Sedat Peker, ‘Beşli çete‘ diye adlandırılan iş insanları arasında bulunan Mehmet Cengiz’in akrabası olduğunu söyledi.
Peker, eski başbakanlardan Mesut Yılmaz’ın kumarhane görüntüleri karşılığında cezaevinden tahliye olduğunu, kendisine 5 milyon dolar ödeme yapıldığını, aracılık yapan kişinin ise Mehmet Cengiz olduğunu öne sürdü.
Sedat Peker, Twitter’daki ‘Deli Çavuş’ isimli hesap üzerinden paylaşımlarına devam ediyor. Peker, bu kez 50 tweetlik bir seriyle Cengiz Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Cengiz’in akrabası olduğunu anlatarak eski başbakanlardan Mesut Yılmaz‘ın kumarhane görüntüleri karşılığında cezaevinden nasıl tahliye edildiğini anlattı. Peker “Bugün size akrabam olan mehmet cengiz’i anlatacağım. Beşli çeteye böylelikle ilk selamımızı vereceğiz” ifadesini kullandı.
Peker’in mesajları şöyle:
“40 yaşından genç kardeşlerim, bugün size öyle şeyler anlatacağım ki gerçekten deli olacaksınız. Size devamlı namusu aldığı maaş kadar olan gazetecilere, siyasilere, devlet adamlarına (orijinaller baş tacı) ve bana neden güvenmemeniz gerektiğini yaşanmış olaylarla anlatacağım.”
‘LAN OMURGASIZ ERTUĞRUL ÖZKÖK SEN DE OKU’
“Şahsen bu anlatacağım olayların içindeki asli figürlerden bir tanesi de benim. Bugün size akrabam olan mehmet cengiz’i anlatacağım. Beşli çeteye böylelikle ilk selamımızı vereceğiz. Lan omurgasız ertuğrul özkök, mehmet cengizle röportaj yapıp yalakalıktan diyordun ya “Ben size çete denmesine çok üzülüyorum.”, sen de iyi oku.
40 yaşından genç kardeşlerim, bizim esas soyadımız Yamakoğlu’ydu. Soyadı Kanunu çıkınca dedemler Peker’i, onlar ise Cengiz soyadını aldılar. Dedem o bölgenin en zengini olan Ahmet Yamak Ağa’ydı. Dedemi araştırırsanız Kurtuluş Savaşı’ndaki çetecilik faaliyetlerine olan katkılarını görürsünüz. mehmet cengiz’in babası Sultan Amca sülalede sevilen, maddi durumu iyi olmayan, dedemin yardımcısı bir kişiydi. mehmet cengiz’le benim akrabalığımın tam olarak tanımı budur.”
‘MESUT YILMAZ TEMİZ TOPLUM CAZGIRLIĞIYLA ÜLKEYİ İNLETİYORDU’
“Ben Bolu Cezaevi’nden tahliye olduktan sonra diğer bir akrabamız olan Zafer Salman tarafından daha sık görüşmemiz sağlandı. Ben devlet ricalinin isteği üzerine 1997-1998 senelerinde Bulgaristan ve Romanya’ya bazı çalışmalar yapmak için gönderildikten sonra Türkiye’de Mesut Yılmaz başbakanlığında, gazetecilerin cazgırlığıyla temiz toplum yaygarası ülkeyi inletiyordu. Beni de bu hikayede sermaye yapmak istediklerini gıyabımda tutuklama kararı çıkardıklarında anladım. Özel bir uçak çağırarak Türkiye’ye döndüm.”
