Sağlık Bakanlığı “8 Kasım Dünya Radyoloji Günü” dolayısıyla yayımladığı mesajda, bakanlık bünyesinde kurulan “Radyasyon Sağlığı ve Güvenliği Birimi” ile hasta ve çalışanların asgari düzeyde radyasyona maruz kalması ve incelemelerin azami kalitede olması için çalışmalar yapılacağını kaydetti.
Mesajda, “Sağlık Bakanlığı altında oluşturulan yeni yapılanmamız, Radyasyon Sağlığı ve Güvenliği Birimi ile medikal incelemelerde iyonlaştırıcı radyasyon kullanan tesislerin lisanslanması, kullanıcıların eğitimi, görüntüleme sistemlerinin kalite kontrolleri yapılması sağlanacak, hasta ve çalışanların asgari düzeyde radyasyona maruz kalması ve incelemelerin azami kalitede olmasına çalışılacaktır” ifadeleri kullanıldı.
Toplumun en fazla, doğal radyasyondan ve tanısal medikal incelemelerde kullanılan radyasyona maruz kaldığı ifade edilen mesajda, bu ışınlamalardaki radyasyonun şiddeti düşükse de, çok az bir olasılıkla kanser riskinin söz konusu olduğu; esas sorunun, çok yüksek şiddette radyasyonun söz konusu olduğu nükleer kazalar olduğu kaydedildi.
“TOPLUMDA RADYASYON FOBİSİ GİTTİKÇE ARTIYOR”
Sağlık Bakanlığı açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Dünyada bundan 30 sene önce toplum, esas olarak Radon radyoaktif gazının ağırlıklı olduğu doğal radyasyondan etkileniyordu. Bugün ise katkının yarısı medikal incelemelerde alınan radyasyona bağlıdır. Radyolojik incelemelerde hastaların maruz kaldıkları kanser riskleri basit akciğer incelemelerinde milyonda 1-2 iken, başta bilgisayarlı tomografi olmak üzere bazı incelemelerde binde 1’e yükselmektedir. Kullanıcıların yeterli eğitimde olmaması ve cihazlardaki sorunlara bağlı olarak bu riskler daha da artmaktadır. Bilhassa çocuklar ve doğurganlık kapasitesindeki kadınlar için riskler ihmal edilemeyecek boyutlara ulaşmaktadır.
Bir diğer husus, adanın coğrafi durumu nedeniyle bazı nükleer tehditlere açık olmasıdır. Çevre ülkelerdeki nükleer silahlanma, ada etrafında seyir eden nükleer gemiler, her an toplumda kaosa neden olacak sorunlar yaratabilirler. Bir örnek vermek gerekirse Fukishima kazasında radyasyona bağlı ölüm olmadığı gibi reaktör etrafındaki dozlar bir bilgisayarlı tomografi incelemesinde alınan dozlar mertebesindeydi. Ancak, sırf zorunlu göçler nedeniyle 1600 kişi hayatını kaybetti. Toplumda radyasyon fobisi gittikçe artıyor kişiler hiçbir risk taşımadığı halde, cep telefonlarından, saç kurutma makinalarından, mikro dalga fırınlardan çekinmekte, kaktüsleri korunma amacıyla evlerine taşımaktadır.”
“YASAL DÜZENLEMELER YAPILACAK”
Bakanlık altında oluşturulan Radyasyon Sağlığı ve Güvenliği Birimi ile medikal incelemelerde iyonlaştırıcı radyasyon kullanan tesislerin lisanslanması, kullanıcıların eğitimi, görüntüleme sistemlerinin kalite kontrollerinin yapılacağı belirtilen mesajda, hasta ve çalışanların asgari düzeyde radyasyona maruz kalması ve incelemelerin azami kalitede olmasına çalışılacağı vurgulandı.
Mesajda, toplumdaki gereksiz radyasyon fobisinin azaltılması için gerekli eğitim programlarına başlanacağı, radyasyon korunmasına yönelik yasal düzenlemelerin, uluslararası en son direktiflerin ışığı altında hazırlanacağı belirtildi.
“KKTC SAHASININ RADYASYON HARİTASININ ÇIKARILMASI BÜYÜK ÖNEM ARZ ETMEKTEDİR”
Tüm KKTC sahasının radyasyon haritasının çıkarılmasının büyük önem arz ettiğine işaret edilen mesajda, gelecekte söz konusu olabilecek radyasyon bulaşıklıklarının anlaşılmasında bu haritaların öneminin büyük olacağı ifade edildi.
Mesajda, elde edilecek sonuçların radyo epidemiyolojik çalışmalarda kullanılmasıyla, toplumun olası nükleer kazalardaki risk faktörlerinin daha somut olarak saptanabileceği vurgulandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.