Sahildeki ucube ‘Güzellik Kraliçesi’ değil

  Kiminle konuşsak bindik bir alamete gidiyoruz felakete diyor. Ülkede yaşanan umursamazlık ve keyfi idarecilik sanırım hat safhaya ulaştı. Düşünün yasalara göre yılda iki kez görüşülmesi ve karara bağlanması gereken Asgari Ücretin görüşülmesi gereken zamanda değil de aylar sonra görüşülecek olması bile büyük haber oluyor. Kaçak inşaatlara karşı mücadele başlattık açıklamasında bulunan ilgili bakanlığın gözü önünde, sahiller halkın malıdır diyen siyasinin burnunun dibinde mantar gibi biten kaçak yapılara kimse nedir be ama bu durum bile diyemiyor. Birileri birilerinin kankası. Bir diğeri can ciğer kuzu sarması dostu ve ahbabı. Kaçak yapıya sırtını dönerek giderken halkın en doğal hakkı olan denize giriş bile bu kaçak yapılar sayesinde engelleniyor. İskele Boğazında bölge halkı bir eylem düzenledi. Düzenlenen eylemde gözlerin kaçak yapılara çevrilmesi düşünüldü. Miyop ve Hipermetrop göz hastalığından muzdarip devleti umumiyetinin üst düzey bürokratları ile bakan,  bakmayanların halkın bu hassasiyetine cevap vereceğinden hiç ama hiç umutlu değilim. Düşünün adam sahili bıraktım. Denizin içine kadar beton döktü. Dökmeye de devam ediyor. Yolun ve kaldırımın bir kısmını işgal etmiş ‘Çardak’ yapıyor. Bir Allah’ın kulu da be ama nedir yaptığın diye sormuyor. Bölgenin Mülki İdare Amiri olan Kaymakam burnunun dibinde yükselen bu çirkinlik abidesini dünya güzellik kraliçesi ile yorumlamış olacak ki, gıkını çıkartmıyor. Peki, Belediyeye ne demeli? Bu durum Halil Orun zamanında başlayabilir. Bünyamin Merhametsiz gözündeki kapkara gözlükler nedeni ile yapılanları görememiş olabilir. Ama İskele Belediyesi Başkanı ben olsam hemen mahkemeye başvurur ve kaçak olan bu yapılara ‘Ara Emri’ çıkartırdım. Ara emri alınacağı yönünde yönde bazı duyumlar aldım. Ama soyut kavram yerine somut kavramlar görmedikçe pek bir şey söylemek de mümkün değil. Bölge halkı İskele Belediye Başkanı Hasan Sadıkoğlu’ndan çok şey bekliyor. Başkan ilk aylardaki o şok durumunu günümüzde atlatmış durumda. İcraatlara da başladı. Bu yönde halktan da olumlu sinyaller geliyor. Ama halk için çok önemli olan bu duruma da hemen el atmalı diye düşünüyorum. Haaaa birde bizim UBP zamanında her şeye ‘Maydanoz’ olan çevreciler nerde diye sorasım geliyor. Her ne kadar büyük çevrecilerin CTP hükümetinden koltuk beklemeleri nedeni ile bu tür basit işler ile uğraşacakları zamanları yoksa da ben yine de uyanmaları için bir dürteyim dedim. Malum uyurken rüyada koltuk görmek ve makam hayal etmek çok güzeldir.