Şehir tasarımında “geçmişin geleceği” diye bir kategori bulunuyor. Bu kategori, 1900'lerin ortalarına kadar yapılan “geleceğin şehri” tasvirlerini ve çizimlerini içermekte. Bu dönemde yaşayan ileriye dönük tasarımcılar, gelecekte (yani günümüzde) insanların nasıl ortamlarda yaşayacaklarını hayal etmişler ve ortaya çok ilginç resimler çıkmış.
Aşağıdaki şehir tasviri uçan arabalar, dev binaların tepelerinde gezi yolları, festivaller, ormanlar ve açık hava tiyatroları/okulları gösteriyor. Dev binalarımız var ama çoğunun tepesinde işe yarar bir şeyler yok. Hele gökdelenler arası yaya yolları, ormanlar falan hiç yok. Uçan arabalar konusuna ise ancak yeni yeni gelebildik. Son birkaç senedir konuşulan bir konu ama henüz piyasaya çıkmış seri üretim uçan araba da yok. Bu tasvir pek gerçekçi değil.
Tasarımı yapan Louis Biedermann (1874-1957), Avrupai bir şehir hayal etmiş. Geleceğin (yani günümüzün) şehrinde insanlar çalıştıkları binada veya çok yakınında yaşıyorlar. Binaların birinin tepesinde “açık hava okulu” görüyoruz. Bu İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'da denenmiş ama pek yayılamamış bir eğitim hareketi olarak anılıyor.
İkinci resim ise 1925 kökenli. Popular Science Monthly dergisinde yayımlanmış bu tasarımda 1950'lerin şehirleri hayal edilmiş. Yine gökdelenler görüyoruz ama bu sefer tüm trafik katmanlar halinde yerin altına taşınmış. Sokaklar tamamen yayalara bırakılmış. Yine uçan araçlar var ama bunlar klasik zeplinler şeklinde, yani şehiren şehire giden toplu taşıma araçları. Bu ikinci tasvirdeki en işe yarar şey ise belki de en alt katta giden elektrikli trenler ve özel kargo tüpleri olsa gerek.