Sayın Hüseyin Özgürgün, Cenevre’de Barış’ı bulmak için süre gelen çabanın canınızı sıktığı söyleniyor. Bu nedenle küstüğünüz ve ben oynamam diyerek saklandığınız söyleniyor. Bakın Armut dersem çıkın. Elma dersem yine çıkın. Çünkü saklambaç oynamayı beceremediğiniz için sobelendiniz. Ve herkesin bir sona ihtiyacı vardır, yeniden başlamak için. Tabi başlayabilirse.
**
Sn. Tufan Erhürman, Cenevre'ye gelirken tek bir hedefimiz, tek bir stratejimiz vardı. İki toplumlu, iki kesimli, siyasi eşitliğe ve eşit statüde iki kurucu devlete dayalı federal çözüme bir an önce ulaşılması için sürece katkıda bulunmak ve iki lidere yardımcı olmak diyorsun da küsenlere küsbe, dağa çıkma hazırlığı yapanlara piyade tüfeği vermek için neden yardımcı olmadığını söylermisin? Sn. Erhürman, Tanrı çok erkek, ama adam gibi adam siyasetçi az yarattı.
**
Sn. Melek Sertuğ 6 yılda 5 şampiyonluk yaşamak herkese nasip olmaz, 25 yıllık öğretmenlik hayatınızın son 5 yılında sporcularınız size büyük gurur ve mutluluk yaşattı. Mutluluk ve gurur sizin gibi çok çalışan ve buna layık olanlara yaşatılır. Öğrencilerinize ışık oluyorsunuz. Sn. Sertuğ, Mum olmak kolay değildir. Işık olmak için önce yanmak gerekir.
**
Sn. Alihan Pehlivan, verdik gitti diyorsun ve bir sürü köy ismi sıralıyorsun. Neyi verdiğimizi nereleri devrettiğimizi Cumhurbaşkanı Sözcüsü bile bilmiyor. Herhalde tayyareden yere inmeye fırsat bulamadığın için verilenleri yukarılardan gördün Alihan’ım. Ah be Alihan, hayal kurmayı bende seviyorum, çünkü orada her şey yolunda.
**
Sn. Erol Şeherlioğlu, çözüm için telaşlananlara yaptığın göndermede, bu ne telaş. Boşuna cellallenmeyin. Anlaşma olacaksa Türkiye istediğini alacak demektir. Size da onaylamak düşecek. Yâda Fetö’ den yargılanma diyorsun. Sn. Şeherlioğlu, gözyaşının bile görevi varmış. Ardından gelecek gülümseme için temizlik yaparmış. Bırak ağlayan ağlasın. Gülümseme yakın demektir.
**
Sn. Yıltan Taşçı, Sosyal Medya’da, Hüseyin Özgürgün ve Tahsin Ertuğruloğlu, Cenevre'deki resepsiyona niçin katılmadı diye soruyorsun. Kaç puanlık soru olduğunu yazmadın. Ama yine de cevaplayayım. Bir çözüm sonrasında dağa çıkmak için piyade ve revolver aramaya çıktılar bu nedenle resepsiyona katılmadılar.
**
Sn. Ali Kismir. Toprak konusu görüşülene ve bu konuda uzlaşılana kadar veren taraf Rumlar, alan taraf da Türklerdir. Yani şu ana kadar hep alan taraf olduk... Şimdi sıra vermeye geldi. Ve bizlerin topraktan başka verebileceğimiz bir şeyimiz yok... Ki vereceğimiz topraklar da Rumlar'ın kendi malı diyorsun da, bugüne kadar dönümlerce Rum malı alanları ürkütüyorsun Ali. Bak bir karış toprak isteme benden buz gibi soğurum senden diyen ganimetçiler takımı koro oluşturdu. Rus Korosu gibi şıkıdım şıkıdım yerine Nayır da Nayır şarkısını söylüyor
**
Sayın Kemal Gözay, daha önce Çavuşoğlu zamanında 250 T izni dağıtıldığını, taksicilere haksızlık yapıldı, Çavuşoğlu başımıza diktiği çavuşlar ile yakaladığımız kaçak taksicileri de salıveriyor. ‘Tecavüzcüye’ uyuşturucu kullananlara da ‘T’ izni ve Mesleki sürüş ehliyeti verildi diyordun. Peki şimdilerde durum değişti mi diye soruyorlar. Yoksa taksiciler artık kapsama alanı dışında mı kaldı?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.