• BIST 9549.89
  • Altın 3005.805
  • Dolar 34.5348
  • Euro 36.0249
  • Lefkoşa 14 °C
  • Mağusa 13 °C
  • Girne 18 °C
  • Güzelyurt 12 °C
  • İskele 13 °C
  • İstanbul 17 °C
  • Ankara 10 °C

Savaşın mağdurları çocuklar

Savaşın mağdurları çocuklar

ERBİL - Emrah Yorulmaz Göç yollarında saatlerce yürümek zorunda kalan minik bedenlerin çilesi, derme çatma çadırlarda devam ediyor. Aileleriyle birlikte kampta kalan çocuklar, anne babalarına, sürekli evlerine ne zaman döneceklerini soruyorlar. Yaşı küçük olanlar ise ne olup bittiğinin farkında değil.  Erbil'deki kamplar, yeni kurulduğu için birçok eksik henüz giderilemedi. Kente 60 kilometre uzaklıktaki Basırma kampında kurulan çadır ve konteynerlerde aileleriyle kalan çocuklar, 40 dereceyi bulan sıcaklar, yetersiz beslenme ve toz bulutlarından sürekli hastalanıyor. "Kuru ekmeğe su basıp yedik" Yanı başlarında patlayan bombalar ve silah seslerinden dolayı psikolojileri bozulan çoğu çocuğun, hala savaşın etkisinde kalması dikkatlerden kaçmıyor. AA muhabirinin görüştüğü çocukların, korkusu gözlerinden okunuyordu. Savaşın çok acımasız olduğunu anlatan 5 yaşındaki Alan Salih, ''Günlerce aç susuz kaldık. Bazen kuru ekmeği, suyla yumuşatarak yiyorduk. Annem babam, çok çaresiz kaldılar. Evlerimize kim olduğunu bilmediğimiz birileri saldırdı. İki ağabeyimi kaçırdılar. Onlardan haber alamıyoruz, belki de öldürüldüler. Onları çok özlüyorum, keşke yanımda olsalardı" dedi.  Çadır kampta arkadaşlarıyla oynayan 7 yaşındaki Said Muhammed de Suriye'de günlerce aç kaldıklarını, ölüm korkusundan dışarı çıkamadıklarını, Erbil'e geldikten sonra karınlarını doyurabildiklerini anlattı. Kampın, evlerinin yerini tutamayacağını ifade eden Muhammed, "Evimize döneceğim günleri dört gözle bekliyorum" diye konuştu.  4 yaşındaki Ahmet Salih ise sıcak hava ve sağlıksız şartlar nedeniyle hastalanmış. Anne Ayşe Yusuf, bir yandan onunla ilgilenirken diğer taraftan henüz 6 aylık olan bebeğini korumaya çalışıyor.  Kamp şartları ağır olunca çocukları hastalıklardan ve sıcaklardan korumak da bir o kadar zor oluyor. Anne Revaz Kerim,  bir buçuk aylık bebeği Jiyan'ı, sivri sineklerden korumak için başında nöbet tutuyor. Bebeğinin hastalanmaması için dua ettiğini anlatan Revaz, "Yolculuk zor oldu, ancak burası da zor. İnsanın cenneti eviymiş. Bu savaş, bizim gibi binlerce aileyi perişan etti. Çok şükür çocuklarım hayatta. Kimyasal saldırısında ölen çocukları hatırlayınca üzüntüm iki katına çıkıyor. Allah Suriye halkına yardım etsin" diye dua ediyor. Suriye'den kaçış, özellikle çocuklu aileler için daha zor oldu. Halep kentinden oğlu ve torunlarıyla Irak'a gelen Nafya Ferhat (60), bedensel ve zihinsel engelli Saliha  (17) isimli torununu, saatlerce sırtında taşıdığını belirterek, şunları anlattı: ''Çok uzun bir yol yürüdüğümüz için engelli torunum, nefes almakta zorlanıyordu. Neredeyse kaybediyorduk. Bizi ocağımızdan ettiler. Burada çok sıkıntı çekiyoruz. 11 kişi, bir çadırda kalıyoruz. Torunumun, ilaçlarını istedik ama ne zaman getirecekleri belli değil. Çocuklar, bu ortamda salgın hastalıklar geçirebilir. Su tesisatı yok, tankerlerden kovayla su taşıyoruz. Çocuklarımız, toz toprağın içerisinde oynuyor, banyo yaptıracak suyu bulmakta zorlanıyoruz. Yanımdaki oğlum dışında kimseden haber alamıyorum. Suriye'de kalan çocuklarıma ne olduğunu bilmiyorum.'' Öte yandan IKBY Yönetimi, psikolojisi bozulan çocuklar için bir yandan rehabilite çalışmaları başlatırken diğer taraftan kamplarda oyun alanları oluşturuyor. Kamptaki çalışmaların, çocuklar düşünülerek tekrar gözden gerçirileceği ifade edildi. 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler