Koronavirüs aşılarında sağlanan gelişmeler ekonomik görünümü biraz canlandırsa da uzmanlar aşı dağıtımının gelişmekte olan ülkelerde yavaş olması halinde küresel ekonominin pandemi öncesi seviyelere dönüşünün uzun zaman alacağını düşünüyor.
Gelişmiş ülkelerde de virüsün yayılma hızını düşürmek için yürürlüğe sokulan yeni yasakların da ekonomik düzelmeyi geciktirmesi bekleniyor.
Citi Bank ekonomistleri aralık ayında yayınladıkları raporda aşıların doping etkisi yapacağını fakat bunun asıl etkisinin 2022'den önce görülmeyeceğini belirtti. Ekonomistler 2021'de iyileşmeler görüleceğini fakat bunun büyük oranda kötü geçen 2020'deki baz etkisinden kaynaklanacağını vurguladı.
Ekonomik aktivitede sert düşüş
Yıl başında Çin'de ortaya çıkan Covid-19 hızla tüm dünyaya yayılarak birçok ülkede aylarca sokağa çıkma yasakları, kısmi kısıtlamalar gibi önlemlerin uygulanmasına yol açtı. Bu da ekonomik aktiviteye büyük darbe vurdu. Bunun sonucu olarak da ekonomik aktivitenin en önemli göstergesi olan gayrisafi yurtiçi hasılalarda çakıldı.
Uluslararası Para Fonu küresel ekonominin 2020'de yüzde 4,4 daralacağını hesaplarken 2021'de yüzde 5,2 büyüme olmasını bekliyor. IMF ekim ayında küresel ekonominin düzelme sinyalleri vermeye başladığını fakat pandemi öncesi seviyelere ulaşmanın uzun vadede, dengesiz ve belirsizliklerle dolu olacağını açıkladı.
Seyahat yasakları
Dünya genelinde en önemli koronavirüs yasaklarından biri sınırların kısmen ya da tamamen kapatılması oldu. Bu da uluslararası seyahatleri neredeyse durma noktasına getirdi.
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Organizasyonu'na göre 1 Kasım itibarıyla 150'den fazla ülke Covid-19 ile ilgili seyahat yasaklarını gevşetmeye başladı. Fakat birçok kısıtlama yürürlükte kalmaya devam ediyor.
Buna göre sınırlar sadece belli ülkelerden gelenlere açıldı. Seyahat edenlere ülkeye giriş öncesi Cvid-19 testi yaptırma şartı konuldu. Ülkeye gelenlerden kendilerini karantinaya almaları istendi.
İşsizlik artışı
Pandemi nedeniyle yaşanan ekonomik daralmanın en fazla hissedilen etkisi istihdamda görüldü. OECD'ye göre Covid-19'un iş gücü piyasalarına ilk etkisi 2008 yılındaki küresel mali krizin ilk aylarından 10 kat fazla oldu.
OECD pandemiden en fazla düşük gelirli çalışanların etkilendiğini açıklarken hizmet sektöründeki temel işleri yürüten düşük gelirli çalışanların ise çalışma esnasında hastalığa yakalanma riski taşıdıklarına dikkat çekti.
Kamu borç yükü
Pandemi sırasındaki ekonomik kayıpları azaltmak ve istihdamı korumak için hükümetler harcamalarını sonuna kadar artırdı. IMF'nin ekomi ayında yayınladığı rapora göre devletler tarafından pandeminin ekonomik etkisini azaltmak için hazırlanan paketlerin büyüklüğü 12 trilyon dolara ulaştı.
Piyasalara pompalanan likidite aynı zamanda kamu borçlarının da rekor seviyelere yükselmesi anlamına geldi. Buna rağmen IMF hükümetlerin bu likiditeyi geri çekmekte acele etmemesi gerektiğini söyledi.
Merkez bankaları devreye girdi
Ekonomiyi canlandırmak için mali teşviklerin yanı sıra merkez bankaları da para politikalarıyla devreye girdi. Birçoğu faiz oranlarını rekor düzeylere indirerek hükümetlerin borçlanma maliyetlerini düşürmeye çalıştı.
Amerikan Merkez Bankası Federal Reserve politika faizini yüzde 0'a yakın düzeylere çekti ve enflasyon yüzde 2'lik hedefin üzerine çıkana kadar faizleri artırmayacağını açıkladı.
Fed ve Avrupa Merkez Bankası gibi önde gelen bankalar finansal sistemde nakit sıkışıklığı yaşanmaması için varlık alım programlarını genişletti ya da yeni programlar başlattı.