sağlama yönünde kararını değerlendiren Zaharova, “Leopard tanklarının sevkiyatına ilişkin kararın alındığı gün, tarihidir. Çünkü bu tarih, Almanya’nın egemenliğini tamamen kaybettiğini gösterdi. Scholz (Almanya Başbakanı), sonsuza dek bağımsız Alman dış siyasetinin reddine imza attı, 2. Dünya Savaşı’nın ardından seleflerinin yıllarca inşa ettiklerinden vazgeçti.” dedi.
Zaharova, “Ukrayna’ya sevk edilen herhangi bir Batılı silah, Rusya Silahlı Kuvvetleri için meşru hedef oluyor. Tankların sevkiyatı, durumu Kiev yönetiminin lehine değiştirmiyor ancak Batı ülkemiz ve halkımızla çatışmayı yeni düzeye çıkarıyor.” şeklinde konuştu.
“STOLTENBERG’İN AÇIKLAMALARI, İKİ YÜZLÜLÜK VE YALAN”
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in “ittifakın Ukrayna’daki çatışmalarda taraf olmadığı” yönündeki açıklamasına da değinen Zaharova, bunun “ikiyüzlülük” ve “yalan” olduğunu vurguladı.
Batılı ülkelerin Ukrayna’ya askeri ve maddi destek sağladığına dikkati çeken Zaharova, “NATO ile Batı’nın, gerçekte Kiev rejimiyle Rusya ile savaştığını, bu nedenle barış müzakereleriyle manipüle ettiğini” söyledi.
“AB’NİN MİSYONU SİYASİ SEÇKİN GRUPLARA HİZMET VERMEMELİ”
Mariya Zaharova, Avrupa Birliği’nin (AB) Ermenistan’da sivil misyon kurma kararına ilişkin ise şunları kaydetti:
“Bu tür misyonlar, gönderildikleri ülkelerin çıkarları için çalışmalı, siyasi seçkin gruplara hizmet vermemeli, asıl mesele için yani bölgedeki barış için çalışmalıdır. Askeri siyasi bloklar, sadece aşırı derecede agresif askeri özelliğe sahip siyasi kurumlar kılıfında çalışmaya başladıklarında, tüm bunlar büyük soru işareti oluşturuyor.”
“SİLAHLI SALDIRI ŞOK EDİCİ”
Bakanlık Sözcüsü Zaharova, ayrıca Telegram kanalından yaptığı açıklamada, Azerbaycan’ın Tahran Büyükelçiliğine düzenlenen silahlı saldırının “şok edici” olduğunu vurguladı.
Zaharova, “Azerbaycanlı meslektaşlarımıza taziyelerde bulunuyor, desteğimizi sunuyoruz.” ifadesini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.