‘MESUT YILMAZ DİNDAR KESİMİN OYLARINI KAYBETMEK İSTEMİYORDU’
“Benim çok büyük bir hata yaptığımı, bir daha tahliye olamayacağımı düşünüyorlardı. Benim rahatlığım ise herkesi şaşırtıyordu. Burdan sonrasını çok iyi dinleyin. Kırmızı başlıklı kız ve kurtun masalındaki kırmızı başlıklı kızın durumuna milletçe nasıl düştüğümüzü iyice öğrenin. Mesut Yılmaz’ın Macaristan’a kumar oynamaya gittiği, orada dayak yediği haberleri bir anda ülkenin gündemini değiştirmişti. Başbakan Mesut Yılmaz kumar oynamaya gitmedim diyordu. Çünkü merkez sağ partisi olduğu için dindar kesimin oylarını kaybetmek istemiyordu. Ben teslim olduğumda ülkenin gündemi bu konuyla çalkalanmaya başladı. Çok saygı duyduğum, o dönemki rahmetli milletvekili Enis Sülün’ün aracılık yaptığı yazıldı söylendi. İrtibatta olduğum devlet görevlilerinin şemaları yazıldı söylendi.”
CEZAEVİNDE PAZARLIK
“Bugün itibariyle son yapacağım paylaşıma kadar geçecek isimler, konular, hepsi birbiriyle bağlantılı. Lütfen her satırı dikkatli okuyun (organize şubenin yaptığı o şemadaki isimlerle ilerideki paylaşımlarımızda sık sık karşılaşacağız). Bayrampaşa Cezaevi’nde yatarken yine bir el devreye girdi, “Bayrampaşa Cezaevi’nde Sedat Peker Krallığı” haberleri bir anda ülkenin gündemi oldu. Cezaevleri Genel Müdürü Suat Ertosun cezaevine gelerek incelemeler yaptı. İstanbul Başsavcısı, mekanı cennet olsun, Ferzan Çitici cezaevine gelerek benimle görüşme yaptı. Cezaevi benim kontrolümde olduğu için, gitmem için üç tane cezaevi önerdi. Pazarlık sonucunda ben başka bir cezaevini söyleyerek orayı kabul ettirdim (cezaevinde isyan çıkmaması için benim isteğimi kabul ettiler).
‘MESUT YILMAZ, KIRŞEHİR CEZAEVİ’NE MEHMET CENGİZ’İ YOLLADI’
“Kırşehir Cezaevi’ne gidince bazı sebeplerle Mesut Yılmaz’a düşman olan Süleyman Demirel’in akrabası Kamuran Çörtük’ün kulağına gidecek şekilde bahsi geçen Mesut Yılmaz’ın kumar oynadığı kasetinin bende olduğunu ayrıca da başka videoların ve belgelerin bende olduğunu belirtecek haber yolladım. Şu an da olduğu gibi her şey planladığım gibi gitti. Kamuran Çörtük Mesut Yılmaz’a kumar kasetlerinin bende olduğunu söyleyince Mesut Yılmaz, akrabam olduğunu bildiği için 1998 senesinde Kırşehir Cezaevi’ne mehmet cengiz’i yanıma ziyarete yolladı.
‘KASET KARŞILIĞI 5 MİLYON DOLAR ALDIM’
“Ben de kasetin doğru olduğunu ancak Kamuran Çörtük’e vermediğimi söyledim. mehmet cengiz, Mesut Yılmaz ve Turgut Yılmaz inanmak için kaseti görmek isterler dediğinde cezaevindeki telefonumdan aradım (o zaman cezaevleri benim için çok rahattı). Mesut Yılmaz ve Bakan Cavit Kavak’ın içinde olduğu bir dakikalık bölümünün görüntüsünü mehmet cengiz İstanbul’a döner dönmez kendisine teslim ettirdim. Yaptığımız pazarlık mehmet cengiz’in ziyaretinden sonraki ilk mahkemede tahliye olacağım ve uğradığım maddi kaybın telafi edilmesi için 5 milyon dolar ödemeleri yönündeydi. Anlaşma sağlandı. İlk 2,5 milyon dolarını peşin aldım. Kalan 2,5 doları da ortak akrabamız olan Zafer Salman vasıtası ile teslim aldım (paralar mehmet cengiz tarafından Zafer Salman’ın hesabına gönderildi bir kısmı da Zafer Salman’a elden teslim edildi.). O dönem Mesut Yılmaz’ın yakını olan, Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin başsavcısı olan Engin Baltacı’nın organizasyonu ile tahliye edildim.”
