• BIST 9178.84
  • Altın 2970.873
  • Dolar 34.3531
  • Euro 37.0006
  • Lefkoşa 23 °C
  • Mağusa 24 °C
  • Girne 23 °C
  • Güzelyurt 22 °C
  • İskele 24 °C
  • İstanbul 16 °C
  • Ankara 15 °C

Şahinleşti...“Yok hükmündesiniz, bu ülkede yaşamak zorunda değilsiniz”

İşte Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklama;
Şahinleşti...“Yok hükmündesiniz, bu ülkede  yaşamak zorunda değilsiniz”

Anavatan Türkiye’de 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerdeki kayıplarımızın acısını hepimiz yüreğimizde taşıyoruz.

Bir süredir şahsımı hedef alan seviyesiz, gerçekleri çarptıran terbiyesiz ve hadsiz saldırılara karşı devlet ciddiyeti anlayışımla tepkisiz kalmamın artık bir zafiyet olarak algılanması noktasında aşağıdaki açıklamayı yapmak kaçınılmaz olmuştur;

8 Şubat’ta, Rum Dışişleri Bakanlığı Basın Sözcüsü Dimitris Dimitriou, Twitter hesabından şu açıklamayı yapmıştı: “Kıbrıs Cumhuriyeti, Türkiye’ye arama kurtarma ekibi gönderilmesi yönündeki teklifin, Türkiye tarafından kabul edildiği konusunda az önce Avrupa Sivil Koruma Mekanizması tarafından bilgilendirildi.”

Bu açıklamanın doğruluğu hakkında Ankara Dışişleri ile yapılan temasta, Ankara’nın böyle bir karar almadığı saptanmıştır.

Bu durum üzerine, Bakanlığımız tarafından 8 Şubat’ta, Rum Dışişleri Bakanlığı Basın Sözcüsünün söz konusu açıklamasının gerçeği yansıtmadığına dair kamuoyuna bir açıklama yapılmış ve “Rum tarafı böylesine insancıl bir konuyu bile istismar ederek kendi lehine siyasi manipülasyon yapmaya devam etmektedir. Rum tarafınca yapılan bu yöndeki yalan yanlış açıklamalara itibar edilmemesi hususunu kamuoyunun bilgisine getiririz” denilmiştir.

Yine 8 Şubat’ta, Rum tarafının sözde yardımlarının tarafımdan engellendiği iddialarıyla ilgili Yenidüzen gazetesinin sorusu üzerine, muhabire, “Türkiye’ye gitmesi öngörülmeyen malzemeyi biz niye alalım” diye söylemiştim.

Ancak konu tamamen çarpıtılarak ve profesyonel bir dezenformasyon uygulamaya sokularak, olay sanki “Türkiye kabul etti de Tahsin Ertuğruloğlu bunu engelliyor” meselesiymiş gibi işlenerek çok çirkin bir kampanya başlatılmış, insanlığı tartışılan kişiler bana insanlık dersi vermeye kalkışmıştır.

Bu acılı süreçte, depremde kaybettiğimiz canlarımızın hesabını sormak için hükümetimizin kararı uyarınca, hukuk mücadelemizi de hızlıca başlattık ve Dışişleri Bakanlığı olarak gerekli girişimleri yaptık. Nitekim, Türkiye Cumhuriyeti’nin Lefkoşa Büyükelçisi Sayın Metin Feyzioğlu 12 Şubat’ta yaptığı ve basında da yer alan açıklamasında, Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, öğrencilerimiz ile öğretmenleri ve ailelerinin enkazı altında can verdiği İsias Otel ile ilgili ceza soruşturmasının, KKTC Dışişleri Bakanlığının girişimleri sonucu başladığını duyurmuştur. Sayın Büyükelçi Feyzioğlu açıklamasında, “KKTC Hükümetinin aldığı karar uyarınca KKTC Dışişleri Bakanlığı, Lefkoşa Büyükelçiliğimiz kanalıyla Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’na başvurarak yetkili makamların soruşturma açması konusunda girişimde bulunulmasını istemişti. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığımız da derhal Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazarak gereğini talep etmişti. Ceza soruşturması açılmıştır. Enkazdan numuneler alınmıştır. Adli süreç başlamıştır” ifadelerine yer vermiştir.

Dışişleri Bakanlığımız, 14 Şubat’ta yaptığı yazılı açıklamada ise Bakanlığımız ile Ankara Büyükelçiliğimiz koordinasyonunda Türkiye’deki misyonlarımız tarafından ilk deprem anından itibaren koordine edilen çalışmalar hakkında kamuoyuna detaylı bilgi verilmiş ve “Genç yaştaki öğrencilerimiz, velileri ve öğretmenlerimiz ile tüm vatandaşlarımıza, ayrıca bu elim felakette yaşamını yitiren Türkiye Cumhuriyeti’ndeki tüm kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaslı ailelerine, Kıbrıs Türk Halkına ve tüm Türk Ulusuna başsağlığı dileriz” denilmiştir.

Gerçek durum bu iken, ideolojik saplantılarından kurtulamayıp gerçeği görmemekte ve anlamamakta ısrar edenler, siyasi çıkarlar uğruna, yaşadığımız derin acıları istismara kalkışmıştır. Sözde Rum yardımları konusundaki gerçeği kamuoyuna açıklamış olmamıza rağmen, belli bir kesim hezeyan içinde, sanki yardımları ben engellemişim gibi şahsımı ve Dışişleri Bakanlığımızı hedef alarak, kamuoyuna kasıtlı olarak asılsız paylaşımlar yaymaya devam etmiştir.

Kişilik haklarıma ağır hakaret içeren ve itibar suikastı yapılan art niyetli asılsız açıklamalara, kayıplarımıza olan saygımdan, devlet ciddiyeti anlayışımdan ve derin acımızdan dolayı sessiz kaldım. Her fırsatta içlerindeki ideolojik saplantılarını ortaya çıkararak bana saldırmayı marifet sayanları kamuoyumuzun takdirine bırakıyorum.

Türk milletinin yüz karası olanlar, benimle “utanç duyduklarını” ifade ediyorlarmış; çok üzüldüm!!! Bunlar, şahsımla ilgili olumlu bir şey söyleseler üzülürüm, kahrolurum. Benim için yok hükmünde olanların, kendileri gibi söyledikleri de yazdıkları da yaptıkları da yok hükmündedir. Benimle aynı ülkede yaşamak mecburiyetinde değiller; kendilerini burada zorla tutmuyoruz, daha mutlu olacakları bir ülkeye gidebilirler. Çünkü, bu ülke yani Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), bu ülkeyi savunanların, bu ülkeye hizmet edenlerin, Türk Ulusuna hizmet edenlerin ülkesidir. Bu ülke bizimdir, Rum’a peşkeş çekmeye çalışanların değil.

Bir kez daha, yüreğimize gömdüğümüz canlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına ve halkımıza başsağlığı ve sabır dilerim.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler