Platform yetkilileri 11.00’de Cumhuriyet Meclisi önünde basın açıklaması yaptı.
BIÇAKLI
Platform adına ilk konuşmayı TÜRK-SEN Başkanı Arslan Bıçaklı yaptı. Bıçaklı, Güney Kıbrıs’taki seçimlerin de etkisiyle Kıbrıs görüşmelerine ara verildiğini belirterek, Kıbrıslı Türklerin dünyayla bütünleşme isteklerinin daha önce yüzde 65 evet oyuyla tescillenmiş olduğunu kaydetti.
19 milletvekilinin seçim yatırımı da yapmak adına toplumu milliyetçiler ve olmayanlar diye ikiye bölmeye çalıştığını savunarak, önerinin halen Meclis’te olduğunu, bu tip hareketlerin Kıbrıslıların birlikte yaşama istencine ve çözüm çabalarına zarar verdiğini kaydetti.
EYLEM
KTOEÖS Başkanı Selma Eylem, daha sonra, hazırlanan ortak metni basına okudu.
Eylem, 19 milletvekilinin, Meclis’in federasyonun müzakerelerde bir çözüm modeli olmaktan çıktığına ilişkin karar almasına yönelik Cumhuriyet Meclisi Başkanlığı’na öneri sunmasının, seçimler için malzeme niyeti taşıdığını ve oldukça tehlikeli bir durum oluşturduğunu savundu.
Eylem, önergeyle birlikte, Kıbrıs Türk toplumunun egemen ortağı olduğu bir Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki haklarından vazgeçildiğini, Kıbrıs'ta iki toplumun da bugüne kadar karşılıklı kabul ettiği ve BM tarafından da kayıt altına alınan uzlaşıların yok sayıldığını, Lahey ve Kopenhag görüşme sürecinde “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin tek yanlı AB üyesi olmasına sebep olmakla Kıbrıs Türk tarafına kaybettirilenlerin onaylanmış olduğunu ifade etti.
Kıbrıs Türkü’nün referandumda evet diyerek, “çözümsüzlük” damgası yemiş politikaların açtığı tahribatı düzeltmeye başladığını anlatan Eylem, bugün, bu önergeyle ve “federasyon istemeyiz” duruşuyla tek çözüm olan federasyonu istemeyiz mesajı verildiğini ve Kıbrıs Türk toplumunun tamamen dünyadan izole edildiğini iddia etti.
Eylem ayrıca, 1975 Kıbrıs Türk Federe Devleti Anayasası ve 1983 KKTC Bağımsızlık Bildirgesi’ndeki Federal çözümü öngören maddelerin de görmezlikten gelindiğini ifade etti.
Eylem, ortak açıklamaya şöyle devam etti:
“Bugün Kıbrıs Türk toplumunu haklı olduğu halde haksız duruma düşüren, yok oluşa sürüklenen bir toplum haline getiren yanlış, ayrılıkçı politikaların yenisine imza atmak isteyenler, Kıbrıslı Rumlarını, Kıbrıs'ın tek, AB üyesi devletinin sahibi yapanlardır. Bu anlayış milliyetçi bile değildir. Akıldan yoksun bir anlayıştır ve düpedüz ırkçı bir körlüktür. Kıbrıs Türk toplumuna bugüne kadar yapılmış en büyük kötülüktür.
Kıbrıs Türk toplumunu eşit ortak olmaktan çıkarmaya çalışmak, rotası, dümeni olmayan gemide maceraya sürüklemek demektir.
Barışçılığı, çözüme olan inancını tescillemiş olmasına, karşı tarafın da birçok şeyi kabul etmesini sağlamış olmasına rağmen, güçlü son politikasını da yok etmek demektir.
Rum Meclisi’nin görüşmelerle ilgili almış olduğu tek yanlı kararı tescilleyerek müzakere sürecinin baltalanmasına destek olmak demektir.
Bu anlayış Kıbrıs’ta yaşanan trajedinin sorumlularının her iki tarafın ırkçı, şoven çevreleri olduğunu gösterdiği gibi, şovenistlerin dayanışma içinde olduklarını ispatlamaktadır.
Meclise sunulan bu önerge, Kıbrıs Türk toplumuna taşıdığı sonuçların defalarca görülmesine rağmen aynı yolda ısrar edenlerin ihaneti anlamını taşımaktadır ve asla kabul edilebilir değildir.”
Ortak açıklamaya şu kuruluşlar imza koydu:
“KTAMS, KTÖS, KTOEÖS, DEV-İŞ, TÜRK-SEN, GÜÇ-SEN, EL-SEN, BASIN-SEN, BES, KOOP-SEN, DAÜ-SEN, DAÜ BİR-SEN, ÇAĞ-SEN, TIP-İŞ, TEL-SEN, HTKS, KŞK-SEN, EMEK-İŞ, GENEL-İŞ, PETROL-İŞ, MAĞUSA TÜRK GENEL-İŞ, CTP, HP, BKP, YKP, TKP-YG, TDP, BAĞIMSIZLIK YOLU, BARAKA, BORAN KÜLTÜR MERKEZİ, TABİPLER BİRLİĞİ, K.T. HAYVAN ÜRETİCİLERİ BİRLİĞİ, KTEZO, ARİF HASAN TAHSİN VAKFI, UNITE CYPRUS NOW, DKB”