‘O ZAMAN DA MAAŞI NAMUSU KADAR OLAN GAZETECİLER VARDI’
“Aylarca cezaevine girmeden önce basın kuruluşları temiz toplum çığırtkanlığı yaparken, o kadar ağır cezalarla yargılanırken tahliye olmam ülkenin gündemini allak bullak etti. Bütün herkes bu nasıl olur dedi. Lan kablamalar, lan tırrekler, Sedat Peker bilgileri fütü’den alıyor diyenler; o tarihlerde fütü emekleme aşamasındaydı, ben hem Türkiye’nin hem de birçok ülkenin dengelerinde yer alıyordum. Noldu lan kablamalar? fütü kim lan dediğimde bazıları bana megaloman olduğumu söylemişti. Tamam biraz megalomanım, ancak fütü’nün çırak olduğu dönemde ben ustaydım. O zaman da maaşı namusu kadar olan gazeteciler vardı.
‘TEMİZ TOPLUM YOKTUR, İNSANLAR KİRLİDİR’
“Hem de onlara da prim verilirdi. Tüm halkı temiz toplum masallarıyla uyutmaya devam ederken biz devrin başbakanıyla bu filmleri çeviriyorduk. Bu hikayeyi tüm Türkiye ilk defa öğreniyor (bana lütfen inanın, temiz toplum diye bir şey yoktur çünkü insan kirlidir. Sadece güzel kandıranlar vardır.). Bu sahtekar ertuğrul özkök varya, o tarihteki temiz toplum projesinin başında o vardı. O zaman da prim alıyordu, şimdi de prim alıyor. mehmet cengiz telefon konuşmasında milletin a…na koyacağız diyor, bu ülkedeki tüm fakirleri kurtaracak vergi borçları siliniyor, ülkenin bütçesinin neredeyse yarısını beşli çetenin diğer dört ailesiyle beraber çalıyorlar, halen daha “size çete denmesini ben tasvip etmiyorum” diyor.”
‘TURGUT YILMAZ, TAYYİP BEYİ PINARHİSAR CEZAEVİ’NDE ZİYARET ETTİĞİM İÇİN KÖTÜLÜK YAPTI’
“Ben cezaevinden tahliye olduktan sonra mehmet cengiz’in yazıhanesinde Turgut Yılmaz bey ile tanıştık. Kendisi akıllı ve bir duruşu olan insan. Gerçi sonraları bana biraz kötülük yaptı, Tayyip Bey’i Pınarhisar Cezaevi’nde ziyaret ettiğim ve bazı sebepler için.
Ancak bunlar başka bir paylaşımın konusu olacak. İnşallah video çekmeye başladığımda bunları konuşacağız. Bazıları diyorlar ki “Niye şimdi söylemiyorsun?” Lütfen kusura bakmayın Twitter alemini biraz öğrendim. Burası genelde eğlence arayanların yeri ancak size de vefasızlık yapmak istemem. YouTube’da yayınladığım videolarla oluşan ateşin sönmesini siz engellediniz. Ancak sizin yapabildiğiniz, ateşin köz halinde yanmasını sağlamak oldu.”
‘SEÇİM ÖNCESİ VİDEOLARLA YAPMAM GEREKENİ YAPACAĞIM’
“Seçim öncesi YouTube’da yapmayı planladığım videolarla ben yapmam gerekeni yapacağım. Neyse konumuza geri dönelim. Bu video krizini hallettikten sonra mehmet cengiz’in yükselişi durdurulamaz bir hal aldı. Öyle ya kahraman oldu. Tabii ki sizler şu ana kadar bilmiyordunuz. Ancak Başbakan Mesut Yılmaz’ın, aslında ise ülkeyi yöneten Turgut Yılmaz’ın kahramanı oldu. Tabii o zamanki dönemlerde 5 milyon dolar büyük para. İlk olarak SimTeli satın aldım. 10 yıldır kendisi ile görüşmediğim menajer olgun aydın’ın üzerine aldım (geçmiş zaman ama yanlış hatırladığımı zannetmiyorum). Hatta o tarihlerde Akşam Gazetesi’nde ekonomi yazarı olan Güler Kömürcü, Sedat Peker SimTeli satın alıp Koç ailesine rakip oldu diye bir haber yapmıştı.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.