Serdar Denktaş ve göze çarpanlar

Serdar Denktaş ile ilgili gelişmeleri uzun süredir takip ediyorum. Cuma günü düzenlenen basın toplantısında Denktaş, kameraların karşısında bir nebze de olsun içini dökmeyi başardı. Bir çok konuya değindi ama kafalar karıştı ve mesaj tam olarak algılanmadı. Serdar Denktaş bakanlık görevlerinden çekildiğini, artık daha yoğun olarak parti işleyişi ile ilgileneceğini söyledi. DP’nin ihtiyaç duyduğu da zaten buydu. Açıkçası Serdar Denktaş’ın ana rahatsızlığının kaynağı TC Lefkoşa Büyükelçiliği idi. Daha doğrusu TC Yardım Heyeti eliyle ülkede yaratılan kaosa yumuşak dokunuşlar yapmaya çalıştı Serdar Denktaş konuşmasında. Denktaş’ın ne demek istediği daha sonra çok daha güçlü zikredilecek. Halil İbrahim Akça’nın gelişine güçlü tepki koyan DP’ye zaman zaman diyet ödettirilmeye çalışılsa da sorunun kaynağı “Denktaş” soyadından başka bir şey değil… *** Demokrat Parti’nin dönemeçten geçtiği bir aşamada, hatta hükümetin Cumhuriyetçi, Türk Partisi’nden kaynaklanan ciddi çatlaklarında bir toparlanma sürecine ciddi ihtiyaç olduğu ortada. Her ne kadar Ulusal Güçler ile bir çatışma yok, zaten Ulusal Güçler bizim bbir parçamız diye nitelendirse de Denktaş seçim sonucu ile şu anki aritmetiğin tutmadığı biliniyor. Bilinen bir diğer gerçek ise Ulusal Birlik Partisi’nden daha çok Kudret Özersay’ın “henüz daha karar vermedik, nabız yokluyoruz” şeklinde yaklaşımlarına karşın Özersay adına yapılan telefon görüşmelerinde DP’den transferler yapılmaya çalışılıyor. Kaygan bir zemine oturan DP’nin tabanına yönelik yapılan yakınlaşma ve hatta DP’nin bazı ileri gelenlerinin bile Özersay adına sokağa indiği biliniyor. Acabalar içinde dün elçilik ile Serdar Denktaş’ın arasını Kudert Özersay açmış olabilir mi? diye düşündüm. Açıkçası biraz abartılı bir senaryo veya komplo teorisi kurdum. Taşları üst üste koyduğunuzda bu çok garip de gelmiyor doğrusu. Tüm seçim süresi boyuna Kudret Özersay’ın elçiliğin adamı olduğu, elçilik desteği ile aday gösterildiği konuşuldu. Kudret Özersay “Temiz toplum, temiz siyaset” derken, elçiliğin adamı olduğu diyaloglarının gerçeği yansıtmadığını savundu. Bir gecede karar veren, elçiliğe yakın olduğu söylenen eski/yeni belediye başkanlarının Kudret Özersay’ı işaret etmesi yine elçiliğin tutumuna yorumlandı. Hatta bu belediyelerin TC Yardım Heyeti’nden projelerine destek alma vaadinin de konuşuldu. Özersay ile ilgili şimdi DP’lilere telefonlar geliyor ve Özersay’ın parti kurması durumunda bu kişilerin kurucu olup olmayacağı soruluyor. Üstelik telefonla arayanlar güçlü bir ekipten bahsediyor. *** Yukarıda da belirttim. Serdar Denktaş, Rauf Denktaş’ın soyadını taşımasa. Bu ülkede çok daha güçlü bir konumda olurdu. Denktaş’ın Kıbrıs sorunu ve müzakere süreçlerinde bir çok kişinin canını yaktığı biliniyor. Özellikle Türkiye kanadında bazı odaklar Denktaş soyadından hiç hoşnut olmadı. Serdar Denktaş’ın geçmişte yaptığı çıkışlar ve attığı geri adımlar hala o odakların zihninde gayet net duruyor. Hal böyle olunca Denktaş soyadına saldırılar ve özellikle DP’ye açılan savaş kolay kolay sonlanmayacak gibi gözüküyor.